Baharın Güzel Günleri

120

Yarı karanlık ve kasvetlidir kış günleri yaşam koşullarını zorlaştıran, uzun, soğuk, insana sıkıntı veren günlerdir.

Baharın gelişiyle bu günlere veda ederiz. Doğanın canlanmasını hisseder ve izleriz. Renk renk çiçekler görürüz ki, kendilerine özgü güzel kokularıyla baharın geldiğini bize müjdelerler. Kuşların doyumsuz konserleri ve pazara gelen turfanda meyvelerin, sebzelerin tekrar bizlerle buluşması baharın bir başka güzelliğidir.

Üstünde yaşadığımız  bu tarihi coğrafyanın eski uygarlıkları ve atalarımız da, doğanın bu olumlu değişiminden olağanüstü etkilenmişdir.

Anadolu, bilindiği gibi tarihi süreçte pek çok devlete yurt olmuştur. Geçen asırlara rağmen bütün medeniyetlerin yaşantılarını yansıtan yeraltı ve yerüstü eserler tüm güzellikleriyle ve gizemleriyle bizlere ulaşmışdır. Ve bütün bu tarihi  kalıntılar, eski uygarlıkların  önemli bilgilerini  bizlere sunmuşlardır.

Gene bütün semavi dinlerin ve egemen oldukları toplulukların bahar mevsiminde yer alan önemli günleri, töreleri, gelenekleri, örf ve adetleri  tüm canlılıklarıyla günümüze kadar ulaşmıştır.

Bu coğrafyada yaşamış yürekli ve hoşgörülü insanların,  bütün bu değerleri günümüze ulaştırmaları yöremizin zengin kültür mozaiğini oluşturmuştur. Hiç kuşku yok ki, tüm bu güzellikler daha da artarak,  yarınki kuşaklara aktarılacaklardır.

Baharda  bizim “nevroz” ve “hıdrellezimiz”, Hıristiyanların “yortu” ve “paskalya”ları ile Musevilerin “hamursuz” günleri de, bütün renkleriyle ve güzellikleriyle kutlanmaktadır.

Bayram neşesiyle kutlanan bugünlerin kendine özgü ve çocuklara yönelik hediyeleri, yemekli eğlenceleri ve her yıl tekrarlanan ritüelleri günümüzde de devam etmektedir.

Örneğin hıristiyanlar kırk günlük oruçlarının sona ermesinden sonra, türlü renklere boyadıkları haşlanmış yumurtaları çocuklara sunarlar. Ayrıca içlerini iğne ile boşalttıkları yumurtaların üzerine sanat eseri değerinde resimler çizdikleri boyadıkları bilinmektedir. Ortodoks sanatkarların, altın varak ve değerli taşlarla süsledikleri ve Çarlık hanedanına hediye ettikleri yumurtaların günümüzde koleksiyon değerlerinin çok yüksek olduğu uzmanlarca söylenmektedir.

Bir diğer önemli yiyecekte paskalya çöreğidir. Çörek hamuru, un, yağ, yumurta, şeker ve mahlep karışımından elde edilerek örgü şeklinde yapılır. Fırınlanarak pişirilir. Tadı, kokusu ve aromasıyla çok rağbet gören  bu çörek,  günümüzde de  beğenilerek  tüketilmektedir.

Gene çocukları mutlu etmek için büyüklü küçüklü kalıplara kuş, kuzu, horoz ve tavşan figürlü çikolatalar dökülür. Bazen çikolatadan, içinde kuşlar bulunan yuvalar tasarlanarak, süslü jelatin ambalajlar içinde  satışa sunulur.

Bizlerin de kendimize özgü ritüeli ve aş ikramı olan nevroz eğlencelerimiz ile yeni mutluluklarımıza ve dileklerimize vesile olan hıdrellezimiz  her yıl coşkuyla kutlanır.

Hiç kuşku yok ki bahar ayları içinde kutladığımız 23 Nisan Ulusal egemenlik ve Çocuk Bayramı ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı da ulu önderimizin armağanı olarak bu mevsimi onurlandırmaktadır.

Yeni bir yasayla 1 Mayıs da Emek ve Dayanışma Günü Bayramı olarak bu mevsimde yer almıştır.

Gene anneler gününün de Mayıs ayına rastlaması bahar günlerinin önemini olağanüstü değer katmaktadır.

Ayrıca, toplumumuzu oluşturan bazı kesimlerin de kendilerine özgü, tepreç( tepreş) ve at bayramı gibi eğlence günleri vardır.

Dileğimiz, ılık güneş ışınlarının hepimizi okşadığı, renk renk  mis kokulu çiçeklerin her yeri kapsadığı, cıvıl cıvıl kuşların konserlerinin, hepimizde hoşgörü ve iyimserlik esinlerini de beraberinde getirdiği bu güzel mevsimin  mutlulukla, sağlıkla geçmesidir.