Bayraklar ve Duygular

97

1994 senesinde, ABD’ye bir inceleme-tespit çalışması için gitmiştim.  Dakikası boş olmayan yoğun bir programdı. Mensubu bulunduğum Devlet Kurumunun ABD’ye satış hacmi düşmüş 30.000 birimlere inmişti. Oysa bu Pazar 1000.000 birimlik bir hacme ulaşabilirdi. Bu amaçla yapılan ve (18) eyaleti kapsayan çalışma sonunda Pazar Hacmi tam (10) katına yükseltilmişti.

Bu yoğunluk içinde; CHİKAGO’da; KONSOLOSLUĞUMUZU sormuştum. Binaya kadar götürdüler ve;

  • – “İşte burası !..” Dediler. Şaşırmıştım..
  • – Neresi? Dedim.. Tekrarladılar;
  • – İşte burası, şu karşı binanın üçüncü katında.. Dediler. Daha çok şaşırmıştım. Binada hiç Bayrak filan yoktu.. O gün tatilmiş.. Daha iyi ya asıl tatilde BAYRAK Olmalıydı..
  • – Şaşırdım.. Dedim.. Neden Bayrak yok?
  • – Ermeni saldırısından korkuyorlarmış dediler ve güldüler. HEM daha çok şaşırmıştım, hem de sinirlenmiştim.
  • – Ne demek? Dedim. Ermeni Saldırısından korkuyorlar ve BAYRAK ASMIYORLAR Öyle mi ?
  • – Evet Öyle dediler. Daha çok üzüldüm ve kızdım..
  • – Ama dedim bakın sizler biliyorsunuz ki burası Türkiye Başkonsolosluğudur…
  • – Herkes biliyor.. Hatta Ermeniler de biliyor..
  • – Ve bizimkiler BAYRAK ASMIYORLAR!.. Öyle mi?
  • – Evet maalesef öyle efendim..
  • – YAZIKLAR OLSUN … Evet tam anlamıyla yazıklar olsun. Demez misin? ÖLECEKSEN O BAYRAĞIN ALTINDA ÖL!.. AMA SENDE O ONUR VARSA!..

Bayrak saygı ister, Bayrak sevgi ister, Bayrak GURURDUR, ŞEREFTİR, ONURDUR..  Korumak ister, kollamak ister.. 

Ve şimdi şu aşağıdaki iki fotoğrafa bakar mısınız?

Yere düşen JAPON  BAYRAĞINI Yerden kaldıran ve gururla elinde tutan Bayan; Eşim Keriman SOFRACIOĞLU’dur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                                  

 

Olay Japonya’da geçmiştir.

1997 yılında; Sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman DEMİREL’in himayelerinde düzenlenen,  “ANADOLU İLLERİ TANITIM GEZİSİ” nde yaşanan bu olay şöyle gelişmiştir.

Aralarında, Gaziantep,  Antalya, İzmir, Mersin, Adana, Kocaeli, Manisa, Kahramanmaraş, Çorum, Amasya, Samsun, Trabzon gibi İLLERİMİZİN Temsilcilerinin de bulunduğu   64 kişilik grubumuzdan bir bölümü, program gereği, KUSHİMOTO’ya, 107 yıl önce Türk Fırkateyni ERTUĞRUL’un battığı OŞİMA Adasına, burada bulunan TÜRK MÜZESİ vb ANITSAL yerleri ziyaret için geldikleri Kushimoto Belediyesi önünde tertiplenen RESMİ KARŞILAMA TÖRENİ sırasında;

  • Konuklardan birinin elindeki İKİ BAYRAKTAN BİRİ, BİR JAPON BAYRAĞI YERE DÜŞMÜŞTÜR.
  • O Esnada Milli MARŞLARIMIZ Söylenmektedir.
  • Bayrağı düşüren kişi bunu fark etmemiştir.
  • Çapraz uzağındaki Keriman olayı görmüş ve dayanamamıştır.
  • Milli marşlar söylenmesine rağmen, esas duruşta olmamıza rağmen, Yerdeki Bayrağın AYAKLAR ALTINDA Kalmasına tahammül edememiş ve ATILMIŞTIR.
  • Önce BAYRAĞI almış, sonra da büyük bir şevkle Milli Marşımızın söylenmesine eşlik etmeye devam etmiştir.
  • Olayı karşıdan gören JAPON FOTOĞRAFÇI da bu enstantaneyi. DÖRT KARE ile tespit etmiştir.
  • Yer Kushimoto Belediye Binası önüdür.
  • Milli Marşların çalındığı ve söylendiği resmi karşılama sonrasında grubumuz Belediye Binasına girmiş ve normal programa devam edilmiştir.
  • Buradaki resepsiyon sırasında, bir Japon Gazeteci, bize yaklaştı ve özür dileyerek bir şeyler söylemeye çalıştı.
  • Baktım elinde bir zarf vardı. Nezaketle uzattı bir taraftan da eşim Kerimanı işaret ediyordu. Keriman da yanımıza geldi..
  • Hemen uzatılan zarfı açtım, büyük boy DÖRT Kare fotoğraf vardı. İşte yukarıdaki ikisi bu fotoğraflardır.
  • Şaşırmıştık.
  • O bize; Türkçe, İngilizce ve Japonca karışık bir dille olayı anlattı.. Kerimanı böyle görünce basmıştı deklanşöre ve DÖRT KARE almıştı. Çok mutluydu.. Yerden alınan Bir JAPON BAYRAĞI idi.
  • Ve onu yerden kaldıran çiğnenmekten kurtaran bir TÜRK HANIMDI. Olay Basına da intikal etti.
  • Japonlar çok mutlu olmuşlardı. Bir onlardan daha çok mutlu olduk.. Yaptığımız işten gurur duyduk.

