Obama’yı Okurken

144

Hürriyet Gazetesi, Tolga Tanış imzası ile ABD Başkanı Barack Obama’nın Türk basınında ilk demecini kendilerine verdiğini duyurarak, Obama ile yapılmış bir röportaj yayınladı.

Obama’nın bu röportajda söylediklerine bakınca sanki karşımda Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti var gibi bir düşünceye kapıldım.

Obama benim hayalci olarak nitelendirdiğim AKP’nin dış politikasını “dinamik dış politika” diyerek takdir etmesi benim açımdan oldukça şaşırtıcıydı. Çünkü AKP’nin izlediği bu dış politika, temelde ABD’nin menfaatlerine ters düşen politikadır. ABD nasıl olurda AKP’nin dış politikasına olumlu bakar, anlamadım.

Obama devam ediyor “açılım sürerse PKK’nın cazibesi ve gücü kalmaz… Türkiye’deki  kürtler ve diğer  gruplar (!) için insan hakları ve ekonomik durumun iyileştirilmesi inisiyatifi “Milli Birlik Projesi” türü adımları memnuniyetle karşılıyoruz” ve Obama ABD’nin PKK’ya karşı Türkiye’nin yanında olduğunu söylüyor. Buna istediğiniz yeriniz ile gülebilirsiniz, her şey serbest… Muhterem Obama ayrıca “ABD, geçen yıl kürtçe  ve diğer dillerde, devlet ve özel tv yayıncılığının başlamasını, kürtçe ve diğer diller dahil üniversitelerde dil bölümlerinin açılmasını ve antiterör yasasında yapılan değişiklikleri de memnuniyetle karşıladı” diye ekliyor.

Obama sanırım bir sonraki röportajında Türkiye’de BDP ve PKK’nın ortak talebi olan ve yasalarda cevaz bulmayan iki dilli uygulamaya geçilmesine de destek verdiğini ve böyle bir gelişmeden duyacakları memnuniyeti açıklayacak. Zaten ABD ve AKP arasında güçlü temeli olan sağlam bağlar böyle bir gelişmeyi kolaylaştırmakta ve olası kılmaktadır.

Ayrıca tercüme yapan mı öyle yazdı yoksa Obama bilerek mi söyledi anlamadım ama Obama, kavram olarak Türk vatandaşlığından değil de Türkiye vatandaşlığından dem vuruyor. Anlaşılan o ki; ABD’de de Türk Milleti kavramından Türkiyelilik kavramına çoktan geçilmiş.

Ne diyelim, ülkemize nifak tohumlarının saçılmasını ve devlet gücünün terör  karşısında etkisizleştirilmesini üzüntü ile karşılayacak hali yoktu. Obama’nın ülkemize atadığı ve Türk halkına tasdik ettirdiği BOP eşbaşkanı  sıfatlı iktidar; elbette dostlarının yüzünü “AK” çıkaracaktı ve nitekim öyle de oldu.

Obama “Türk hükümeti ile sünni çoğunluk dahil resmi azınlıkların ve diğer grupların din özgürlüğü endişeleri hakkında bir çok konuyu görüşüyoruz… Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması için Türk hükümetine açık çağrıda bulundum”. Emin olun ki; haksever ve inançlara saygılı ABD’nin milli şefi Obama’nın bu düşünceleri karşısında gözyaşlarına boğuldum. Herhalde okyanus ötesine postu sermiş efendi hoca bu Obama’yı hidayete erdirdi.

Obama “ABD  ve Türkiye, sadece ortak menfaatler için değil, demokrasi ve ortaklığa olan güçlü iradeyle de ikili olarak birbirine bağlıdır” demektedir. Bu cümle beni gerçekten kalbimin ortasından tam on iki den vurdu. Eğer biz bu kadar birbirimize bağlıysak ki; Obama’nın, RTE ve Abdullah Gül’e teşekkür etmesinden bağlı olduğumuzu da anladım, bu sebeple benim bu güne kadar düşündüklerim ve iddialarım iflas etmiştir.

Arkadaşlar bundan böyle kimse direnmesin. Biz ABD ile birbirimize o kadar sıkı bağlıymışız ki; en azından benim bundan haberim yokmuş. Obama’yı okuyunca bunu anladım. Bu bağ öyle, böyle kopacak bir bağ değil. Gelin o zaman bir düğümde biz atalım.

Kasımpaşa’lı başbakanımız boşuna, Kasımpaşa’lı misali dayılanmıyor. Bu kadar sıkı bağlı olduğunuz ABD’nin teşekkürüne ve alkışına mazhar olmak az bir güçmüdür?

Sayın Obama; bendeniz de alkışınıza ve teşekkürünüze talibim. Emin  olun ki; bazı şeyleri becermede bunlardan daha marifetli olduğumu zannediyorum.

Hem siz; RTE, Abdullah Gül ve hükümetimizi övdüğünüz tüm konularda haklısınız. Bunları yapmakta çok ama çok geç kaldık. Ah Atatürk olmasaydı, ah Türk Milliyetçileri olmasaydı, çok önce halledecektik biz bu işleri. Hep onlar engel oldu hem size hem bize…

Bana güvenip emaneti teslim ederseniz, aynı bu günkülere verdiğiniz destek gibi sizden ince taktikler isterim. Çünkü içeride desteğini almak istediğim bir sürü iki ayaklı var. Gerçi çoğunluk mankurt ama yine de benim karda yürüyüp izimi belli etmemem lazım.

Ondan sonra göreceksiniz ki; sizin ifadenizle sadece ortak menfaatler için değil, demokrasi ve ortaklığa olan güçlü iradeyle ABD ve Türkiye tek yürek ve hatta tek ülke olacak.

Ben Obama’nın söylediklerine ancak böyle cevap verebilirim. Bu güne kadar aldattıklarım ve kendilerini yanlış düşünmeye sevk ettiklerim beni affetsin.