Kurucu Değerlere Dönmek

112

(Yazarımız Levent
Ünsal’ın sitemizde Temmuz ayı başında 3 bölüm halinde yayınlanan “H.D.P.
Hakkında Her Şey ve Sn. Akşener’e Mektubumdur” yazıları Cumhuriyet
Gazetesi’nden gelen taleple 19 Temmuz 2022 günü ‘Olaylar Ve Görüşler’ sütununda
özet olarak yayınlanmıştır. Özetlemede bütüne yönelik anlam kaybı olmaması için
Yazar tarafından küçük düzeltmeler/ilaveler yapılmıştır.)

 

Türkiye Cumhuriyeti, Gazi
Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının, tüm şehit ve gazilerimizin, büyük bir zaferle
taçlandırdıkları, dünyanın ilk antiemperyalist savaşının ve devamında
Cumhuriyet ve Aydınlanma devrimimizin eseridir.

 

Aydınlık Bir Kale

Devletimiz, ulus
birliğimizdeki tüm halkların güven içinde yaşayabileceği, neslini ve üretici
güçlerini geliştirebileceği, bunu daha üst düzeye yüceltmek için hep birlikte
demokratik bir cumhuriyet mücadelesi verebileceği, temelleri aydınlık bir kale
idi. Kürt etnik kimlikli halkımız, çok doğal bir siyasi tercihle, Güneydoğu’da
ABD sömürgesi, despotik bir devlet yerine yüz elli yıllık parlamenter deneyimi
olan, modern sanayi toplumunun eşiğinden içeri girmiş olan Türkiye Cumhuriyeti
ulus birliğini, güvenli bir kale, bir vatan olarak seçmiş idi. Bu seçime hiçbir
kimsenin diyeceği bir şey olamaz.

Bu açıdan, üye-militan
tabanı itibarıyla, HDP’ye, sadece, etnik ayrılıkçı Kürtlerin partisi
diyebiliriz. Asla tüm Kürt etnik kimlikli nüfusun partisi diyemeyiz. Bu;
sadece, HDP’nin, sosyoloji bilimine ters, bir algı yaratma önermesidir. İşte
PKK, bu tersliği lehine çevirme çabasıyla, “Yıkılsın bu kale” deyip saldırıya
geçti.

 

Yıkıcı Talep

Türkiye’mizde bir Kürt
milli sorunu yoktu. Çünkü Kürt yoğunluklu coğrafyaya, milli ekonomik bir
ayrımcılık yapılmıyordu. Eşitsiz ekonomik gelişmeden dolayı Orta Anadolu’da
birçok ilimiz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki birçok ilimizden milli gelirden
aldığı pay olarak her zaman daha geri kalıyordu.

Türkiye Cumhuriyeti
kimliğimizde, etnik kökenimizin ne olduğu yazmaz. Bu, tüm yurttaşlarımızın en
ideal eşitliğidir. Kürt etnik milliyetçilerinin, “eşit yurttaşlık” ve anayasada
ulusun diğer etnik bileşenlerinin kurucu unsur olarak belirtilmesi talebi, ulus
devletin, etnik kimlik öznesinden bağımsız olarak tarihin biçimlendirdiği
nesnel yapısını yıkacak bir taleptir ve bu gerçekleşirse ulus devletimiz,
nerede duracağı bilinmeyen bir parçalanmaya doğru sürüklenecektir.

 

Milli Kurtuluş

İstanbul Belediye
Başkanlığı seçimlerini CHP’ye HDP kazandırdı iddiası, mantıktan yoksun bir
şehir efsanesidir. İptal edilen ilk seçimde, 16 bin oy farkındaki HDP katkısı
ne kadarsa, ikinci seçimdeki 800 bin oy farkına katkısı da o kadardır. Zafer;
seçimin iptali nedeniyle tepesi atan ve CHP’nin nihayet kazanabileceğini görüp
coşup sandıklara koşan, tüm İstanbul halkınındır.

CHP; büyük Atamızın,
sıfırdan, güçlü, modern bir ülke yaratan, kamucu ekonomik modeline bakarak
“kalkınma modeli” üretmelidir. Ham malzeme, tohum, toprak, su ile tekniği ve
emeği, yurt sathında buluşturacağı bu planı halka anlatmalıdır. Kurucu
değerlere döndüğünde, “Yeni CHP’ye asla oy vermem” diyen, yüzde 7.5 oranında,
kendi seçmeninin oyunu daha alır ve İYİ Parti ile birlikte iktidar olur.

Bu bir milli kurtuluş
çözümü olacaktır ve bu çözümde HDP’ye yer olamaz.