Türkiye Toplantıları’nın Konuğu; Bülent Arınç

96

İstanbul’da batılı tabirle tink tenk, bizim lisanımızla, görüşü olan aydınların birlikteliğini ve çalışmasını değerlendiren kuruluşlar bir hayli fazla. Her kesim böyle bir kuruluşla etkinlik programlıyor. Ülkemizde tür bu uygulama merhum Turgut Özal ile geldi. Ancak bir kısım toplantılara girmek ücretli, bir kısmına ise mutlaka üye olmak gerekiyor.

Batıda bu iş profesyonel ve belli bir telif ödenmedikçe, söz konusu konuşmacıdan veyahut açıklamadan istifade etmeniz mümkün değil. Hatta Bilkent, Sabancı, Koç, Bahçeşehir gibi özel üniversiteler ünlü düşünür, politikacı, sanatçı veyahut müteşebbisi Türkiye’ye davet ederek, öğrencileri ve özel konukları için ağırlıyor, konuk ediyor ve telif ödüyor. ABD eski Başkanı Bill Clinton ve Dışişleri eski Bakanı Henry Kissinger hemen akla gelen iki isim. Hele hele Kissinger’in böyle bir şirketi olduğunu da hemen hatırlatmak da fayda vardır. Sohbet de etse, konferans da verse, değerlendirme de yapsa Henry Kissinger belli bir ücreti alır, kalacağı oteli ve sekreteryasını kendisi tayin eder, uçak parasını faturaya ekler. Özetlersek bilgi batıda ücrete tabidir. Öyle kolaycılık, intihal falan yok. Olursa ciddi cezayı mültezimdir.

Beş Yıldızlı Salon Sohbeti Başlıyor

İstanbul böylesi toplantılara hep ev sahipliği yapar, önemli konuklar ağırlar yerli-yabancı.  Üçüncü Sektör Vakfı bunlardan biri. Marmara Grubu da öyle. Sami Özey’in Dostlar Meclisi her ay aksamadan devam ediyor. Bir başkası ise “Gelecek İçin Fikirler: Türkiye Toplantıları”da bir başka örnek.

Gazeteci Nuh Albayrak’ın yönettiği Türkiye Toplantıları’nın sonuncusunda Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç konuk idi.  12 yıl kadar “Fantezi ve Kulis” köşesinin yazarlığını yaptığım Türkiye Gazetesi’nin beş yıldızlı Yenibosna tesislerindeki İhlas Holding binasında gerçekleşen Türkiye Toplantıları’nın ev sahibi, konuklarına ikrama boğdu. Önce hafif içecekler sunuldu; meyve suları, cola, kuruyemiş, limonlu salatalık ve havuç, kanepe ve cipsler vs. Bir nevi tanışma ve hoş geldiniz ikramıydı.

Sayın Arınç gelir gelmez yemeye geçildi. Ordöv tabağında etli çiğ köfte bile vardı. Çorba, et yemeği, tatlı, meyve ve çay bunları takip etti. Nuh Albayrak ve Bülent Arınç oturumun yapılacağı kürsüye birlikte çıktılar. Nuh Albayrak bir açıklama yaparak konuşma süresinin 45 dakika olduğunu, konuşmacının uzmanlık dalında veya kendisine bağlı kuruluşlarla alakalı bilgiler verebileceğini, sonra da soru-cevap kısmına geçileceğini hatırlattı.

Bir Bülent Arınç Klasiği

Kalabalık iki salonun daha açılmasına neden oldu. Konuşma ayrıca büyük ekran televizyon ile konuşmacıyı göremeyenler için canlı yayınlandı. TGRT de toplantının bir bölümünü canlı, tamamını sonra yayına sokacaktı. Bu tür toplantılarda davete icabet edildiği kadar, bilgilenmek, anlatılanlardan istifade etmek, birlik ve dayanışmayı sağlamak, ufuk göstermek, yarının fotoğrafını iyi görebilmek gibi özellikler olduğu kadar, ispatı vücutçular da olabiliyor. Otoriteye “Bak ben de buradayım” deniyor lisanı haliyle.

