Demişler ki; ‘Öküzün dikkatini çekmek için alnının ortasına odunla vuracaksın‘. Osman Saraç‘ın başlıktaki adla çıkan ikinci şiir kitabı gâvurcasıyla full aksesuar o türden.
‘Kuvvetli mümin zayıf müminden hayırlı‘ hadisini sermaye, Müsiad ekolüne ‘Zengin Müslüman fakir Müslümandan hayırlıdır‘ diye yedirmişti.
“Okeyde taş çaldı diye ayıplanırken bizim Murat
Bunlar taş ocağı çalar
İtibar görür”
Bense hep Müslüman‘ın cesaretine bakarım. El ile, dil ile veyahut yüreğiyle gözükara olmak imanımızın namus borcudur.
“Allah büyüktür diyor, her şeyden korkuyorsun
Öyle bir şeyden kork ki Allah’tan büyük olsun”
Ne demişler; hacı hacıyı Mekke‘de, derviş dervişi tekkede, deli deliyi dakkada.. O dakikaya ‘one minute‘luk bir manzara koyuyor H.Osman Saraç kitabın ortasından.
“Her şair biraz delidir
Biraz da veli
İyi şiir için çok delirmeli”
Arka kapakta Abdürrahim Karakoç Usta‘ya benzetiyorlar şairi. Doğrudur; öyle bir tat var lâkin ben daha çok bir Neyzen ve Kazak Abdal lezzeti aldım. Bodoslama hiciv..
“Irak’a bombalar düştü Dön de bir bak etrafına
Müttefikinizi sileyim Bindi Fatma’nın sırtına
Bırakmadınız şu pushtu Kına yak bir tarafına
Müttefikinizi sileyim Müttefikinizi sileyim”
Burnuma yeni Serdengeçti Osman kokuları geliyor. Hani diyor ya; ‘Volkan gibi lâv atmış, ne susmuş ne sönmüşüm / Ben bu imanın uğruna çılgınlara dönmüşüm‘. Yada; ‘Siz onları göreydiniz deli derdiniz..’
Alın siz bir ‘deli‘ ve ‘Filistin Gözlüm‘ şiiri. Gayri neylerseniz eyleyin.
“Vietnam’a girdin yüreğimde
Kahrolmadı Amerika
Somali karası oldu yüreğim
Acısı kâr oldu
Kime yar oldu?
Seni sevdim Habeş soylum
Yüreğim Gazze oldu
Ceplerim Afrika!”