Kıyamadım gülü ellemene, dikeni vardır diye.
Yüzüne çarparsa yel, yüreğim ürperir oğul.
Ama bugün git oğul, yoluna git.
Çanakkale ruhu evlatsız kalan babaların,
Babasız kalan bebelerin ruhudur.
Birkaç çeşit ruh vardır.
Ama bizim konumuz Çanakkale ruhudur.
Bu ruh bir ananın oğlunu cepheye gönderirken söylediği şu satırlarda gizlidir.
Kıyamadım gülü ellemene, dikeni vardır diye.
Yüzüne çarparsa yel, yüreğim ürperir oğul.
Bir ananın oğlunu cepheye gönderirken ardından söylediği şu sözler
Bütün anaların oğullarının ardından söylediklerine tercüman olmuştur.
Cephedeki başarıların sırrı bir bakıma bu sözlerde gizlidir.
İşte anaların bu duygularla uğurladıkları Mehmetçikler
Dünyaya parmak ısırtan kahramanlıklara imza atmışlardır.
Oğul canımdan can, kanımdan kan oğul!
Giderken ardından bıraktığım oğul, seni gözledim.
Doğduğundan beri yaptığım gibi giderken yine seni izledim.
Yüzüne çarparsa yel, yüreğim ürperir oğul.
Ayağına taş değerse bağrım yanar, oğul.
Kıyamadım gülü ellemene, dikeni vardır diye.
Ama bugün git oğul, yoluna git.
Şu İslam toprağını gâvur alacaksa,
Ezanlar susacaksa,
El kemendini boynuna takacaksa,
Çiğnenecekse şehit atanın mezarı,
Git oğul git
Bilesin ki RESUL önündedir.
Bilesin ki melekler ardındadır.
Bilesin ki dualarım semadadır.
Bilesin ki yolun ALLAH’a dır.
Düşte gördüm oğul;
Artık vuslat mahşerden sonrayadır.
Çanakkale ruhu geri dönmeyeceğini bildiği halde oğlunu cepheye gönderen anaların ruhudur.
Çanakkale ruhu evlatsız kalan babaların,
Babasız kalan bebelerin ruhudur.
Hüseyin im, yiğit oğlum benim.
Dayın Şıpka’da baban Dömeke’de
Ağaların sekiz ay kadar evvel Çanakkale’de şehit düştüler.
Bak son yongam sensin!
Minareden ezan sesi kesilecekse,
Camilerin kandilleri sönecekse,
Sütüm sana haram olsun.
Öl de köye dönme!
Yalnız bizim ailenin değil oğul.
Bizim köyün mezarlığına elli yıldır delikanlı gömülmedi.
Vatan sağ olsunda bizim hepimiz ölelim ne çıkar.
Çanakkale ruhu bu anaların ruhudur.
Hey onbeşli onbeşli
Tokat yolları taşlı
Onbeşliler geçiyor
Kızların gözü yaşlı
Bu öyle mendil sallayarak halay çekmek için söylenmiş türkü değil
Onbeş yaşının üzerinde köyde erkek kalmamış
Onbeş yaşındakilerde dönmemek üzere gidiyor
Gözler yaşlı olmasında ne olsun
Bu bir türkü değil ağıttır ağıt.
Askerlikten kurtulmak için çürük raporu alan ve almaya çalışanlara duyurulur.
Çanakkale’de Seyit Onbaşıyı unutmak olmaz
Koca Seyit’in hiçbir araç gereç kullanmaksızın
Bir arkadaşının yardımıyla sırtına alıp namluya yerleştirdiği 276 kiloluk top mermilerinin
Ümitlerin tükenmeye başladığı bir zamanda
Ya Allah Bismillah
Yarabbi atması benden isabet ettirmesi senden diyerek ateşlemesi
Çanakkale’yi geçilmez kılmıştır.
Çanakkale ruhu Seyit Onbaşının ruhudur
Bu gün bu ruh bizde ne kadar mevcut?
Bakınız Merhum Necip Fazıl bu savaşla ilgili ne diyor.
‘Mehmetçiği zafer arabasına bindirmek gerekseydi
Eline kamçı diye yıldırımı vermek,
Arabasına at diye kasırgaları koşmak,
Başına taç diye en parlak yıldızı oturtmak icap ederdi’
Çanakkale ruhu kına ve kurban
Kurbanın anlamı yakın olmak demektir
1- Eşine evine ve çocuklarına yakın olmak
2- Allaha yakın olmak.
3- Vatana ve millete yakın olmak.
Bizde üç şeye kına yakılır.
1 – Geline: Evine, çocuklarına ve kocasına kurban olsun diye.
Ayrıca gelinlikle girilen evden kefenle çıkılır.
Gelinliğin renginin beyaz olmasının sebebi budur.
Evlilik, hayat boyu yani ölünceye kadardır
Mahkemelerdeki yüz binlerce boşanma davaları
Parçalanmış aileler perişan olmuş çocuklar
Demek ki bu gün bizim aile yapımızdaki ruh
Çanakkale ruhu değil.
Ne ruhu olduğuna siz karar verin.
2 – Kurbanlık koça: Allah’a kurban olsun diye.
Şimdi koçlar, kurbanlar bayramda ibadetten ziyade et yemek niyeti ile kesilir oldu.
Demek ki bu gün kurbanlarımızda bile Çanakkale ruhu yok.
3 – Askere giden delikanlıya: Vatana kurban olsun diye
Anadolu’da ana – babalar kına ile davul zurna ile düğün bayram havasında vatana kurban olsun diye gönderiyorlar.
Milleti kafeslemek için değil
Ana anadır hiçbir ana yavrusunu bayrağa sarılı tabutun içerisinde görmek istemez
Bizim askerimiz ve insanımız bütün bunların yanında şefkat ve merhamet abidesiydi.
Vatanını işgal etmeye gelen düşman askerini bile yaralı olarak ele geçirince
Sırtında cephe gerisine taşır yarasını iyileştirmeye çalışırdı.
O günkü kıt imkânlarda suyunu ve yiyeceğini paylaşırdı.
Ogün bizim askerimizin düşmana gösterdiği merhameti
Biz bu gün en yakınlarımızdan başlamak üzere kendi vatandaşlarımıza, dindaşlarımıza gösteriyor muyuz?
Demek ki bizde de Çanakkale ruhu kalmadı.
Ne oldu da bu aziz millet bu ruhtan uzaklaştı yâda uzaklaştırıldı?
Bu ruh Çanakkale ruhu değil.
Bu nesil de Asımın nesli değil.
Her zaman istisnalar müstesnadır.
Bütün olumsuzluklara rağmen ümit var olmakta güzeldir.
Çanakkale ruhunun ülkemize ve insanımıza ve bütün İslam âlemine hâkim olması temennisiyle…
Ruhları şad
Mekânları cennet
Dereceleri âli olsun.