Esnafın “Ahi” ve Vahi!

100

Geçtiğimiz hafta, “Ahilik Haftası” olarak çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Leyla Atakan Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende, ahiler devir teslim töreni yapmışlar. Vali Topaca’ya “Ahi kıyafeti” giydirmişler. Vali Topaca, yaptığı konuşmada; “Atalarımız yıllar önce esnaflık kriterlerini belirlemişler. Çıtayı yükseltmişler. Müşteri aldatılmamalı demişler. Esnaf bu çıtayı asla düşürmemeli.”demiş.

İzmit esnafının temsilcileri bu törene neler söylediler, ya da söylemediler bilemiyorum.

Esnaf bir ailenin çocuğuyum.

“Bu toplantıda olsaydım ve söz hakkım olsaydı neler söylerdim?” diye düşündüm.

Şunları söylemek isterdim;

“Ahilik, Hacı Bektaş Veli‘nin önerisi ile “Ahi Evran Hazretleri tarafından kurulmuş bir esnaf dayanışma örgütü. Arapça; “kardeşlik” anlamına gelen Ahiliğin Türkçe karşılığı ile “cömertlik, eli açıklık” anlamını da içeriyor.

Ahi örgütü, üyelerinin hem mesleki hem de ahlaki eğitimini düzenliyor. Kendine özgü kuralları var; “İyi ahlaklı, doğru insan olacaksın; kardeşlik, yardımseverlik temel değerlerin olacak ve kanaatkar olacaksın.”

Ahilikte, “usta-çırak ilişkisi” var.

Yunus Emre’nin; “Hamdım, piştim, oldum” deyişine uygun, mesleki ve ahlaki bir olgunluktan sonra “Peştamal Kuşanacak” Kalfa olacak, zaman içinde niteliklerin ve yeteneğin uygunsa, “Usta” olacaksın. Sen de çıraklar yetiştirecek, toplumsal yaşama kazandıracaksın.

Ahilikte, bir meslek grubunda, “toplumun ihtiyaçlarına uygun” ve bir meslek alanında faaliyet gösterenlerin ekmekleriyle oynamayacak, “haksız rekabete neden olmayacak” ölçü ve sayıda esnaf ticaret yaşamına girerdi.

Yani Ahilik, bugünkü “güçlünün güçsüzü yuttuğu” vahşi ekonomik düzenle çelişen bir sistem!

Acaba, esnafımız bu çelişkinin farkında mı?

Küresel ekonomik düzenin” karşımıza çıkardığı Çok Uluslu Tekellerin, ülkemizde özgürce! Faaliyet gösterdiği ve bu ülkenin esnafını yiyip yuttuğunun bilincinde mi?

Borsası, bankaları, sigorta şirketleri, limanları, iç ve dış ticareti, pek çok üretim ve hizmet şirketi “yabancı büyük sermayenin” eline geçmiş bir ülkede “Ahilik değerleri” kimin umurundadır?

Esnafımızın son sekiz yıldır büyük bir sabırla beklediği “Perakende Yasası” neden bir türlü çıkmaz?

Neden çok uluslu yabancı sermayenin “AVM’leri” hızla çoğalır?

Ve elbette en önemli soru şu olmalı;

“Bu ülkenin, bu kentin esnafı neden bir araya gelerek bu rekabet karşısına dikilemez?”

Selçuklular’dan başlayarak sürdürülen Ahilik, “ekonomik yönden güçlü olan ülkesine de egemen olur” anlayışı ile Anadolu’da Türklerin kök salmasında en önemli temel taşlarından biri olmuştur.

Bugün, ekonomik kalelerini yitiren bu ülkenin esnafı bu ülkenin “Bizim Yurdumuz” olarak kalması için ne yapıyor?