Oruç İle İlgili Bilinmesi Gerekenler

117

Ey iman edenler sizden önceki (ümmet)lere yazıldığı (farz kılındığı) gibi sizin üzerinize de oruç yazıldı. (farz kılındı)

Oruç kelimesi Farsça’dan Türkçe’ye geçmiş kelimedir. Arapça karşılığı savm ya da sıyamdır. Savm kelimesi yiyip, içmekten kendini tutmak anlamına gelir.

İmsak ise hareketsiz kalmak, her şeyden el etek çekmek demektir.

Orucun tarifi şudur:

İkinci fecirden (fecri sadıktan) itibaren güneşin doğuşuna kadar yemekten, içmekten, cinsi münasebetten ve orucu bozan her şeyden Allah rızası için uzak durmaya denir.

Oruç yalnız beden ile yapılan bir ibadettir, dolayısıyla her mükellef için farzı ayn’dır. Peygamber (SAV) Efendimiz bir hadisinde “Bir kimse başka bir mükellef için oruç tutamaz, yine bir kimse başka bir mükellefin yerine namaz kılamaz.” buyurmuştur. Zira oruçta sürekli kötülüğü emreden nefsi emareyi dizginlemek söz konusudur.

Oruç hicretin ikinci yılında Bedir Savaşı’ndan kısa bir süre önce farz kılınmıştır. Hz. Aişe (r.anha) orucun farziyetinden önce Peygamberimiz (SAV)’in aşure orucu tuttuğunu belirtmiştir.

Muaz B. Cebel’den gelen bir rivayette Peygamberimiz(sav) Medine döneminde her ayın üç günü oruç tuttuğu, bunu da ashabına tavsiye ettiğini bildirmiştir.

Peygamberimiz(sav) bir hadisinde “Oruç insanı cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır.” buyurmuştur. Bilindiği gibi oruç hicri takvime göre tutulur. Bunun için her sene 10-11 gün önce başlar. Dolayısıyla Müslümanlar bazen ocak ayında -30 derecede, bazen de bu sene olduğu gibi Ağustos ayında +40 derecede oruç tutarlar. Bunun anlamı şudur: Müslümanlar dondurucu soğukta da, kavurucu sıcakta da Allah’ın emrine hazırdır.

Orucun şartları:

Bir insana orucun farz olması için üç şart vardır.

  • 1- Müslüman olmak: Müslüman olmayan önce iman etmekle görevlidir. İman olmadan ibadet olmaz, yapsa da Allah katında bir mana ifade etmez.
  • 2- Akıllı olmak: Deli Müslüman olabilir ama ona da ibadet farz değildir. Özürlü olmak ayrı bir husustur, bu kapsama dahil değildir.
  • 3- Ergenlik çağına girmiş olmak: Çocuklarda oruç farz değildir, ama alışmaları için ara sıra tutmalarında fayda var.

Bunların yanında bir müslümanın oruç tutabilmesi için iki hususta önemlidir:

  • 1- Sıhhatli olmak: Hasta olan kişiler hastalığın durumuna göre oruç tutmayabilir. Hastalık geçici ise iyileştikten sonra tutamadıkları gün sayısınca kaza ederler. Hastalık kalıcı ise fidye verirler.
  • 2- Mukim olmak: Seferi durumda, yani yolculuk esnasında oruç farz değildir. Ama yolculuk rahat, oruç kendisini rahatsız etmeyecekse tutmak daha doğrudur.

Oruç tutan bir Müslüman şunlara dikkat etmelidir:

  • 1- Niyet etmek: Niyet kalbi bir olaydır. Müslümanın oruç tutacağını kalbi ile bilmesi arz etmesi niyettir. Bu niyeti dili ile söylemesi sünnettir. Hanefi alimler ramazan ayında her gün için ayrı ayrı niyet etmenin esas olduğunda ittifak etmişlerdir. Zira her günün orucu başlı başına bir ibadettir. Baştan hepsine birden yapılan topluca niyet geçersizdir.
  • 2- Sahura kalkmak: Peygamberimiz(sav) bir hadisinde “Sahur yemeği yiyiniz çünkü onda bereket vardır. ” buyurmuştur. Yine başka bir hadisinde “Üç şey peygamberlerin ahlakındandır.”buyurmuştur.
  • a- İftarda acele etmek: Ezan Allahuekber dedi mi besmele çekilir oruç açılır, ezanın bitmesi beklenmez, beklenmemelidir.
  • b- Sahuru geciktirmek: Sahura imsaktan 40-45 dk önce kalkacaksın, yemeğini yiyeceksin sabah namazını kılıp yatacaksın veya yatmayacaksın. Zaten geç yatıyoruz uykumuzu bölmeyelim, yiyip yatalım düşüncesi doğru değildir. Sahura kalkmakta bir ibadettir.

Birde gece 02 yada 03 gibi sahura kalkarsanız sabah namazına kadar nasıl beklersiniz, yada yer yatarsanız sabah namazına nasıl uyanırsınız. Ramazan ayının en çok hoşuma giden yönü sabah namazının kazaya kalmamasıdır.

  • c- Misvak kullanmak: Misvak kullanmak Peygamberimiz(sav)’in önem verdiği, üzerinde durduğu bir sünnettir. Ayrıca ağız ve diş sağlığı içinde çok önemlidir. Bilinen bilinmeyen bir çok faydası vardır. Burada asıl olan diş temizliği ve ağız kokusudur. Bunu isteyen macun ile fırçayla yapar, isteyen misvakla yapar. Yalnız misvak kullananlardan ricam biraz daha adabı muaşeret kurallarına uygun davranmasıdır.

Günde bir kez çorap ve iç çamaşırlarımızı değiştirelim.

Mevsim yaz, hava sıcak, ortam kalabalık, çorabımızın kötü kokusu, gömleğimizin ter kokusu ile yanımızdaki insanları rahatsız etmek hoş olmaz.

  • 3- Kılık kıyafetimize dikkat edelim

Saç, sakal ve ense tıraşımıza dikkat edelim, özen gösterelim. Pantolonumuz, gömleğimiz eski olabilir ama temiz ve ütülü olmalıdır. Ayakkabılarımızın da temiz ve boyalı olmasına dikkat edelim. Hz. Ömer (r.a)’in elbisesi eski ve yamalıydı ama kirli ve pasaklı değildi. Kirli, pasaklı olmak, dağınık ve düzensiz olmak Müslümanlara yakışmaz.

  • 4- Ağzımız kokar şekilde topluma girmeyelim.

Soğan, sarımsak yiyerek, sigarayı caminin bahçesine atarak camiye gelmek yanındaki müslümana eziyet etmek demektir. Ya böyle şeyler yememeli, ya da yenirse koku giderici bir şeyler yenmeli, içilmeli. Bu kul hakkına girer, bu konuda çok şikayet geliyor.

  • 5- Her gün bir hata yada günah terk edelim.

Zaten oruç demek insanlara sürekli kötülüğü, haramı, günahı emreden nefsi emareyi dizginlemek değil mi? Aksi halde tuttuğun orucun ne kıymeti var.

Oruç tutan bir Müslüman;

Yalanı, gıybeti, iftirayı, dedikoduyu, kini, nefreti haset ve fesadı terk etmezse, insanları aldatmaya kandırmaya, hile hurda, üçkâğıtçılığa devam ederse tuttuğu orucun ne kıymeti var, akşama kadar aç susuz beklemiş olmaktan öteye gitmez. Ramazan dolayısıyla her gün bir hatamızdan vazgeçelim.