Silahsız Terör ve Abant Maceraları

96

Üniversitelerde olup bitenden kamuoyu pek haberdar değil… PKK uzantıları Kürtçe afiş ve propaganda afişleriyle psikolojik baskı yaratma peşindeler. Aşırı solun önemli bir bölümü de Devlete ve milli kimliğe de düşman olduklarından Kürtçü ırkçı ve bölücülerle kolaylıkla işbirliğine gidebiliyorlar. Demek ki Türkiye modeli yeni sosyalizmde etnik ırkçılık ideolojik bir vasıta olarak kullanılabiliyor.
Geçenlerde İstanbul Üniversitesi yerleşkesi içinde ve S.B.F önünde bir gurup PKK’lı iki ülkücüye saldırmışlar. Birisi yarı koma halinde hastaneye kaldırılmış. Gözdağı verilerek PKK karşıtı her öğrencinin eğitim ve öğretim hakkı elinden alınmaya çalışılmaktadır. Meclisten üniversiteye kadar terör estirenler durup dururken ortaya çıkmamıştır. Demokratikleşme ve açılım adı altında oynanan oyunlar, bölücü ırkçılığı teşvik etmiş ve sırtını sıvazlamıştır. Son 8-10 senede olup bitenler gözlerden kaçırılmayacak kadar ortadadır. Aslında  Türkiye’de Kürt asıllı vatandaşlarımız için değil; dıştan kumandalı işbirlikçi bazı siyasiler ve belediye başkanları başta olmak üzere, malûm takım imtiyazlı hale getirilmeye çalışılıyor. Anayasada bile Cumhuriyetin eşit vatandaşları yerine gurup ve kollektif haklar tanınarak bazılarına pozitif ayırımcılık yapılma gayreti var.
Geçen Perşembe günü Sivas olayları bahane edilerek İ.Ü. Merkez binada çatışma yaşandı. Yine iktidarca şımartılan PKK yandaşları olayların içindeydi. Ancak bu defa çirkin bir tertip sırıtıyordu. Sadece etnik ırkçılık tahrik edilmiyor; mevcut şartlar değerlendirilerek mezhep çatışması da planlanıyor. Bir tarafta Sünni etiketli Müslüman gençlik, diğer tarafta da Alevileri ve aşırı solu kullanmak ve kendi tarafına çekmek için gayret gösteren PKK’lı ırkçılar. Herhalde oyun bundan böyle bu şekilde oynanacak.
Sadece üniversitelerde değil; toplumun değişik kesimlerinde çatışmaya hazır psikolojik bir ortam gerçekleştiriliyor. TV dizilerinden hemen hemen birçok yerde hep çatışma, silah ve kavga öne çıkarılıyor. Türk Milleti birbiriyle kavgalı hale getiriliyor. Bu tehlikeli gidiş yetkilileri hiç uyandırmıyor. RTÜK’ün Diyarbakır’da bir mahalli TV kanalıyla ilgili aldığı karar utanç vericidir.
Sadece bunlar değil; ama Fethullahçı diye isimlendirilen bir cemaatin milli devlet ve üniter yapı aleyhine nasıl kullanıldığı son Abant toplantılarında da görülüyor. Bir dönem inanan insanların gördüğü ve çoğu kere de abartılan baskılar, bugün Devlete karşı kullanılıyor. Kullananların önemli bir bölümü birden liberalleşen eski komünist takımı… Güya Müslümanları savunmak bunlara düşüyor.
Son toplantıda iki halk şairi gelip program yapmış. Bütünlükten, birlikten ve kardeşlikten bahsetmeleri toplantıya hakim olan etnik ırkçıları oldukça rahatsız etmiş. İşin enteresan tarafı, Kürtçülük yapanların önemli bir bölümü de Kurmançca bilmiyor. Bunlar tabii ki vatan sevgisiyle dolu o halk şairleriyle ters düşeceklerdi. Bir ünvanlı şahıs çıkmış, belediyelere yargı dahil aşırı yetkiler verilmesini istiyor. Bir diğeri Ankara’yı yok saymış federalcilik yapıyor.
Eski bir sola yanaşma siyaset hokkabazı araştırmacı, Kürtlere yağ çekiyor. Abant toplantıları aslında bu cemaatin aynasıdır. Bu düşünülenlerin hiçbirisi ne millidir ne de İslami… Bir vakıf başkanı “Yaptığımız iş vatan hainliği ise; direkt gidelim mahkemenin karşısına” diyebiliyor. Hala vatana hıyanet kanununun yürürlükte olduğunu zannediyor. Bu gibi kişiler faydalansın diye yasa çoktan değiştirildi. Anlaşılan Abant toplantısında bir PKK bayrağı ve KCK flaması yoktu…

Önceki İçerikÇorba Çeşmesi!..
Sonraki İçerik“İç Düşmanlar” Dış Dostlardan Daha Yakındır
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)