16 Eylül 2013 tarihinde başlayan eğitim ve öğretim döneminin ilk yarısı 24 Ocak 2014 tarihinde sona erdi.
On sekiz milyona yakın öğrencimiz ile yaklaşık sekiz yüz bin öğretmenimiz 10 Şubat 2014’e kadar dinlenme sürecine girdiler.
Okul dönemlerinin en önemli belgeleri karnelerdir. Çocuklarımız karnelerini aldılar.
Şimdilerde yeni bir alışkanlık kalıcı olma, hak olma özelliği haline dönüştü; Karnesinde kırık notu olmayan öğrenciler, ebeveynlerinden hediye beklemektedirler.
Aslında çocuklara armağan verme, belli kesimlerce ticari hayatı canlandırma âdetlerinden biridir.
Oysa eğitim ve öğretim yarıyılını başarıyla tamamlayan öğrenciler aslında, görevlerini yapmışlardır. Bunun en güzel karşılığı, yüreklerinde hissettikleri haz olmalıdır.
Anne ve babalarını mutlu etmelerinin yanı sıra, kendi emeklerinin de karşılığını almaları en büyük kazanımlarıdır. Bundan övünç duyarak, mutlu olmalıdırlar.
Çocuklara bu manevi değeri yüksek duyguları algılatmak, onlara sevgiyle, övgüyle, takdirle yaklaşarak, okul dönemlerine önem vermelerini ve yarınlara hazırlanmalarını sağlamaktır.
Ancak öğrencilerin bir bölümü beklenen düzeyde başarılı olamayabilirler. Ebeveynler bu durumda serinkanlı, sâkin olarak olumsuzluk nedenlerini araştırmalıdırlar.
Başarılar ve başarısızlıklar sadece çocuklara ait birer olgu değillerdir.
Öğrencinin sağlık durumu, çalışma ortamı ve olanakları, anne ve babasının ilgisi, öğretmenin öğretme kapasitesi, okulun genel ortamı ailece gözden geçirilmelidir.
Karnelerde bulunan kırık notlar, çocuğun başarısız bir kişi olduğunu yansıtmaz. Ancak bazı sorunların olduğunu aileye gösterir.
Çağdaş eğitimin öngördüğü; öğrenci velilerinin, öğretmenlerin ve tüm ilgililerin hoşgörüyle çocuğu incitmeden, aşağılamadan, ürkütmeden ve sevecen davranarak uyarmak ve kazanmaktır. Öğrenciyi ikinci dönem için başarıya yönlendirmektir.
Öğrencilerimizin tatil sürelerini en iyi şekilde geçirmelerine elimizden geldiğince yardımcı olmalıyız.
Öğrencilerin yoğun ders programları nedeniyle zaman ayıramadığı, özel ilgi alanlarına yönelmelerine izin vermeliyiz.
Anneler babalar çocuklarını kitapevlerine götürmeli, ilgi duydukları, zevk aldıkları konulardaki kitap ve dergileri almalarına yardımcı olmalıdırlar.
Zaman zaman evde yakın arkadaşlarıyla oynamalarına izin verilmelidir. Televizyonlarda gösterilen doğa olayları, ormanlar ve barındırdıkları hayvanlar, denizlerdeki hayat, çevre, yaşam gibi tabiata ilişkin programlar, çocuklara önerilmelidir.
Hiç kuşku yok ki iyi değerlendirilen bir tatil, çocuklarımıza kendilerini yenileme ve ikinci yarıyılda daha yüksek performans gösterme fırsatını sağlayacaktır.
Okul süresince öğrencilerimize ilgi gösteren değerli öğretmenlerimize ve çocuklarımızı eğitim ve öğretim süresince ilgiyle takip eden ve destek olan ebeveynlerimize, ders yılının ikinci döneminde de başarılar dilerim.