Atatürk’ün Ankara’ya Gelişinin 104. Yıldönümü

214
Share

Dostlar,

Bu gün, 27 Aralık 2023, Gazi Mustafa Kemal Paşa‘nın Kurtuluş Savaşı’nı örgütlemek üzere Anadolu’ya geçtiği 19 Mayıs 1919’dan yaklaşık 7,5 ay sonra Ankara’ya gelişinin 104. yıldönümü.

Bilindiği gibi Osmanlı Devletinin kurtuluşuna İstanbul’da olanak bulamayan Mustafa Kemal Paşa, çözümü Anadolu’da halkı örgütlemede görmüş, 16 Mayıs 1919 günü Samsun’a hareket etmişti.. İşte bu 7,5 ayın kısa öyküsü aşağıda..
*****
1. Dünya Paylaşım Savaşı sonunda Osmanlı Devleti yenilmiş sayıldı (30 Ekim 1918, Mondros Ateşkesi ve 10 Ağustos 1920 Sevr Andlaşması). İtilaf Devletleri her yeri işgale giriştiler. Hain padişah Vahdettin’in Sadrazamı Tevfik Paşa’nın Paris’te bağıtladığı (imzaladığı) Sevr Antlaşmasına göre, Anadolu’nun da paylaşılması kararlaştırıldı. Urfa, Antep, Maraş, Adana, Antalya ve başkent İstanbul işgal edildi. Yunanlar İngiltere’nin güdümünde 15 Mayıs 1919’da İzmir’e girdi. Vatanı bu hazin işgalden ve parçalanmadan halkla el ele vererek kurtarmak için İstanbul’da çözüm üretilemeyeceğini görünce, Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Kongreler öncesinde kararlılık göstergesi ile

22 Haziran 1919’da kritik Amasya Genelgesini yayımladı:

  • Vatanın geleceği tehlikededir;
    bu durumdan kurtuluş milletin azim ve kararlılığı ile olacaktır.”

Daha sonra Erzurum’a geçen Atatürk, 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresini,
4 Eylül 1919’da Sivas Kongresini topladı. Bu halk kongrelerinde Ulusal İstence (milli iradeye) dayalı hükümet kurulması temel hedef oldu. Tüm illere telgraflar çekilerek halkın kendi adına karar verecek temsilcileri seçmesi istendi. Bu temsilcilerin toplanacağı güvenli bir yer gerekliydi.

  • Ankaralılar Atatürk’ü ve Temsil Heyeti’ne (Heyet-i Temsiliye) seçilenleri Ankara’ya davet ettiler.

Gazi Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşının en iyi Ankara’dan yönetileceği inancındaydı. Anadolu’nun ortasında ve cephelere eşit uzaklıktaydı. Tüm illerde haberleşme ve ulaşım olanağı yoktu. Bu gerekçelerle Gazi ve Temsil Heyeti üyeleri 27 Aralık 1919 günü Dikmen sırtlarından Ankara’ya girdi.

27 Aralık 1919 Cumartesi… Hava açık, ılık… Birkaç gün evvel sepeleyen kar tutmamış.
Halk, Çankaya bağlarının batısındaki Kırşehir yoluna açılan yokuş boyunca akın akın yollarda… Kulaklar minarelerde. O tarihsel anı, selalarla bütün Ankara’ya müezzinler duyuracaktı. Gazi Paşa’yı karşılamaya gelenler arasında bölük bölük seğmenler, göz alıcı, hepsi de çakı gibi… Kimi atlı, kimi yaya… Kiminin sağ omzunda baltaları asılı… Kiminin Martini tüfekleri çapraz… Şal kuşaklarında hançerler parlıyor, gözleri gibi… Usta davulcular gelmiş; Abdal Hasanlar, Deli Hasanlar, Kara Mahmutlar, Mohaç’tan, Çaldıran’dan ya da başka er meydanlarından… Sabırsız bir bekleyiş… Saat:15.10… Selalar duyuldu. Yokuş başına doğru yüklendi Ankara… Bir sevinçli telaş, bir büyük coşku… Uzaklarda bir motor gürültüsü vardı. Sonra korna sesleri… Evet geliyordu, yiğit – yengin (muzaffer) Mustafa Kemal Paşa.

Yedi ay önce Bandırma Vapuruyla Samsun’a çıkan Ordu Müfettişi (Orgeneral Mustafa Kemal Hazretleri) değildi bu gelen. Anadolu Bağımsızlık – Özgürlük Hareketini başlattığı için son Osmanlı padişahı hain Vahdettin’in “İdam Fermanı”nı boynunda taşıyan, istifa edip bütün rütbelerini sökmüş,

  • Sine-i Millette ferd-i mücahit” olarak Mustafa Kemal’di.

