Oğuz Çetinoğlu: Mülâkatımıza Anayasa Mahkemesi (AYM) hakkındaki genel bilgilerle başlayabilir miyiz?
Av. Süleyman Seyit Aksoy: Anayasa’dan başlamalıyız. Anayasa, devletin yönetim sisteminin temel yapısını ve bu yapının işleyiş tarzını, devlet organlarının yetki ve vazifelerini belirler. Vatandaşların hak ve menfaatlerini koruma altına alır. Devlet ile vatandaş arasındaki ilişkileri tanzim eder.
AYM kurulmasını sağlayan Anayasa, 27 Mayıs 1960 Askerî darbe yönetimi tarafından hazırlandı ve 9 Temmuz 1961 târihinde yapılan halk oylaması ile kabul edildi. Kuruluş hazırlıkları tamamlanarak 25 Nisan 1962 târihinde kuruldu.
Anayasa Mahkemesi:
*Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kabul edilen kanunların ve iç tüzüğün Anayasa’nın emrettiği şekil ve esaslara uygun olup olmadığını kontrol eder.
*Anayasa değişikliklerini şekil bakımından inceler, kabul veya ret eder. Değişiklik yapma yetkisi yoktur.
*Yüce Divan vazifesi görür.
*Siyâsî Partileri denetler.
*Cumhurbaşkanı dâhil, devlet organlarının her kademesi, AYM’nin kararlarını uygulamak mecburiyetindedir.
Çalışma sistemi iç tüzüğe göre işletilir.
Dâvâ konularına göre kabul için gerekli oy sayısı, ayrı ayrı tespit edilmiştir.
Çetinoğlu: AYM ile Yargıtay arasında çıkan anlaşmazlık hakkında bilgi lütfeder misiniz?
Av. Aksoy: Evveliyatından başlayalım. Avrupa Birliği (AB) 2010 yılında, TC hükümetinden ferdî başvuruların incelenip karara bağlamasını talep etti. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş kapısının açılmasına vesile olur ümidiyle, 23 Eylül 2012 târihinde, hak ve özgürlüklerin ihlâli konusunda mağdur şahıslara AYM’ne başvurma hakkı TBMM’nce kabul edildi.
Kabul edilen söz konusu 153. maddeye göre ‘AYM’nin kararları kesindir ve bağlayıcıdır. Bu karara herkes ve her makam riâyet etmek mecburiyetindedir. Yargıtay da bu mecburiyetin muhatabıdır.
Çetinoğlu: Can Atalay meselesi nedir?
Av. Aksoy: Avukat Can Atalay, Gezi Parkı dâvâsından 18 yıl hapis cezasına mahkûm edilerek 25 Nisan 2022’de tutuklandı. Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde kalan Atalay, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri’nde TİP’in Hatay milletvekili seçildi. Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu sebebiyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.
Can Atalay talebi reddedilince ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği’ gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.
Atalay’ın ‘yasama dokunulmazlığı’ gerekçesiyle yaptığı başvuru 5 Ekim’de AYM 2. Bölüm’de görüşüldü. Beş kişiden oluşan heyet, başvuruyu AYM Genel Kurul’a sevk etme kararı aldı. Kararda, ‘başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, AYM İç Tüzüğü’nün 28’inci maddesi uyarınca Genel Kurul’a sevkine karar verildi’ denildi.
AYM Genel Kurulu 12 Ekim’de dosyayı görüşerek 25 Ekim’e erteledi. AYM 25 Ekim’de görüşerek Atalay’ın başvurusunu karara bağladı. ‘Seçme ve seçilme hakkı’, ‘kişi güvenliği ve hürriyeti hakkı’ yönlerinden hak ihlali olduğuna ilişkin kararın kısa gerekçesi, yargılamanın yapıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Gerekçeli karar daha sonra Resmî Gazete’de yayımlandı. Kararda, Can Atalay’ın hakkının ihlal edildiği söylendi, yeniden yargılamanın yapılması gerektiğine hükmedildi. Can Atalay’a 50.000 TL tazminat ödenmesi gerektiği de belirtildi.
13. Ağır Ceza Mahkemesi de dosyayı Yargıtay 3. Cezâ Dâiresi’ne gönderdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AYM’nin Can Atalay hakkında ihlal kararını vermesine ilişkin mütalaasını Yargıtay 3. Ceza Dâiresi’ne gönderdi. Mütalaada, ‘Milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır’ denildi.
Yargıtay 3. Ceza Dâiresi, Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Dâire, AYM’nin ‘hak ihlali’ kararına uyulmamasına hükmetti. Dâire, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın bir örneğini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderdi.
Çetinoğlu: Şimdi ne olacak?
Av. Aksoy: Bekleyip göreceğiz. Önceki gelişmeler tahminlerin ve beklentilerin dışında idi. Bu sebeple sonraki gelişimeler hakkında tahminde bulunmak zor.
Çetinoğlu: Adâlet Bakanı duruma müdâhil oldu.
Av. Aksoy: Adâlet Bakanı; ‘Vatandaşlarımız Avrupa mahkemelerine gitmeden kendi mahkemelerine başvurması için reform sayılacak uygulamayı başlattık. 130.000 dosya var. Buna bakacak üye sayısı 15 kişiden ibârettir. Zamanında ve sağlıklı sonuçlandırması mümkün mü? Burada bir reform ihtiyacı yok mu?’ Diyerek ferdî müracaat hakkının iptal edileceğini îma ediyor.
