Hangi Atatürk, Hangi Demokrasi?

75

 

Birileri, ölümünden 74 yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk ve kurduğu düzenle hesaplaşıyor!

“Mustafa Kemal bir diktatördü!

Zorla Laikliği dayattı!

Zorla şapka giydirdi!” diyorlar!

Kimileri daha da ileri gidiyor;

“İşgal altında olsaydık, onlar da Mustafa Kemal’in yaptıklarını yapardı!” diyebiliyor!

Akılları tutsak edilmiş, kimi çobanların uysal köleleri haline gelmiş, kimi gencecik insanlar; “Humeyni’yi seviyorum, Atatürk’ü sevmiyorum” diyor. Öylesine akılları alınmış ki, “93 Harbi kahramanı Nene Hatun’u alıp, Kurtuluş Mücadelesi’nin kahramanlarından Sütçü İmam’ın yanına getiriyorlar!

Gençliğe Hitabe, Onuncu Yıl Marşı, 19 Mayıs, hatta en büyük ulusal bayramımız Cumhuriyet Bayramı batıyor birilerine!

–   ABD stratejik ortağımız olamaz;

–   Emperyalizmin silahlı gücü haline gelen NATO’dan çıkmalıyız;

–   Müslüman komşularımıza saldıran ABD’nin yanında olamayız; diyenler bir bir tutsak ediliyor!

Hizbullah’ın eli kanlı katilleri salınıyor, kaçırılıyor; terör örgütü militanları dağdan inip aramıza karışıyor ama Türk Ordusu’nun kimi subayları “terör örgütü kurma” iddiaları ile demir parmaklıklar arasına konuyor!

“12 Eylül’den hesap soracağız” diye, Referandum yoluyla Yargı erki ele geçiriliyor ama 12 Eylül düzeninde bakanlık yapmış olanlar yok sayılıyor!

Bu ülkede -sözde- “İLERİ DEMOKRASİ” vaat ediliyor ama küresel düzenin dünya ölçeğinde oynadığı demokrasi “trajikomedisi” sahneleniyor!

“Yeni Kölelik Düzeni” dünya insanlığını tutsak ediyor!

Kaç insan farkında?

– Uzayda yüzbinlerce uydunun gözetimi altındayız!

– Yaşadığımız her alanda Mobese Kameraları ile izleniyoruz!

– Cep telefonları, ev telefonları dinleniyor!

– Bilgisayarlarımızdaki yazışmalarımız takip altında! Kimi zaman usta eller giriyor ve diledikleri düzeni kurup, “delil” sayıyorlar!

– Vatandaşlık numaraları ile takip altındayız!

– Kimlerin ne zaman, evimize, işyerimize, kaldığımız otele kamera yerleştireceğini, sonra da ustalıkla kayıtları gelip alacağını ve bu kayıtların nerede ne zaman yayınlanacağını bilemiyoruz!

Ne özel yaşamımızda, ne ticari yaşamımızda, ne sosyal ne de siyasal yaşamımızda ÖZGÜR değiliz!

Toplumu “Cemaat Düzeni” ile bölüp parçalamışlar, böylelikle “sürü-çoban ilişkisi” kurmuşlar! Çobanlarla anlaşıp sürüye demokrasi oyunu oynatıyorlar!

Aslında, ulusal ve uluslar arası sömürünün efendilerinin zincirsiz köleleri haline gelmişiz!

Kimileri farkında ama sürüye katılanlar “demokrasi masalları” ile uyutuluyor!

21. yüzyılda, küresel köle pazarının tutsaklarıyız.

Öylesine yıkanmış ki -kimi- beyinler; bu tutsaklığı görmeden 1920’lerin Mustafa Kemal’i ile hesaplaşma cüretini gösteriyorlar!

Tarih sahnesine çok sonra çıkan Hitler’i, Mussoloni’yi, Salazar’ı, Franco’yu, Pinochet’i, El Beşir’i, Arabistan Kralını, Arap Şeyhlerini, her biri diktatörüne göre değişen “sözde şeriat düzenlerini”, küresel sermayenin Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Tunus ve Mısır’da “Demokrasi Getiriyoruz” diye yaptıklarını görmüyorlar!..

Şimdi Türk ordusunu komşumuz Suriye’ye müdahaleye zorluyor emperyalizm!

21. yüzyılda “demokrasi” diye küresel sömürüyü azgınlaştıranlar, Mustafa Kemal’i bu toplumun gözünde aşağılamaya çalışıyorlar!

Buna tek kelimeyle yanıt verilebilir; insaf!..