Gürültü Sever Millet!..

85

Tıp uzmanlarının birleştikleri bir gerçek var; bütün hastalıklar beyinden başlar.
Beyni yıpratan en önemli neden; stres…
Stres; yani bedenen ve ruhen aşırı gerginlik hali.
Bir insan neden strese girer?
Bir çok neden sayılabilir; ailevi ya da parasal sorunlar, işsizlik, işten atılma, bir insanla çatışma, trafikte yaşanan bir olay, yangın, terör, afetler…
İnsanı strese sokan en önemli nedenlerden biri de gürültü kirliliği!
İnsan kulağı, 90 desibelin üzerindeki seslerden olumsuz etkileniyor. Bu olumsuzluk beynimize kadar ulaşıyor ve ruhsal dengemizi bozuyor.
Bir Pazar sabahı, haftalık yorgunluğumun sonucu uykudayım. Birden kulağımı delip beynime sıçrayan bir gürültü ile uyanıyorum! Saatine bakıyorum, henüz 08.15.
Gürültünün nereden geldiğini araştırıyorum; komşumuz elektrikli testere ile odun kesiyor!
-Komşum, bir dinlenme günü sabahın erken saati olur mu bu gürültü? desem, kim bilir nasıl anlayacak? Belki de bana ters bir söz edecek ya da küsecek. Belki de; “Ukala herif, geç vakte kadar oturacağına erken yat erken kalk!” Ya da; “Ne yapalım yani, kış geliyor, odun da mı kesmeyelim?” diyecek…
Evin 15-20 metre önünden yol geçiyor. Egsozu patlak bir Halk Otobüsü, yüksek bir gürültü ile geçiyor! Şoför için bu çirkin ses bir zevk olmalı! Bir de havalı kornasına asılıyor! Keyfe bakın!..
Sonra, bir düğün alayı geçiyor; ard arda sıralanmış araçların korna sesleri mahalleyi çınlatıyor!
Gazete almak için evden çıkıyorum; yolda yürürken, giderek yükselen bir müzik sesi duyuyorum. Yaklaşınca görüyorum ki, tüm camları açık bir otomobilden geliyor bu gürültü! Dört genç var aracın içinde, şoför beyaz atletiyle! Ateş basmış olmalı!
Akşamüzeri ortalık biraz sakin, bahçeye çıkıyorum. Önce, hurdacı geçiyor; avaz avaz bağırıyor ses düzeninden; “Hurdacı geldi hurdacı.” diye.  Az sonra patates-soğan satıcısı geçiyor; “Bir çuval patis 10 lira” diye! Yol üzerinde belediyenin koyduğu tabelalar geliyor aklıma; “Ses düzeni ile satış yapmak yasaktır” diye yazıyor!
Belediye yazıyor ama denetlemiyor!
Ben bu gürültü harmanını, kentin gürültüsünden kaçıp sığındığım Büyük Derbent’te yaşıyorum!
Ya sizler?
Kent merkezinde yaşamak zorunda olanlar?
Sizler ne alemdesiniz?
Yaşadığınız gürültü terörünün ve bu terörün ruh dünyanızı nasıl sarstığının farkında mısınız?
Yakalandığınız pek çok hastalığın çıkış noktasının bu “gürültü terörü” olduğunun farkında mısınız?
Neden bu kadar çok gürültü sever bir millet olduğumuzu hiç düşünüyor musunuz?