Kuşlar Yasına Gitmesin

414

Yağmurlu günlerin insanın beynine üşüşen hazır hücum kıtası vardır. Neleri hatırlamak istemiyorsan hepsi film şeridi gibi sıralanır gözünün önüne. Derinden bir ses gelir kulağına “acını seçmekte özgürsün” sen yine de tıka kulaklarını ve bir şiir oku kendine…

İster koy adını, ister koyma, camdan kayıp giden damlalar koyar adını sana. Bir boyun eğiş başlar usul usul anasız kuzu gibi kalacağımızın işaretleri yollara döşenir. Elin kolun bağlı sanki hiç yaşanmamış gibi koca bir ömrün tükenip bittiğine şahitlik edersin.

Ölüm kaç kere yumruklar kapıyı, sen açmasan da bir aralık bulur kendine. Kovsan gitmez. Alıştıra, alıştıra sana bu gerçekle yüzleşmeyi öğretir.

Gitme desem de gidecek, ölme desem de ölecek. Yazgısını kader ve sevda çatısından dışarda görmeyen her insan gibi bir ayağı gitmekten yana, bir ayağı kalmaktan.

Biz hep erken gelen hazanın kuşları olduk, hep de kanatlarımızdan vurulduk. En iyi biz biliriz uçarken vurulup düşmenin ağrısını. Yaraya tuz basmanın yangısını. Hünerli bir yara sarıcıyız, lakin senden sonra biz bu yaraya tuz da bassak elimiz dursa, ayağımız durmaz yaranın kabuğunu kanatırız.

Bir değil bin dua ediyorum, sen başımızda hep ol diye.

Oysa sen durmadan vakit geldi diyorsun ve ne kadar da kolay söylüyorsun.

Sen olmadan kırılan kanatlar kaynamaz ki

Kuşlar yasına gitmesin, sen de gitme annem…

Adını Bilerek Koymadım…

Gök içini boşaltırken içime

Yağmur pencereye vura vura yağıyordu

Bir yağmura baktım, bir pencereye

Eğdim başımı duyduklarıma

Devrildi çocukluğum üstüme

İsyanıma sığamadım

Adını bilerek koymadım

Acı bir kahve geldi

Ayrılığı telvesine yazılmış

Döküldü masaya gözyaşlarım

Unuttum doğru bildiğim ne varsa

Yeniden heceledim şiiri

Kafiyesine yağmur düşmüş kelimeleri

İsyanıma sığamadım

Adını bilerek koymadım

Yüreğimde kar kalkmayan dağlar

Çığ düşmüş yollar var

Başladığım yere geri döndüm

Kuş uçmuyor, kervan geçmiyor

Çıldırmış alıcı kuşlar bağırıyor göğümde

Boşuna yoruyor yetim kendini

İsyanıma sığamadım

Adını bilerek koymadım

Kapıyı yumruklayıp duran ölüm dur orda

Hasreti, gurbeti bellettiğim dilim sus burda

Bu ateş buz üstünde…ateşte korda

Başına buyruk dünya

Dön orda

İsyanıma sığamadım

Adını bilerek koymadım

Şimdi kalem elimde

Ötenazı hakkını kullanamayan hasta gibi

Kâğıda ve kelimelere bağlı

Şiir deyip çektim fişini

Hayata yeniden tutunma şansı yüzde yüz

İsyanıma sığamadım

Adını bilerek koymadım