Euro Komünizmden Ilımlı İslâma

112

Dünyada soğuk savaşın geride kaldığı, küresel sıcak savaş  örneklerinin ortaya çıktığı bir dönemdeyiz. Buna rağmen, Türkiye  üzerindeki soğuk savaş devam ediyor. Soğuk Savaş artık yeni telekulak skandallarıyla beslenen  YOUTUBE internet kanalına yükleniyor. Mevcut iktidar ve dışa bağımlı siyasetle ters düşenler dinleniyor, teşhir ediliyor  ve yıpratılarak devre dışı bırakılmak isteniyor. Çeşitli önleme tedbirlerine rağmen; asker, sivil bazı telefonların dinlenmesi de dikkat çekici… Kuzey Irak harekâtının  48 saat önce duyurulması da… Bu işin içinde yabancı istihbaratlar eğer varsa, dinleyenlerin ortaya çıkarılması da zor.  Demek ki Telekom’un özelleştirilmesi  bu tür sonuçları da doğurabilirmiş.


Türkiye’de Türkiye ile çatışan yabancı istihbarat örgütlerini ve siyasi gücü arkalarına alan bazı yazar ve ünvanlı kişiler yıldırma ve yıpratma politikalarında görev alıyorlar. Siyasete yön vermeye çalışıyorlar.


Bir dönem Batı ve ABD; Sovyetlerin desteklediği komünist partilerden ve onların yıpratıcı faaliyetlerinden rahatsız oldukları için;  birçok komünist parti içinde Euro-komünizmi desteklemişlerdi. Aslında Moskova eksenli komünizme  cepheden karşı çıkmak yerine; ABD’ye bağlı bir komünist hareket ortaya çıkarılmıştı.  Bu Batılı komünist partiler üzerinde etkili olmuştu.


Günümüzde komünizm ve Sovyet tehdidi gündemden oldukça düşünce; bu defa aynı oyun  İslâm ve İslâmı en iyi temsil eden ülkeler üzerinde oynanmaya başlandı.  Terör bile İslâmla birleştirildi. Beklenenin tam aksine; Batı ve ABD  lâik sistemleri ve lâikliği desteklemek yerine;  Amerika karşıtı radikal İslâmcı ve farklı tonlarıyla muhafazakâr çevrelerin içinde kendine bağlı  üsler yaratmaya çalıştı. Böylece  radikal ve ABD karşıtı örgütler, partiler, küresel liberal sistemin ve zihniyetin içine çekilerek  anti-Amerikancılıkları törpülendi.  Hedef de bu idi.  Artık  bu tuzağa düşen ister muhafazakâr, ister gayri memnun İslâmcı çevreler ABD karşıtı olmak yerine; onunla yoldaş olmuşlardı. Bu yoldaşlık  küresel gücün çıkarlarına uygun  bir demokratikleşme sürecinde birleşme idi.   


Graham Fuller, 2000 yılında Türkiye ile ilgili yaptığı bir yorumda;  koalisyon partilerinde büyük deprem yaşanacağını, Türkiye’nin iki partili bir sisteme dönüşeceğini, Fazilet Partisi’nden kopan bir grup ılımlı İslâmcının  geniş tabanlı  yeni bir siyasi oluşumu doğuracağını belirtiyordu. O’na göre; Türkiye’de kar topu gibi büyüyüp gelişecek olan ılımlı İslâmcılar  yani  Batı ve ABD güdümündeki Euro-komünizme benzer bir gelişme, Türkiye’nin gündemine oturacaktı.  Böylece Fazilet Partisi’nden kopan bir kısım İslâmcı ve de muhafazakâr yeni yolda birleşecekti. ABD’nin demokratikleştirmek istediği Ortadoğu’da ideal bir örnek vardı: Demokrasi ve İslâmın birlikte yaşandığı Türkiye gerçeği… Türkiye, bugün bunun sancılarını yaşıyor. Vatandaşın şaşkınlığı bundan… Bir tarafta alnı secdeye giden, şeklen de olsa işbirliğine açık bu muhafazakârlar; diğer tarafta  sadece lâikliği esas alan ve onu taassuba dönüştürmüş olanların Cumhuriyet ve rejimden yana tavırları.  Bu çelişki türban ve lâiklik kavgaları ile sürüyor; ama malı yabancılar götürüyor. Aynen dün ideolojik  çatışmalarda olduğu gibi….


Bu olumsuz ortamda geçen hafta Isparta Aydınlar Ocağı açıldı.  Kalabalık bir heyetle Isparta’da canlı bir açılışa katıldık ve çeşitli temaslar yaptık. Aynı gün “Demokrasi ve Sivil Toplum Gerçeği” konulu açık oturumda Prof. Dr. Ömer Aksu ve Dr. Nefi Demirci ile beraber konuşmacı olduk. Demokrasimizin sorunlarını tartıştık. Demokrasinin alternatifinin yine demokrasi olduğunu belirttik. Ancak, küresel güce hizmet eden taklitlerinden de sakınılması gerektiğine işaret ettik. Sivil toplum kuruluşları aracılığı ile ülkelerin iç işlerine karışıldığı ve iktidarların kuşatıldığı üzerinde durduk.  Batı demokrasilerinde hiç de hoş görülmeyen örneklerin Türkiye’de demokratikleşme diye yutturulmaması gerektiğini söyledik. Demokrasinin, vatandaşlığı ve milli kimliği reddeden ırkçı bölücülükle bağdaşmayacağını, ırkçı bölücü terörün reçetesinin daha fazla demokrasi olamayacağını belirttik. Basın ve yürütme erkinin yargının yerine geçmemesi üzerinde durduk. Güvenlik ve özgürlükler arasında denge kurulması gerektiğine işaret ettik. Bu vesile ile kuruluşu gerçekleştiren arkadaşlarımızı tebrik ediyor ve başarılar diliyoruz.

Önceki İçerikMevlid Kandilinin Önemi
Sonraki İçerikHakimiyet
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)