Yaralı ve anavatanı Anadolu’dan da sürülmek hatta yok edilmek istenen bir halk, Türk milleti, O’nun önderliğinde buradan şahlanacaktı. Samsun’da bir hurdalıktan alınan, her parçası bir başka yerden bulunmuş, üstü açık, köhne otomobil yaklaşınca coşku (heyecan) doruğa varmıştı. Gülümsüyordu Mustafa Kemal, henüz 38 yaşındaydı ama yüzünde nice savaş meydanının tandırında yoğrulmuş bir olgunluk vardı. Mavi gözleri çelik pırıltısıyla yanıyor, kalpağının iki kenarında, şakaklarında uçuşan başak rengi saçları, güzel yüzüne çelik bir anlam yüklüyordu. Yokuş başında Seğmenlerin önünde durdu, otomobilden indi. Onlara doğru ağır ağır yürüdü. Esas duruşa geçtiler. Tek can idiler. Bütün gözler O’nun gözlerinde düğümlüydü. Vakur ve sert bir sesle:

–          Merhaba efendiler! dedi.
–          Sağol Paşa Hazretleri…
–          Arkadaşlar! Buraya neden geldiniz?
–          Millet yolunda can vermeye geldik!
–          Fikrinizde sabit misiniz?
–          Andolsun!

Mustafa Kemal’in gözleri yaşardı.. (şu dakikalarda bizim de, yine…)

Zincir kabul etmeyen bu halk O’nun peşinde, gerekirse ölüme bile göz kırpmadan gidebilirdi. Ankara ve çevresinin tüm halkı Atatürk’ü ve Temsil Heyeti üyelerini coşkun sevgi ve sevinç gösterileri içinde davul-zurna ile karşıladı. Eskimiş bir otomobilden inen bir çift gök rengi gözün derinliklerinde vatan ufuklarından tutsaklık bulutlarının dağılışını görmüşler, yurdun kurtuluşuna inanmışlar ve O’nu sonsuza dek “Reis” tanımışlardı.

Yassı deri kalpağının altında zayıf bir yüz, kaç ay, kaç yıl ve yıllar boyu milleti için rahat yüzü görmemiş, çelikleşmiş, sarı bir çehre ve içe işleyen sıcak bir bakış… Boz palto altında sivil yol elbisesi, kumandanca yürüyüş…

Mustafa Kemal Paşa Ankara’ya böyle geldi, halay çekildi, Seğmenler gösteriler yaptı. Bu içten karşılama Gazi Paşa’yı çok duygulandırdı. Teşekkür etti. İçinde bulunduğumuz durumu, bundan nasıl kurtulacağımızı özetleyen bir konuşma yaptı.

Ata’nın Ankara’ya gelişi, Kurtuluş Savaşı için önemli bir dönemeçti. TBMM’nin açılması, Ordu kurulması vb. çalışmalar Ziraat Mektebinde başlatıldı. Ankara, Kurtuluş Savaşı’nın merkezi oldu. Sonsuza dek Başkentlik görevini üstlendi.

DÜNYADA İLK ANTİ-EMPERYALİST KURTULUŞ SAVAŞI,
GÖRKEMLİ BAŞARI ile SONUÇLANDIRILDI..

Her 27 Aralık’ta seğmenler at sırtında gösteriler yapar, Başkent Ankara bayraklarla süslenir,
Atatürk Koşusu yapılır. Okullarda törenler düzenlenir. Halk şenliklerle bu mutlu günü kutlar.

  • Önceki yıl ise, sözde “pandemi” gerekçesiyle, AKP = RTE, Atatürk Koşusunu yasakladı!! Bu yıl Koşu yapıldı. Bu gibi yasakçı ve ulusalcı olmayan politikaların, Andımızın okunmasını bile yasaklayan…. AKP = RTE iktidarının hak ettiği yanıtı, Ulusumuzun demokratik yöntemlerle, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, hem de tekme – tokat vereceği inancındayız.

Kurtuluşun şanlı öncülerini 104 yıl sonra saygı, özlem ve bağlılıkla anıyoruz ve hep anacağız.

  • Göz bebeğimiz Türkiye Cumhuriyetimizi, AYDINLANMA DEVRİMLERİ ile taçlandıracağız!

Kutsal Emaneti sonsuz geleceğe onurla – şanla taşıyacağız…

Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa, hoş gelişler ola..

ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİNİN 104. YILDÖNÜMÜ.. | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM