Ters İşleyen Barış Süreci

111

 

ABD’de neden darbe olmaz diye birine sormuşlar; aldıkları cevap çok dikkat çekicidir :”ABD’de Amerikan Büyükelçiliği yoktur da ondan!”. Türkiye’de bir darbe edebiyatı ve ezberi sürdürülüyor. Aslında askeri darbeler ileri sürülerek birçok sivil darbe gizlenmeye çalışılıyor. Oslo ve İmralı görüşmeleri birer sivil darbe değil mi? Anayasadan Türk kimliğini çıkarmak Türksüz, Atatürksüz, Türk Milleti olmayan bir metni dayatmak birer sivil darbe değil mi? Eğer bir ülkede sözde stratejik müttefikimizden onay alınmadan darbe yapılamayacağı bir gerçek ise, bu ülkede darbe ABD’ye karşı mı yapılacak?  ABD ile çok yakın ve paralel giden bir iktidar neden düşürülsün ki?

Son yıllarda siyasetin yargıya müdahalesi dikkat geçer hale gelmiştir. Türk toplumu darbelere karşıdır; ama adalete müdahale edilmeden yargılamadan da yanadır. Bu müdahale dolayısıyla Konsensüs adlı araştırma şirketinin yaptığı bir araştırmada son 10 senede %62 gibi önemli bir oranda yargı sistemine güvenilmediği ortaya çıkıyor. Maksatlı bir şekilde Ergenekon adı verilen Ümraniye davasını onaylayanların oranında devamlı bir düşüş var. Mart 2010’da onaylayanların oranı %49,3 iken Mart 2013’te bu oran %39‘a düşmüştür. Hukuk devletinin yara almaması istikrarın temelidir. Ümraniye Davasını onaylamayanların oranı Mart 2010’da %50,2 iken bu oran Mart 2013’te yine aynı araştırma kuruluşuna göre %60,2‘ye çıkmıştır.

Bize uymayan ve sadece belirli ülkelerde uygulanabilen başkanlık sistemine geçme konusu da ayrı bir sorundur. Başkanlık sistemine geçebilmek için terör örgütüne ve belirli çevrelere olmadık tavizler verildiği ortaya çıkmaktadır. Demokratik parlamenter sistemin daha da iyileştirilmesi mümkün iken; demokrasi ile uyuşmayan tek adam diktasına ülkeyi götürecek anlayış, akla ve mantığa aykırıdır. Nitekim, bazıları araştırmaları örtbas etse dahi, başkanlık sistemine geçilmeli diyenlerin oranı Mart 2011’de %38,2 iken, Mart 2013’te %32,3‘e düşmüştür. Medyadaki baskılara ve çıkar karşılığı yönlendirmelere rağmen, başkanlık sistemine geçilmeli diyenlerin oranı sürekli düşmektedir.

Teröristler ile kucaklaşan malûm partinin milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılacak diye ortalığı toz duman edenler, şimdi onları muhatap alarak sözde terörü engelleyecekler. Bunun adını da barış süreci diyorlar. Sevr Anlaşması ve Osmanlı’yı bitiren Mondros Mütarekesi de barış getirdi ama bu barış bizimle hiç ilgili değildi. Hatta İstanbul’da barış geliyor diye fener alayları düzenlenmişti. Acaba tarih tekerrür mü ediyor? Silah bırakmamış cinayet şebekesi terör örgütüne taviz verdikçe, onu muhatap aldıkça, birçok terör örgütünü cesaretlendirir ve terörle bir yerlere varılabileceğini düşündürür hale gelirsiniz. Diyarbakır’da yapılan son Nevruz mitingi zafer şarkıları ile yankılandı. Ortada silah bırakma yok; ama silahların susması var.Terör örgütü ülkeyi demokratikleştirecekmiş! Terörist başı silahlı mücadele bitti, artık demokratik siyasi mücadele başladı diyor. Bu bir isyandır ve başkanda benim ifadelerini kullanıyor. İdamla yargılanmış hükümlü bir katilin içeriye ve dışarıya mesajını verdirmek devleti küçük düşürmüştür. Terör örgütünü hiç de benimsememiş olan Kürt vatandaşlarımız zorla örgüte yönlendirilmektedir. PKK bu vatandaşlarımızı temsil edemez diyenler bugün tersini yapmaktadırlar. Mitingde eli silahlı 5000 sözde özel güvenlikçi yani örgüt üyesinin polisin yerini alması nasıl kabul edilebilir? Örgüt başının resimlerinin ve paçavralarının dolaştığı bir mitingde Türk bayrağı neden yer alsın ki?

Güneydoğu Anadolu’da yapılan bir araştırmada, PKK ve terörist başına güven %20‘lerin altında kalıyor. (Bilgesam,”Demokratik Açılım ve Toplumsal Algılar” sh.11) Ayrımcılığın etnik temelde olduğunu düşünenler %16‘dır.(Bilgesam,”Güneydoğu Sorunu Sosyolojik Analizi” sh.157) Bazıları ise bu güveni arttırmak için elinden geleni yapıyor. Bu olup bitenlerden sonra terörü destekliyor diye bazı Avrupa ülkelerini nasıl suçlayacağız? Sorun Kürt sorunu değil; dün ve bugün Kürtleri kullanıp Anadolu’yu haçlılara açma sorunudur. Burada kimse taşeronluğa özenmemelidir.

 

 

Önceki İçerikTürklerin Milli Hafıza ve Gelecek Sorunu
Sonraki İçerikTürk Milleti İhanet Etmez, Haini Affetmez
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)