Başbakan’ın Çin Ziyareti

93

Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı, altı bakanı, işadamlarımız ve basınımızın bazı mensuplarıyla beraber önemli bir geziyi gerçekleştirdi. Çin’i resmen ziyaret etti.

Tüm dünyada dikkatle izlenen gezi, önemli değerlendirmelere ve yansımalara neden oldu.

Özellikle Çinli yetkililerce son derece iyi hazırlanan ve en üst düzey protokol kurallarını uygulayarak gerçekleştirdikleri karşılama törenleri, sıcak bir ilişkinin ilk işareti oldu.

Böylece, 2009 yılında Doğu Türkistan’daki olaylar nedeniyle, Türkiye ile arasında sıkıntılar yaşayan Çin,  Başbakan’ın ziyaretiyle, Türkiye ile ilişkiler açısından yeniden iyi bir döneme girdi.

Aslında hem bu ziyaretin gerçekleşmesinde hem de Sincan Uygur özerk bölgesindeki olumlu gelişmelerin kaydedilmesinde, Çin Devlet Başkanı Yardımcısı  Şi Cindin (Xi Jindine)’in önemli gayretleri olmuştur. Özellikle 2012 Şubat ayında,  ülkemizi ziyaretindeki yapıcı girişimleri iki ülke arasındaki gerginliği gidermiştir.

Başbakanımızın gezisinin ilk durağı, özerk Doğu Türkistan’ın merkezi Sincan (Urumçi) olmuştur. Sayın Erdoğan’ın bu çok önemli ziyareti soydaşlarımızca “Türkiye’den kardeşlerimiz geldiler”  diye, mutlulukla ve yoğun ilgiyle karşılanmıştır.

Uygurların büyük ölçüde yaşadığı bu bölgede, ikindi namazında adeta izdiham yaşanmıştır. Başbakan, cami imamının refâkatinde mihrâba kadar varmış ve namaz kılınmıştır.

Namazı takiben, İmam duasının sonuna doğru durarak, Başbakan’dan duayı tamamlayarak Fatiha demesini rica etmiştir. Başbakanımız “ölenlere Allah’tan rahmet ve de yaşayanlara sağlık, âfiyet” dileyerek , ” el-Fâtiha ” demiştir. Cami çıkışında sayın Erdoğan, cemaatin devam eden sevgi gösterileriyle, bu bölgedeki ziyaretini tamamlamıştır.

Başbakanımız ve beraberindekiler, Çin’in görkemli ve ihtişâmlı başkenti Pekin (Beijing)’e hareket etmişlerdir.

Çin 9.600.000 kilometre karelik yüz ölçümüyle dünyanın en büyük ülkelerinden biridir (kimi kaynaklar üçüncü kimileri ise dördüncü büyük olarak görmektedir). Nüfusu ise Çin’i, yaklaşık bir milyar dört yüz milyon (1.347.350.000 31 Aralık 2011 itibariyle) kişiyle dünyanın en kalabalık ülkesi yapmakta ve yine tüm dünya nüfusunun yaklaşık %20 (%19.23) sini Çin nüfusu oluşturmaktadır.

Bu büyük populasyonun %95’i okur yazardır. 850 milyon kişi fiilen çalışmakta ve üretmektedir. İşsizlik %4 seviyesiyle tüm dünya ülkeleri arasında en düşük orandadır. Ülkedeki enflasyon %3 civarındadır.

Çin’deki AR-GE (Araştırma- Geliştirme) kurumlarımda bir buçuk milyon kişi çalışmaktadır. Her yıl 400-500 yeni buluş gerçekleşmekte ve tescil edilmektedir.

Çin uygulamakta olduğu beş yıllık planların XII. Plan dönemini gerçekleştirmektedir. Bu dönemdeki önemli başlıklardan biri 35 bin kilometre yeni otoyol üretmektir. Böylece servise alınacak otoyol uzunluğu 110 bin kilometreye ulaşacaktır.  Zira Çin her yıl yalnız iç pazarı için 18 milyon otomobil üretmektedir.

2011 yılı rakamlarıyla Çin’in ihracatı 1 trilyon 900 milyar  $’dır. İthalatı ise 1.7 trilyon $ civarındadır. Dış ticaret fazlası 2011 için yaklaşık 200 milyar $’a ulaşmıştır.  Şüphesiz ki bu iktisâdi veriler, olağanüstü bir ekonomi gücünün göstergesidir.

Günümüzde ise Çin’in 345 milyar $ seviyesinde dış ticaret fazlasına ulaştığı ifade edilmektedir.

Türkiye’nin 2011 yılında Çin’den 24.159.678.000 $ tutarındaki dış alımına karşın, 2.466.798.000 $ dış satımı gerçekleştirebilmesi, ekonomik açıdan aleyhimize bir göstergedir. Dileriz, Başbakanımızın ziyareti sonrası aramızdaki “dış ticaret dengesizliği” eşitlenme yolunda olumlu bir trende girerek, mâkul rakamlara ulaşır. 

Çin, yeryüzünün en eski ve kâdim medeniyetlerinden biridir. Bizim eski komşumuzdur. Dünyanın uzaklıklarını giderek azaltan yenilikler ve teknolojik gelişmeler, aramızdaki iyi niyetli ilişkilerin olumlu yönde gelişmesine yardımcı olur.

Mutlulukla öğrendiğimize göre, Çin üniversitelerinde çok sayıda Türk öğrenci eğitim görmektedir. Konuyla ilgili olarak Türk Çin İşadamları Derneği Başkan’ı sayın Levent Oğuz, Çin üniversitelerindeki Türk öğrencilere yakın ilgi gösterdiklerini  ifade etmiştir.

Ayrıca, akademik kariyer yapan öğrencilerimizin azımsanmayacak sayılara ulaştığı, yüksek lisans ve  doktora çalışmalarını Çince yazabilecek düzeyde bu dili öğrendikleri ve kısa bir süre sonra Türk Çin ilişkilerine olumlu katkılar sağlayacak düzeye gelebilecekleri yine sayın Oğuz tarafından açıklanmıştır.