Tüm kadınlara ithafen…
Nisa süresi 34. ayetinde Allah(cc) şöyle buyuruyor “…iyi kadınlar Allaha itaat ederler. Allah onların (kadınların) haklarını nasıl korumuşsa onlar da kocaları yanlarında olmadığı zaman iffetlerini korurlar. Dik başlılık, fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara nasihat edin (öğüt verin). Eğer uslanmazlarsa kendilerini yataklarında yalnız bırakın (küserek sırtınızı dönün). Bunlar da fayda vermez, mecbur kalırsanız (hafifçe) dövün. Bundan sonra eğer huysuzluğundan vazgeçerlerse kendilerini incitmeye bir bahane aramayın (boşama yoluna gitmeyin). Çünkü Allah çok yüce, çok büyüktür.”
Müteakip ayette “Eğer eşlerin birbirlerinden ayrılacaklarından endişe ederseniz, o zaman kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bu hakemler onların aralarını barıştırmak isterlerse (Allah) onların aralarını düzeltir. Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.”
Küçük beyinler büyük meseleleri kavrayamaz. İnsanların sosyal ve dini meselelere yaklaşım tarzları önemlidir. Genellikle bu yaklaşım tarzı iki şekilde olur:
a ) İyi niyetli yaklaşanlar
b) Art niyetli yaklaşanlar
Her duruma göre cevap verme ve izah etme tarzı farklıdır. Bu bölüm inanmayan aynı zamanda art niyetli olan ve kafa bulandırmaya çalışanlara verilecek cevabı içermektedir.
Bu meseleyi doğru anlayabilmek için, öncelikle bu ayetin sebebi nüzulünü bilmek gereklidir. Sonra peygamber (sav) ve sahabe bu ayeti nasıl anlamış, yorumlamış ve uygulamıştır ona bakmak gerekir. Cahiliye mantığıyla Kur’an doğru anlaşılamaz ve yorumlanamaz. Unutmamak gerekir ki Müslümanlar olarak biz Kur’an-ı doğru anlamak ve yorumlamak, anlayamadığımızı da sorup öğrenmek durumundayız.
Yoksa bu ayet ya da bazı ayetler günümüze uymaz, öyleyse onları Kur’an’dan çıkaralım, yok sayalım deme hakkına ve lüksüne sahip değiliz. Ama hoşuna gitmeyen aklına yatmayan insanların Müslüman olmak gibi bir zorunlulukları da yoktur. Bu bir tercih meselesidir, mecburiyet yok.
Ayetleri seçme, dinin kurallarını koyma hakkımız da yok. Herkes haddini bilecek. Bazı haddini bilmez aklı evvel ateistler bu ayete bakarak içeriğini bilmeden, cahiliye mantığıyla bu ve benzeri ayetleri yorumlayarak Kur’an’ın, İslam’ın perde arkasından da Allah’ın kadına bakışının şiddet içerdiğinden bahsederek saf zihinleri bulandırmaya çalışıyorlar. Bu art niyetli bir yaklaşımdır.
Bilmezler ki küçük beyinler büyük meseleleri kavrayamaz. Bunlar dünyayı gördükleri kadar sanır, görmediklerini yok sayarlar. Akıllarının almadığı mantıklarının kavramadığı hususları mantıksız olarak nitelendirirler.
Bunlara verilecek cevap şöyledir:
Bunlardan biri bir gün Hz Ali’nin yanına gelerek “Ya Ali merek ediyorum Allah kıyamet günü bu kadar insanı nasıl teker teker sorguya çekecektir” diye sorar.
Aslında merak ettiğinden değil şeytanlığından. Ona göre Hz Ali bu soruya cevap veremeyecek. Aklınca Hz Ali’yi zora sokacak.
Hz Ali (ra) cevaben buyurur ki, “Bu kadar canlıyı teker teker nasıl rızıklandırıyorsa öylece de sorgulayacaktır. Bir canlıyı ömür boyu doyurmak mı? Zor Yoksa onu bir sefere mahsus sorgulamak mı?”
Bu cevap üzerine ayetteki ifadesiyle “kâfirin gözleri fal taşı gibi açılır”.
Ne müthiş zekâ, ne müthiş cevap değimi?
Devam edecek…