Hatay Müstemleke Toprağı ‘mı?

95

Eski Cumhurbaşkanlarımızdan Celal Bayar’ın şu sözünü çok değerli bulurum: “Toplum olaylarında deney laboratuvarı tarih
sayfalarıdır
.”

Günlük hayatımızda olağanüstü bir durumla karşılaştığımızda
hafızamız bizi hemen eski benzer olaylara götürür.

Bu yazımda hayatımda iz bırakan bazı enteresan vakalardan
bahsedeceğim.

KEP’in Önemi

1980 12 Eylül darbesine 12 gün kala çok sevdiğim kardeşim,
ülküdaşım Ahmet Uğurlar evimin hemen yakınında komünist katillerce çapraz ateşe
alınarak kurşunlandı. Ağır yaralı halde ambulans gelmesini beklemeden kucağımda
polis arabasına taşıyıp hastaneye kaldırdık. Hastanede doktor ilk müdahaleyi
yaptıktan sonra acilen bir hemşire eşliğinde İstanbul Okmeydanı Hastanesine
yetiştirmemizi söyledi.

Kocaeli Sigorta Hastanesinin Başhemşiresi “ben hemşire arkadaşlarımın hiç birisini
gönderemem çünkü can güvenlikleri yok yolda başlarına bir şey gelebilir

diye cevap verdi. Başhekim ısrar edince de: “Başındaki KEP’i çıkarıp başhekimin
önüne koydu: “İstifa ediyorum” dedi.

Ani Refleks Önemli

90’lı yıllarda Türkiye’nin Suriye Ateşemiliteri Suriye devlet
başkanı Hafız Esat’ın bir daveti üzerine Esat’ın sarayına gider. Asansör
beklerken çağırdığı asansörden inen Abdullah Öcalan’la göz göze gelir. Bir an
bakışırlar ve kendisi yukarı çıkar. Ateşemiliter Türkiye’ye döndükten sonra
olayı MHP Genel Başkanı merhum Alpaslan Türkeş’e anlatır, Türkeş’in kaşları
çatılır ve: “Neden onu orada öldürmedin
sözleri odada yankılanır.

Milli Refleksin Önemi

Mustafa Kemal Atatürk’ün son vatan
toprağı olarak milletimize kazandırdığı Hatay şehrimizdeki Suriyeli
sığınmacıların yoğunluğu malum. Buna dikkat çekmek için Zafer Partisi Genel
Başkanı Prof. Dr. Sayın Ümit Özdağ, bir grup arkadaşıyla Hatay’a gider ve Hatay
Valiliğince şehre girmeleri jandarma tarafından engellenir. Jandarma
komutanının elinde getirdiği belgeye göre valiliğin açıklamalarında Sayın
Özdağ’ın şehre girmesinde hiçbir sakınca yoktur. Hem neden olsun ki,
yüzyıllardır Türk’e vatan olmuş topraklara bir Türk’ün girmesi nasıl
engellenebilir? Bu engelleme olsa olsa ancak sömürge ülkelerinde, müstemlekeci
vali ve askerlerince olabilir.

Hadi vali müstemlekeci zihniyete
sahip diyelim ya onun emirlerini uygulayan asker; bir karış toprak uğruna
kanını seve seve döken askere ne oluyor?

Vali o kararını askere tebliğ ettiği
anda rütbe, terfi düşünmeden askerin cevabı şu olmaydı: “Sayın vali! Siz bir müstemleke devletinin valisi değilsiniz, ben de
askeri değilim. Sizin bu emirlerinizi uygulamıyorum
” deyip KEP’ini valinin
önüne bırakıp çıkmalıydı. Bilmem anlatabildim mi?

Sağlıklı kalın.