“İlginç Bir Çağda Yaşayasın Emi”

92

Şu bizim ‘Çılgın Türkler‘in tarihini en az  4 bin, azamî 17 bin yıl olarak veren var. Sosyo-kültürel olarak da, teo-siyasal olarak da, fizyo-genetik olarak da karışmış olsa dahi devam edegelen bir Türk Devlet Geleneği, her türlü coğrafyaya ve şartlara uyum gösterebilen bir Türk Milleti ve her halükârda nesilden nesile tevarüs eden bir Türk Kültürü hep var olmuştur.

Açık tenli – gök gözlü olarak başlıktaki beyanın sahibi Çin kayıtlarına giren Hunlardan milletimize ismini veren Göktürklere, uygarlığın ad ve anlamdaşı Uygurlardan Türk-İslâm mayasının ilk hamurkârı Karahanlılara değin adları farklı da olsa ortak ülkü şeridinde yaşayan aynı / tek bir millettir.

Anadolu’ya geldiğinde ismi ya Oğuz, Türkmen, Selçuklu olarak telâffuz edilen ya Karamanoğlu, Germiyanoğlu, Dulkadiroğlu şeklinde adlandırılan topluluk da aynı topluluktur. Hatta onlar kendilerini “Diyar-ı Rum“, “İklim-i Rum“, “Gaziyân-ı Rum” gibi coğrafî adlandırmalarla tarif ettikçe Batılılar ve Ortadoğulular “Turkhia“, “Memalik-i Türkî“, “Diyar-ı Türkiyye” gibi milliyetli tariflerle anageldiler.

600 sene Osmanlı olarak adlandırılırken sorun yoktu. Neticede bir milletin (Türk) içindeki boylar birliğinden (Oğuz) birinin (Kayı) çıkardığı sülâlelerden tekinin (Osmanoğulları) devlet ve millet adıdır Âl-i Osman. Cumhuriyeti kuran kadro da hanedanlıktan millet, saltanattan ulus devlet olmaya giden yolda en güzel ve en doğru ismi buldu, kullandı: Türkiye, Türk Milleti. Gâza ruhlu bir milletin Gazi önderi de, o büyük öncünün “fikirlerimin babası” dediği Diyarbekir’li Gökalp Ziya Bey de, Anayasamızın 35. maddesi de bu ülkenin tüm vatandaşlarını aynı eşit, aynı lâtif bağla bağlamıştır.

Elmayla armudu (Türk, Kürt’ün muadili değildir. Türkmen-Kürt-Laz-Çerkez vb. kardeştir) karıştıran ve Türlük, Kürtlük; her türlü milliyetçilik ayaklarımın altındadır diyen ve referans aldığı Veda Hutbesi‘ni bile ‘İmralı Özeli‘ için bir güzel kendine ayarlayan Sayın Başbakan‘a bir İslâm Tarihi hocası olarak ben yardımcı olayım:

“Kan (kin) davası ayaklarımın altındadır. Faizcilik (banka, kapitalizm) ayaklarımın altındadır. Kavmiyet asabiyesi (aşiretçilik, parti – teşkilat yandaşçılığı, hemşehrizm, etnikçilik, bölgecilik, mezhepçilik ya da anti-mezhepçilik, aile saadeti için gemicikler) ayaklarımın altındadır. Kürt’ün Türkmen’e, AKP’linin DSP’liye üstünlüğü yoktur. Üstünlük Allah bilinciyledir.

Son Peygamber‘in ilâ-yı kelimetullah davasının, âleme nizam verme rüyamızın ve yeryüzünü adaletle, merhametle yaşatma mayasının bayraktarı Türk Milleti‘nin manevî şahsiyetini kimse ayaklar altına alamaz. En Başta olsa bile..

Âyet der ki: “Allah gözlerin hain bakışını bilir.”