Bülent Arınç açıklamalarıyla kendisini gündemde tutan bir politikacı, devlet adamı. Hasbi ve içten tarafı bir haylidir. Üslubu nefis, Türkçesi harika, kelimeleri bile seçicidir. Aykırı ve şaşırtıcı da olabiliyor zaman zaman. RTÜK Başkanı için “Yetkim olsa Zahit Akman’ı görevden alırdım” demesi, Makedonya gezisinde Gazi Mustafa Kemal ile alakalı iltifatkar konuşması, hiç kimseye biat etmediğini açıklaması akla gelen birkaç örnek.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 22’ncisi gerçekleşen Türkiye Toplantıları’nda önce Conrand Oteli’nde yapılan Uluslararası Türkiye-Arap Medya Formu konusunda bilgi verdi; ” Üç günlük bu sempozyuma hemen hemen bütün Arap ülkelerinden medya mensupları katıldı. Arap ülkelerinde Türk Televizyonlarının dizilerine büyük bir alaka var. Dizilerin yayınlandığı akşamlar kentlerin sokaklarında hiç kimse görünmüyor. Bu sempozyumdan taraflar hem istifade etti, hem de mutlu oldular.”

Çaycı Olmak AA’da

Bülent Arınç kendisine bağlı veyahut ilgili kuruluşlara geçti sonra. Dedi ki “Anadolu Ajansı 91 yaşında. 1168 kişi çalışıyor. Ajansta 20 yıl çalışan bir hizmetli veyahut çaycı kurumdan 567 bin TL tazminat alabiliyor. Hesaplarımıza göre AA çalışanı 20 kişiye ödenecek tazminat 30 trilyonu buluyor! Basın Yayın Genel Müdürlüğü’ne gelince personeli en az maaş alan bir kamu kurumu burası. Yurtdışında 17 temsilciliği mevcut. Bir yeni kuruluş da bakanlığımıza bağlandı.  İbrahim Kamış Bey’in yönettiği Kamu Diplomasisi Genel Müdürlüğü.”

Konuklar Bülent Arınç’ın TRT’yi anlatmasını heyecanla beklediler. “Kanunu değiştirerek TRT’yi özerk yaptık(2008). TRT biliyorsunuz bir çiftlikti, bu adla kitaplar yazılarak yayınlandı. Geliri ise elektrikten alınan pay ve radyo-tv bandrol ücretleri ile reklamlardır. Bunlar yaklaşık 800 milyonu buluyor. Bütçesi de bir trilyon TL. 600 yeni genç personel aldık. TRT 14 kanaldan yayın yapıyor. Çok memnunuz . Reklamı TRT az alabiliyor maalesef. Reklam pastasındaki payı da 60 milyon TL. TRT Çocuk ve TRT Haber iyi gidiyor. CHP ise TRT’yi boykot ederek hiç bir yayınında konuk olmuyor.”dedi Bülent Arınç.

Türkiye’de 2780 süreli yayın(gazete), 25 ulusal, 15 bölgesel, 247 yerel televizyon, 1058 radyo, 98 yabancı gazete yayınının olduğunu hatırlatan Bülent Arınç şöyle konuştu Türkiye Toplantıları’nda;

Uzman Üniversiteler ve Medeniyetler İttifakı

-Sansürcü bir anlayışta olamayız. Tasvip de etmeyiz. Günümüz insanına hitap edilmesin istiyoruz. Televizyonlar bir hayır kuruluşu değil, bir ticari şirkettir. Kar etmeli, para kazanmalı. Halkımız ise televizyon yayınlarını takip etme konusunda ise ilk üçün içindedir. Televizyon yayınları yeni teknoloji ile kaydedilerek, denetlenebilecek. Reklam pastası da bir yıl içinde ikiye katlanarak % 100 arttı. Televizyonlarda reçetesiz satılan ilaçların reklamı konusunda da tereddütlerimiz var. Buna bir ölçü ve kalite getirmek gerektir.

Başbakan Yardımcısı Arınç RTÜK Kanunu’nun uzlaşarak yenilendiğini ve AK Parti’nin 5, CHP’nin 2, MHP’nin 1 ve BTP’nin de 1 üye ile yönetimde temsil edildiğini anlattı. Sıra vakıflara gelince Bülent Arınç heyecanlandı:

“-Vakıflar yüz akımız. Gururlanıyoruz. Bugüne kadar 3000 vakıf eserini restore ettik, devreye soktuk. Bugün mevcut 165 üniversitemizin 63’ü vakıf üniversitesidir. Bezmialem Vakıf Üniversitesi tıp alanında uzman bir üniversite. Fatih Sultan Mehmet Üniversitemiz de önemli bir kuruluşumuz. Ağabeyim Prof. Dr. Ümit Doğay Arınç da bu üniversitenin rektör yardımcısı. Buraya bağlı olarak da Medeniyetler İttifakı Enstitümüz hizmet veriyor. Prof. Dr. Bekir Karlıağa bu hizmeti götürüyor. Aynı zamanda Başbakanlık Başmüşaviri.”