Keriman, çok mutluydu. Onun milli duyguları çok güçlüdür.

Milliyet herkes için Kutsaldır.. Bayrak ta öyle..  

Ve başka bir BAYRAK OLAYI..

Bu defa yer İNGİLTERE..

DÜNYA TUZ ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ Genel Kurul Toplantısı… Ve Dünyanın İKİNCİ ÖNEMLİ TUZ Üreticisi TÜRKİYE’yi; TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ nü temsil ederek bu toplantıya katılıyoruz.

KONGRE Salonunda, birinci sıranın başında TÜRKİYE ve yanında AMERİKA var.  Tam yerlerimize geçiyoruz ki;  O DA NESİ?  TÜRK BAYRAĞI Yerine BİR TUNUS BAYRAĞI konulmuş önümüze ve altında da TÜRKİYE Yazmayı unutmamışlar. 

Hemen, durakladık.. Bakındım ve İNGİLİZ ORGANİZATÖRÜ İstedim..

Koşup geldi.. Salonda herkes oturmuştu.. Bir ben ayaktaydım.  Ve yanımdaki arkadaşım..  İngiliz Ev Sahibimiz Heyecanla sordu..

  • – SOFRACIOĞLU, bir problem mi var? Lütfen?
  • – Evet, Sör!.. Hem de BÜYÜK BİR PROBLEM VAR; BU BAYRAK TÜRK BAYRAĞI DEĞİL!… Hemen, derhal değişecek!..
  • – Yes Sir, İmmediatly, Yes Sir, Yes.. Please…
  • – Sert bir balkışla, Salonun gerilerine çekildim..

Hemen Amerikalı Delege Kalktı ve koşarak yanıma geldi;

  • – EVET dedi O Bayrak sizin Değil ÇOK HAKLISINIZ!…
  • – Teşekkür ederim.. Dedim..

Sanıyorum, bir yirmi dakika bekledik.. Ve biraz önce yüzü renkten renge giren, kızaran ve sonra adeta mosmor olan İngiliz, elinde ÇİFTLİ BİR MASA BAYRAĞI Direği ile koşarak geldi.. Nezaketle selam verdi;

  • – BUYURUN Ekselansları.. Dedi. Koştu Bayrağı Masaya yerleştirdi ve hemen yanıma geri döndü.. Ayaküstü belki ON KEZ daha Özür diledi.
  • – TEŞEKKÜR Ettim, omzunu sıvazladım ve yerime oturdum..

Tam o anda Salonda MÜTHİŞ BİR ALKIŞ KOPTU.. Kalktım ve onları selamladım.. Bir daha Alkış tufanı salonu çınlattı.

Memnun ve mütebessim yerime oturdum.

İlk söz bana verildi.  Önce protesto duygularımızı, sonra teşekkürlerimizi tekrar ilettim.

Olağanüstü ilgi ve dikkatle dinleyen (39) Ülkeden sayıları (100)ü aşkın delegeye kendi görüşlerimizi aktardım.

O toplantı sonrasında daha önce hiç tanımadığım bazı delegelerle de samimi ilişkiler kuruldu.  Dostlar edindik..

Gerek şahsi onurunuz, gerekse Milli Onur ve Gururunuz son derece önemlidir.

Siz onları korursanız, başkaları da size saygı duyacaklardır.

Kimse ne şahsi onurundan ne de Milli Gururunda fedakarlık yapma lüksüne sahip değildir.  Saygınlık uyandıran da bu bilinçtir.  

Kişisel Değerlerinize ve Milli Değerlerimize karşı her zaman saygılı olmanızı ve saygınlık uyandırmanızı diliyorum.