Seninle her yere itirazsız giden, inip konan.
Seninle her yerde duran, o yerin havasını teneffüs ettiren.
Seni her millet, her insanla tanıştıran.
İstediğin zaman seni, bütün bunlarla görüştüren,
Biliştiren ve birleştiren bir Dost!
Onlarla oturup kalkma, yeme içme, gezip tozmada, candan bir arkadaş.
Bütün bunlarla, istediğin zaman ve mekânda, beraber kalan,
Yeterince sohbet ve kelâm eden.
Biri var ki, onunla bir kere tanışıp yakınlaştıktan sonra;
Seni istediğine kavuşturabilecek samimî,
Gerçek ve hakikatli bir Dost olan.
Seni özleyen. Fark edilmeyi bekleyen.
Kendisiyle hem hâl olmanı, gönülden arzulayan.
Üstelik emrine âmâde, arzularına hahiş-ger.
İstediğin takdirde, istediğin kadar yanında kalmaya teşne,
Buna dünden razı bir arkadaş, bir yoldaş ve hakikaten,
Candan bir Dost olanı;
Hâlâ fark etmeyecek misin?
Bütün bunlar için, sana külfet ve yük olmayan.
Seni maddî bir zarara da sokmayan.
Senden asla bıkmayan, hiçbir zaman usanmayan.
Seni kendisine borçlu görmeyen.
Mahçup olacağın bir durum arzetmeyen.
Seni terketmeyi, yalnız bırakmayı,
Hiç mi hiç aklından geçirmeyen.
Aklını aklı, iradeni iradesi, isteğini isteği bilen.
Bütün bunları, hiçbir zaman başına kakmayan.
Senin kendisine minnettar kalmanı da istemeyen.
Bitmedi, dahası var:
Hayatta seninle birlikte olmaktan gurur duyan.
Seninle kalmaktan mânevî bir zevk alan.
Olduğun yerde olmaktan, durduğun yerde bulunmaktan memnun.
Yöneldikçe ona, surat asmayan, gözünü senden ayırmayan.
Ona döndüğünde yüzünü buruşturmayan.
Bakışını senden esirgemeyen bir Dost!
Bir arkadaş, her an yanından eksik olmayan bir yoldaş.
Hem de, sanki seninle ikizmişcesine,
Sana bir görünüm ve benzerlik kazandıran.
Böyle bir sıcak alâkayı, samimî / içten ilişkiyi,
Dostça anlaşmayı sunan, böyle bir yâr;
İnsana kazandırırken, kâr üstüne kâr.
Elinle tutacağın, gözünle okuyacağın,
Aşkla bağrına basacağın; samimî hâldaş,
Dünyalara bedel masrafsız Dadaş;
KİTAP’tır KİTAP Ey Arkadaş!
Yürekten bağlanmaya can atan bir Yoldaş.
Zaten KİTAP’tan başka kim olabilir ki?
Bilin de ayılın artık be Canlar!