Televizyon İzlemede Dünyada İlk Üçteyiz

Bülent Arınç sosyal medyanın günümüzde toplumu çok etkilediğine de dikkat çekti ve “İnternet dünyası sorumsuz davranıyor. Ataması yapılmayan öğretmenlerle alakalı doğru bilgiler verilmiyor. Bugüne kadar 315 bin öğretmen atamasını gerçekleştirdik. Bu görmezden geliniyor. İhtiyaç olmayan dallardaki öğretmen tayinleri öne çıkartılıyor. İhtiyaç duyulmayan bir atama nasıl yapılabilinir ki?”dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç haber portallarına reklam vereceklerini, aynı öteki yazılı, görsel medya gibi değerlendirdiklerini, iki yıl içinde de dijital yayına geçileceğini anlattı. Toplantı 45 dakikada tamamlanmadı. Nuh Albayrak “Başbakan yardımcılarının daha uzun konuşma yetki ve selahiyetine sahipler ” diyerek yeni bilgilendirmelere de fırsat verdi. Mesela bir “ekonomi televizyonu ” kurulabileceği hususu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 6 ayrı statüde çalışan personel olduğu gerçeği.

Sorulara geçilince sual yağdı Başbakan Yardımcısına. Özellikle de TRT ve RTÜK konusunda. Sualler genelde televizyon yayınlarıyla alakalıydı. Madem dünyada televizyon izleyicisi olarak ilk üçteyiz, bu “evlenme programları aileyi çözüyor, diziler de öyle. Boşanmalar arttı, evlilikler ve doğum oranları her yıl bir önceki seneye göre azalıyor. Televizyon yayınları etkilemekte bu konuda başta geliyor.”

Yeni Anayasa Değişikliği

Bülent Arınç yeni anayasa konusundaki çalışmalar hakkında bilgi vermeyi öne çekti ve yeğ tuttu. “AK Parti’mizin kapatılma davasının asıl nedeni anayasayı değiştirme isteğimizdir. İlk defa bir iktidar partisi Türkiye Cumhuriyeti’nde kapatılmak istendi. Kıl payı kurtulduk. 9 yıllık iktidarımız döneminde 1982 anayasasının 26 maddesini değiştirdik. Daha önceki değişikliklerle birlikte yamalı bohçaya döndü anayasa. Bu anayasa kesinlikle değişmelidir. Türkiye’ye dar geliyor. Kısa, az, öz, milleti kucaklayan bir yeni anayasa istiyoruz.”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç salona girerken beni “Mehmet Abi nasılsın?” dedi. Türkiye Gazetesi Yazıişleri Müdürlerinden Mehmet Okyay heyecanlandı; “Mehmet Bey Bülent Arınç ile tanışıyor musunuz? Farkettiniz mi size “abi” dedi.” Sonra aynı masayı paylaştık. “Bülent Arınç ile 40 yıldır maile tanışırız. Özellikle ağabeyi Prof. Dr. Ümit Doğay Arınç İstanbul’dan benim dönem arkadaşımdır. Ümit Bey, Celal Bayar Üniversitesi Rektörü iken görevden alınması üzerine bu hukuksuzluğu dile getiren ilk gazeteciydim. Eşimle birlikte kalktık ta Manisa’ya gittik. Bülent Bey o günlerde avukatlık yapıyordu. Ayrıca benim çok iyi bir okuyucumdu Yörünge Dergisi’nde yazarken. Abonemizdi.”

Sağ olasın Metrobüs

Yenibosna ile benim oturduğum semt Ataşehir Şerifali arası 40 kilometre. Ancak İstanbul trafiğinde bu yol üç saatte de alınabiliyor, 40 dakikada da. Metrobüs imdada yetişiyor artık sabaha kadar sefer yaparak. Metrobüse atladığım gibi evin yolunu tutuyorum.