Sümelâ, Akdamar.. Sırada Ne Hinlik Var?

108

Biraz tarihçiyiz; 4 yılımız İstanbul Üniversitesi‘nde, birkaç yılımız SAÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü‘nde, 15 – 16 yılımız devlet liselerinde, ömrümüzün 3/2‘si okuma, yazma, araştırma, öğretme olarak tarih denilen eskimez ilimle iştigâlle geçti.

Biraz da Yeniçağ ve Osmanlı uzmanı sayılırız. Ben daha Hıristiyansız bir beldeye Osmanlıların kilise açtıklarını görmedim. Ama İzmit Çukurbağ‘da buna cümleten şahit olduk.

Türkler her dinden insana her yerde ibadethane açmışlar. İzmit‘te Hıristiyan olsaydı belki biz de sırtımızda taş taşırdık. Ama olmayan cemaatlere tapıngaç açmak misyonerlik davetiyesinden başka bir şey değildir.

Övündüğümüz ecdat fethettiği her şehrin muhakkak en büyük kilisesini camiye tahvil etmiş ve kılıçla cumasına çıkmıştır. 1299‘dan 1839‘a kadarki genel Osmanlı geleneği böyledir.

Ancak Avrupa‘nın düzenleyicisi olduğu Tanzimat‘la Gayrimüslim Açılımları yapılmıştır. Ve şımardıkça şımaran Rum, Ermeni, Sırp, Bulgar ve Levantenler hem kendi başlarını hem de bizim başımız derde koymuşlardır.

Biz de bunu tarih diye şuuruna mebni İmam-Hatiplerde, düz liselerde varlığımızın zekâtı olarak okuttuk. Gel gör ki o gençlerden bazıları parti belâsına şu Sümelâ’da yapılanı bile tevil modundalar.

Hani şu Fatih‘in 15 Ağustos 1461‘de aldığı ve 15 Ağustos 2010‘da sırtlarında Pontus haritalı Yunanlıların başpapaz efendileri eşliğinde gelip de âyin yaptıkları müze. Adeta 2 kere kuşatıp ta alamadığımız Viyana Kalesi‘nde ezan okutmaya benziyor.

Benim hamsi vatandaşım da gelen papaz kafilesine üç-beş bahşiş için kemençe çalıyor, üç-beş Hz.İsa/Meryem hediyeliği satmaya çalışıyor. 1997‘de çevre maskesiyle limana misyonerlik indirmeye çalışan gemiyi sokmayan gayyur Trabzonlular nerede? Onlar Maçka‘daki polis noktasını aşamadılar mı?

Nerede Kurtuluş Savaşı‘nın Faik Ahmet Bartutçu‘su ve İstikbâl Gazetesi? “Yağmur yağayi yağmur da başuma tane tane / Karadeniz uşaği da dünyalara bitane” Hani?

19 Eylül‘de Van‘ın Akdamar Adasında büyük bir Haç yaptırdık, yortusuna bekleriz efendim. Heybeliada‘yı da açacoğuz, şapka da giyecoğuz yeter ki Obama Emice Rize‘yi topa tutmasın?

Emperyalizmin parolası çocuğu anneye boğdurmak, işareti ise bir ülkenin zenginliğini bedeninden ruhuna kadar topyekûn soydurmaktır.

Eğer o görüntüler – Allah korusun – bir işgal sonrası görüntüleri olsaydı yeni Kuva-yı Milliye başlamıştı. Ne yazık ki Türk Bayrağının yakılıp yırtılması bağımsız Türkiye Cumhuriyeti‘nin gözü önünde artık rutinden sayılıyor.

Ve Tanzimat diye, Islahat diye, AB Müktesebâtı diye, Anayasa Değişiklik Paketi diye yiyoruz. Tek derdimiz işkembemiz

  “Kimi görsek etekleriz

 Ne utanmaz köpekleriz”

HITTA; Ya Rabbi bizi affet! Ey Rabbimiz; üzerimize sabır yağdır ve Müslüman olarak bizim canımızı al.