Öğretmenler Günü Vesilesiyle

101

 Türk Eğitim Sistemi
kalitesi, World Economic Forum’un “Eğitim Kalitesi 2018” raporunun
verilerine göre dünyada 99’uncu sırada. 137 ülkenin yer aldığı bu sıralamada,
yalnızca 38 ülkenin önüne geçebildik.

Hâlâ “eğitimde çok iyi seviyelere ulaştık” diyenler,
acaba geçtiğimiz sene bulunduğumuz 101’inci sıradan 2 basamak yukarı çıkmamızı
mı başarı addediyorlar? Zira halen Mozambik, Nikaragua, Tanzanya, Etiyopya ve
Kamboçya’nın bulunduğu yüzdelik dilimden kurtulamadık da…

Eğitimin ülke kalkınmasıyla doğrudan bir ilişkisi vardır. Eğitimde
kalkınmadan ne ekonomide ne de başka bir kıstasta kalkınmamız mümkün değildir.
Bu açıdan eğitim, gelişmişliğin en büyük göstergesidir.

Word Economic Forum’un listesinde İsviçre, Singapur, Finlandiya ve
Hollanda başı çekiyor. Dünya tarihi açısından çok kısa süre önce bataklık olan
Finlandiya’nın nasıl iktisadi ve kültürel kalkınma örneği gösterip gelişmişlik
listelerinde nasıl üst sıralarda yer almayı başardığı araştırılıp, neden
Türkiye için de eğitimde kalkınma çözümü üretilmiyor?

Avrupa, dünyanın gidişatına göre eğitim sistemini inşa ederken biz
geri kaldık. Bu konuda halen hiçbir çaba harcamıyoruz çünkü sorunu tam olarak
tespit edebilmiş değiliz. Ancak 50 yıl öncesi ile yapılan kıyaslamalarla
kendimizi kandırmaya devam ediyoruz.

Eğitim ve ekonomi gelişmişliğin ana kıstasları olarak kabul
edildiğinden bunları temel aldım. Türkiye’nin yer aldığı özgürlükler,
demokrasi, yargı bağımsızlığı gibi sıralamalara bakarsak daha vahim vaziyetler
ortaya çıkacaktır. Bu geri kalmışlıktan kurtulup bir an önce çağdaşlarımızın
gelişmişlik seviyelerine ulaşabilmemiz için, devletin planlamayla ilgili
kurumlarının evvela ülke ihtiyaçları hususunda kapsamlı çözüm planlamaları
yapması gerekiyor…

*

Atatürk’ün, 1925 yılında öğretmenlere hitaben yaptığı bir
konuşmasında “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, yüksek bir
topluluk halinde yaşatır; ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder.”
sözleriyle millî eğitim alanındaki hedeflerini açık seçik ifade etmiştir.
“Öğretmenler; yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” sözleriyle de
öğretmenlere çok önemli bir görev yüklemiştir.

Öğretmenler, öğrencilerin yaşamları boyunca kendilerine
gerekebilecek bilgileri kazanmalarına yardımcı olan ve toplumun önünde giden
birer gönül erleridir. Bir güne sığdırılmış olsa da hatırlanmak, önemsenmek,
kendini ifade olanağı bulmak güzel bir duygudur. Öğretmen; öğreten,
yönlendiren, değerlendirme alışkanlığı kazandıran bir kılavuzdur. Bu nedenle
geleceğin mimarı olan öğretmenler her öğrenci için ayrı bir değerdir.

“Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en
fedakâr ve en muhterem unsurlarıdır” diyen Atatürk’ün Millet Mektepleri
başöğretmenliğini kabul ettikleri tarih olan 24 Kasım, 1981’den beri
Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

Bugün farkındalık günü olup öğretmenlerin unutulmadıklarını
gösteren bir gün olduğu konusunda nutuklar atılmasına, yöneticilerin eğitim ve
öğretimin öneminden söz etmelerine karşın, uygulamada istenilen noktada
olmadığımız da ortadadır. Çünkü eğitim, maddi ve manevi yararlarının yıllar
sonrasında görülebileceği, eksikliğinin de geç fark edilebileceği uzun bir
süreçtir. Bu nedenle, günü birlik yararı düşünen yönetici için eğitim ve
eğitimci fazla önemsenmemektedir.

24 Kasım Öğretmenler Gününü yürekten kutlar öğretmenlerimize başarılar
dilerim.