Ahlaksız Ve Vicdansız Siyaset

18

ABD’nin çılgın başkanı Donald Trump sosyal medyada Gazze ile ilgili bir video paylaştı. Yapay zeka ile üretilmiş bu videoda Trump’ın, İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönmüş olan Gazze’nin yerine tasarladığı, Gazze planı gösteriliyor.

Videoda Gazze’nin savaş yıkıntıları yerine lüks gökdelenler, pırıltılı gece kulüpleri ve yatların demirlediği bir sahil şeridine dönüşümü gösteriliyor. Trump’ın altın heykelleri, Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun plajda keyif yaptığı sahneler, dansözler ve keyifle bir şeyler yiyen Elon Musk dikkat çekiyor.

Videoda “Trump sizi özgürleştirecek. Artık tünel yok, artık korku yok. Trump’ın Gazze’si sonunda burada” sözleri yer alıyor.

Trump zaten daha önce Gazzelilerden arındırılmış bir Gazze” tasavvurunu açıklamıştı. Bunun için 2 milyondan fazla Filistinli vatanlarından başka ülkelere sürgün edilecekti. Boşaltılacak Gazze’de Riviera benzeri bir turistik tatil beldesi yaratılacaktı. 

Bu plan insanlık, uluslararası hukuk ve hukukun evrensel ilkeleri bakımından utanç verici ve tehlikeli bir düşünce.

Çünkü dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir ülkedeki bir bölgeye gücü yetenin el koyabildiği bir dönemin başlaması anlamına geliyor. Bu eylem dünyanın güven ve istikrarını yok edebilecek bir yolculuğun ilk adımı olabilir.

Trump’ın Gazze videosu bir insanlık ayıbı. Yaptığı iğrenç çıkışın çirkinliğinin farkında bile olmayan, utanmazlığın ve yüzsüzlüğün bir göstergesi.

2 milyondan fazla insanı on binlerce şehit verdiği vatanlarından sürüp, ortaya çıkacak “kupon arazinin” rantına göz dikmiş ABD’nin emlak kralı başkanının ahlak ve vicdan seviyesini gösteriyor.

Adalet, ahlak ve vicdandan yoksun bir siyasetin menzilinde sadece kaos, çatışmalar, kan ve gözyaşı olabilecektir. Dünyayı sıkıntılı bir gelecek bekliyor.

********************************

İç Politikada Da Adalet, Ahlak Ve Vicdan Şart

ABD Başkanı Trump’ın dünyanın en büyük emperyal gücü olmanın pervasızlığıyla hukuku ve insanlığı ayaklar altına almasının bir tehlikesi de örnek alınma riskidir.

Diğer ülkelerde de otoriter eğilimleri olan yöneticiler Trump’a özenirlerse daha ahlaksız ve vicdansız bir yönetim anlayışına kayabilirler.

Çünkü herkesi endişelendiren davranışlarına rağmen Trump’a dünyanın hiçbir ülkesinden henüz bir tepki gösterilmiş değil. Korkunun yarattığı saygı gösterileri karşısında Trump daha bir pervasız, daha bir aykırı ve daha da özgüvenli hale gelmekte.

Trump gibi olan veya Trump özentisine girebilecek liderlerin de sevgi ve saygıya dayanan liderlik yerine korkuya dayanan bir liderlik yapmaya kalkışması ülkeler için bir felaket olur.

ABD gibi kuvvetler ayrılığının son derece sert uygulandığı bir ülkede, Trump türü, ahlak ve vicdan ölçüsünden uzak otoriter bir yönetimin egemen olabilmesi ilginçtir.

Şüphesiz kuvvetler ayrılığının olmadığı veya çok yumuşak uygulandığı ülkelerde, denge ve denetim sistemleri daha zayıf olduğundan, otoriter eğilimli liderler çok daha adaletsiz, ahlaksız ve vicdansız davranabilecektir.

Mesela yasama, yürütme ve yargı organlarına tam hakim durumda olan Rusya Devlet Başkanı Putin gibi Çin Devlet Başkanı Şi Cinping gibi liderlerin adaletsiz, ahlaksız ve vicdansız uygulamalarına bakınız.

Bu ülkelerde en zenginler bir gece kayboluveriyor veya aniden ölüveriyor. Mülkiyet hakkı güvende değil, istenen kişilerin servetlerine çökülebiliyor. Rejimin tehlikeli gördüğü muhalifler hapislerde çürüyor. Ama devlet başkanları ömür boyu koltuklarında oturuyor.

Bereket Türkiye henüz bu seviyede değil.

Ancak “kuvvetler birliğinin” olduğu yani yasama, yürütme ve yargıya tek adamın hakim olduğu ve çok uzun süreli aynı kişinin yönettiği bütün ülkelerde olduğu gibi otoriterleşme eğilimi ciddi risk oluşturuyor.

Çünkü Lord Acton’ın 1885’te yazdığı, “güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar” kuralını doğrulayan uygulamalar yaygınlaşmakta.

“Yargının siyaseti dizayn aracı olarak kullanılması”, siyasi rakiplerini hapse atma veya siyasi yasaklı hale getirme anlamına gelen son uygulamalar endişe verici.

Kamu vicdanında karşılık bulmayan soruşturmalar, tutuklamalar ve mahkumiyet hükümleri adalete güven oranını düşürmeye devam ediyor.

****

“Mevcut Cumhurbaşkanlığı rejiminin ülkeyi felakete götürdüğünü” anlatarak muhalefet partilerinden seçilen milletvekillerinin AKP’ye transferleri “siyasi ahlak” bakımından çürümenin işareti.

Transfer edenin de transfer olanın da, seçmen iradesine ve kendi teşkilatlarına saygısızlığının ve demokrasiye olan inançsızlıklarının birer göstergesi. Bu uygulamaların giderek halkımızda “seçimin de bir anlamı yok” kanaatinin yerleşmesine yol açacağı kanaatindeyim. (Belki de bunu istiyorlardır.)

****

Ülkenin en önemli sorunu olan ekonomiyi konuşamıyoruz. Çocukların okullarına aç gidip, aç döndüğünü, ocaklarda aş değil dert piştiğini dile getiremiyoruz. Eskiden fitre ve zekat veren emeklilerin ve asgari ücretlilerin neden fitre ve zekata muhtaç hale geldiğini tartışamıyoruz. Tam bir “Beka Sorunu” olan bu gerçekler yerine sahte gündemlerle oyalanıyoruz.

Otoriterleşme yolunda frenleri boşalmış bir araç gibi devam etmek istemeyiz. Bunun için “kuvvetler ayrılığı”, “kurumların işletilmesi ve kuralların herkese eşit olarak uygulanması” için çalışmalıyız. “Denge ve denetim sistemlerinin” çalıştığı bir devlet yapılanmasını talep etmek zorundayız.

Bu hem bizim için ve hem de ülkeyi yönetenler için en doğru, en ahlaki ve en vicdani olan yoldur.

Önceki İçerikHakikat Çekirdekleri  (2)
Sonraki İçerikÇevresel Sorunlar ve Ruh Kirlenmesi
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.