Millete işi gücü bıraktırıp bilmece çözmeye zorluyorlar. Cevabı merak edilen soru şu: Devlet Bahçeli “Öcalan açılımını” CB Erdoğan’a haber vermeden mi yaptı, yoksa birlikte karar verdikleri bir planı belli bir senaryoya göre uygulamaya mı çalışıyorlar?
Millet bu soruyla meşgul edilirken, Devlet Bahçeli Öcalan’ı Meclis’te konuşturma ve (terörü bitirme karşılığında) teröristbaşına af getirmek projesini her hafta tekrarlıyor. Erdoğan sanki bu fevkalade önemli sözler söylenmemiş gibi bu konudan bahis açmıyor.
Şimdi bir de her gün saat 15’te MHP’nin resmi hesabından Bahçeli’nin “Vakit Tamam” başlıklı şifreli mesajları yayınlanıyor. Milletin bütün dertleri unutulsun diye dikkatler siyasetin çelik çomak oyununa çekiliyor.
Neymiş efendim, “Bahçeli bu mesajlarla kime sesleniyor ve ne anlatmak istiyormuş?”
Devlet Bahçeli neden “Yalnız kalırsınız bazen en yakınınız bile anlamaz sizi” mesajı yayınlamış?
Milletin kaderini ilgilendiren bu kadar ciddi bir meselede ülkeyi yönetenlerin millete verdiği değere bakar mısınız?
Böyle şifreli mesajlar göndereceğine, Devlet Bahçeli ne demek istiyorsa ve kime demek istiyorsa açık açık söylese olmaz mı?
****
Bahçeli’nin “hesap adamıyım” diye başlayan eski şifreli sözlerini anlamasak da çok ciddiye almasak da şu gibi sözlerini gülümseyerek dinleyebiliyorduk:
Mesela MHP’nin 40. kuruluş yıl dönümüyle ilgili ilginç bir de hesap yapmıştı: “2009 yılındayız. 2009’un sıfırlarının üzerine çarpı koyun, atın. Ne kalır, 2 ile 9. 2 ile 9’u toplayın 11 eder. Şimdi de 29’la 11’i toplayın, 40 eder. Bunlar tesadüf olamaz…”
“3 bölge var İstanbul’da. Toplam milletvekili sayısı 98. 9+8 eşittir 17. Bugün 17 Mayıs ise Kadir gecesi. Bu tesadüf müdür?” gibi.
“Bilge lider” matematik hesaplarının dışında yüzüğüyle, dosyasıyla, odasına koyduğu objelerle, dinlediği arabesk şarkılarla subliminal mesajlar vermeyi de seviyor. Bu tür mesajlarla zeki, bilge, derin düşünen bir devlet adamı portresi çizdiğini düşünebilir. Bunları siyasi bir taktik olarak anlayışla karşılayabiliriz.
****
Ama Türkiye’ye gerçek bir “beka sorunu” yaratabilecek, ülkeyi bölmeye veya federasyona götürebilecek, çok uç bir siyasi çözüm teklifi sunarken de aynı yöntemlere başvurmasını bir sade vatandaş olarak kabul edemiyorum.
Mademki CB Erdoğan’la Bahçeli arasında görüşme yapıldı. Görüşme sonunda Türk milletine ve Kürt ayrılıkçılara net mesajlar verilerek endişelerin ve merakların giderilmesi gerekmez mi?
Demokratik bir ülkede ülkeyi yönetenlerin -siyasete en uzak olanların bile anlayabileceği şekilde- sorunları ve çözümlerini vatandaşlarına anlatması görevleri değil midir?
Kapalı kapılar ardında esrarengiz mutabakatlar yapıldığı görüntüsü vermek ve Türk devletini teröre karşı yenilmiş ve terörün bitirilmesi için teröristbaşına muhtaç halde imiş gibi göstermek “devlet aklına” sığar mı?
****************************
Eski Komünist Başdanışmandan Bahçeli’ye Övgü
Yapılan anketler “Bahçeli’nin Öcalan açılımını” milletin desteklemediği, MHP’ye oy verenlerin bile yüzde 90’ının benimsemediği ortaya çıkardı. Sadece DEM seçmeninin desteklediği görüldü.
Böyle olunca Bahçeli’ye destek CB Başdanışmanı Mehmet Uçum’dan geldi. Eski Komünist Partili Uçum’un fikirlerinin sadece CB Erdoğan ile değil Bahçeli ile de uyumlu hale geldiği görüldü. Mesajdan anladık ki sadece uyumlu değil, meğer Uçum bir Bahçeli hayranı imiş. Bahçeli’yi “ortaya koyduğu bu gelecek vizyonu” sebebiyle öve öve bitiremedi.
“Sayın Bahçeli, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmaya katkısı olması kaydıyla, Öcalan için umut hakkını dahi gündeme getirmeyi her şeyi göze alarak ifade eden eşsiz cesaret sahibi bir liderdir” dedi.
Başdanışmanı Uçum’un açıklamalarını CB Erdoğan’dan habersiz ve O’nun çizdiği sınırın dışında yapmış olması pek akla yatkın değil. En azından halkın büyük kısmı bu mesajları Erdoğan vermiş gibi algılayabilir.
Anlaşılan saray ahalisi için halkın görüş ve inançları önemsiz. Ya da o kadar kötü şeyler olacak ki alıştıra alıştıra söylemeleri gerekiyor. Fakat sadede gelemiyorlar. En sonunda zihinler alıştırıldıktan sonra “ölümü gösterip sıtmaya razı edecekler.”
Ama görünen o ki “Kürt Sorununa siyasi çözüm” talebine uygun bir şeyler pişmeye devam ediyor.
Tıpkı Türk devlet görevlileri ile PKK yöneticileri arasında yürütülen Oslo Görüşmelerini aş pişip yanmaya başladığında öğrendiğimiz gibi detayları çok sonra öğreneceğiz.
***********************************
Bitirdiğimiz Terörü Sonlandırmak İçin
İktidar yetkililerinden yıllardır “terörü bitirdik”, “dağdaki az sayıda teröristin ayakkabı numarasına kadar biliyoruz” gibi açıklamalar duyuyorduk.
Devlet Bahçeli’nin teröristbaşı Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması, Öcalan’ın TBMM’de DEM grubunda konuşması, “umut hakkı” diyerek af çıkarılması çağrısının şartı ne idi? “Terörün sona ermesi.”
“Bilge lider”denilen zatın bu inanılmaz cüretkar teklifi yapmasının sebebi “Terörsüz Türkiye” hedefi için diye açıklanıyor.
Yani CB’nın, İçişleri Bakanının, M. Savunma Bakanının “bitirdik” dedikleri terörü tekrar bitirmeye ve bunun için Öcalan’ın yardımına ihtiyacımız varmış.
***********************************
Bir Sınav Sorusu
“Yalan söylediklerini biliyoruz / Yalan söylediklerini kendileri de biliyorlar / Yalan söylediklerini bildiğimizi de biliyorlar / Yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerini de biliyoruz ama hâlâ yalan söylüyorlar.” (A. Soljenitsin)
Bu özdeyişte ifade edilenler nerede ve kimler arasında geçiyor olabilir?