Çetinoğlu: Edilebilir mi?
Av: Aksoy: Belli şartlara uyularak anayasa değişikliği ile edilebilir.
Çetinoğlu: Okuyucularımız için Anayasa değişikliğinin gerektirdiği şartları anlatır mısınız?
Av. Aksoy: Anayasa değişikliği yapılabilmesi şartlarına geçmeden önce milletvekili sayısının partilere göre dağılımına bakalım:
Adâlet ve Kalkınma Partisi………… 264
Cumhuriyet Halk Partisi…………….133
Milliyetçi Hareket Partisi…………… 50
Yeşil-Sol Parti………………………. 61
İyi Parti…………………………….. 42
Devâ Partisi………………………… 14
Gelecek Partisi…………………….. 10
Saadet Partisi…………………………10
Yeniden Refah…………………………5
Türkiye İşçi Partisi…………………….3*
Hüda-Par……………………………….3
Toplumcu Demokrasi Partisi…………..1
Bağımsız……………………………….1 Toplam………………………………597 (3 milletvekili vefat etti)
*Can Atalay hapiste olduğundan oy kullanamıyor
Anayasanın değiştirilmesi, ‘seçimlere ve halkoylamasına katılma’ maddesinde yer alan bilgilere göre şöyledir: Anayasanın değiştirilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü, Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.
TBMM’de üye tam sayısı 600’dür. Anayasa’da değişiklik teklifi üye tamsayısının en az üçte biri olan 200 milletvekili tarafından yazıyla teklif edilebilir. Ancak bu değiştirme teklifinin kabulü için beşte üç çoğunluk yâni 360 vekilin ‘kabul’ oyu vermesi gerekir.
Yeterli oy sağlanamaz ise, Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek üzere TBMM’ne geri gönderebilir. Meclis geri gönderilen Kanunu, üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile (400 millletvekilinin oyu ile) aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu Kanunu halkoyuna sunabilir.
Anayasa değişikliğinin referandumla yapılabilmesi için milletvekili tam sayısının 3’te ikisi kadar, yâni 400 oy gereklidir. AKP +MHP oyları: 264 +50= 314 tür. 86 milletvekiline ihtiyaç vardır.
Mecliste üye tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun, Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanır.
Bu durumda Anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulmasının kaçınılmazdır.
Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların yürürlüğe girmesi için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından bir fazlasının kabul oyu gerekir.
AKP yönetiminin ferdî başvurular dışında da Anayasa değişiklikleri istediği biliniyor. Ancak bu değişikliklerin neler olduğu hususundaki bilgiler, tahminden ve yakıştırmadan öteye geçemiyor.
Çetinoğlu: Referandumla alâkalı ihtimallere göz atabilir miyiz?
Aksoy: Referandumla Anayasa’da istenilen değişikliğin kabulü için %50+1 oy gereklidir.
Çetinoğlu: Mümkün mü?
Aksoy: Olabilir de olmayabilir de…
Çetinoğlu: Tahminlerinizi lütfeder misiniz?
Aksoy: Netice bıçak sırtındadır.Medya haberlerine göre vatandaş, hayat pahalılığından bunalmıştır.Red oyu verebilir.
Çetinoğlu: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, fakirlik ve sıkıntı yok diyor…
Aksoy: Gerekçesi şu: Türkiye’de açlık sınırı 11.525,- lira. Asgarî ücret ise 11.402,- lira…
Çetinoğlu. En düşük emekli aylığı 7.500,- lira… Bunların sayısı da 10.000.000 civarında…
Aksoy: Oylama neticesini beklemek gerek…
Çetinoğlu: Asıl meselemize bakarsak Efendim…Bu durumda en sağlıklı yol nedir?
Av. Aksoy: Sağlıklı yoldan önce tercih edilmemesi gereken, sağlıksız diyebileceğimiz yolu belirteyim: Başsavcılık kendisine vâki başvuruyu dikkate alır da yetkisi olmaksızın AYM’nin kararını iptal ederse, AYM büyük bir yara alır, bundan sonraki kararları tartışılır.
AYM kararlarının tartışılmasında mahzur görmeyenler olabilir. Fakat neticede AYM’nin siyâsetin emrine girdiği kanaati oluşur ki bu tehlikelidir. Hatta şimdiden, AYM’ni siyâsetin emrine alabilimek için Anayasa’da değişiklik yapılmak istendiği iddiaları da dillerden kulaklara fısıldanmaktadır.
Çetinoğlu: Adâlet Bakanı haksız mı?
Av. Aksoy: Haklı. Fakat çâresi, AYM’nin kararını iptal etmek değil. 130.000 rakamında abartma olduğunu düşünüyorum. 10.000 civarında olabilir. Bu da büyük rakamdır.
Çetinoğlu: Hakem veya hakem heyeti de mevzuata aykırı olsa gerek.
Av. Aksoy: Evet öyle. Fakat hiç de çâresiz değiliz.
Çetinoğlu: Bildiğiniz bir çâre var mı?
Av. Aksoy: İyi niyetle istişâre edilerek bulunur.
Av. SÜLEYMAN SEYİT AKSOY: 1960 yılında Sivas’ta dünyaya geldi. İlk ve ortaokul ile liseyi Sivas’ta bitirdi. Ankara Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul’da başladığı serbest avukatlık mesleğine devam etmektedir. İyi derecede İngilizce bilen Aksoy’ın bir bay bir bayan iki evlâdı, ikisi kız, ikisi erkek dört torunu vardır. |