Kuzey Irak,
Kuzey Suriye ve Türkiye’nin güneydoğusu üçgenindeki gelişmeler geleceğimiz için
endişe verici olaylara gebe.
Bu
bölgelerde gelişecek olaylar, emperyalizmin gerek Ortadoğu da gerekse dünyanın
çeşitli bölgelerinde kurduğu oyunlar az çok tarih bilgisine sahip insanlarca
bilinmesi gerekirdi.
Ancak bizim
devletimizin başında bulunan kişiler oynanacak oyunu göremediler mi acaba
diyeceğim ancak, 20 yıldır devleti yönetme iddiasında bulunanların bu oyunları
görme mecburiyetleri vardı, gaflete düştüler de görmediler diyemeyiz.
Suriye’nin
işgalinden akın akın kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyeli kaçkınların topraklarına
PYD güçleri ve ayrılıkçı Kürtler yerleştirildiler.
Buna
ilaveten güya Kobani’nin İŞİD’ten temizlenmesi için topraklarımız üzerinden
geçiş müsaadesi verilerek tam donanımlı, silahlı PEŞMERGE’nin Kobani’ye
geçmeleri sağlandı.
O günlerde
resmi ağızlardan verilen rakamlara göre ABD, PYD ve PEŞMERGE’nin kullanması
için 22 Bin TIR dolusu silah ve mühimmat teslim edildi.
Yazar Mustafa Yıldırım’ın “Sivil Örümceğin Ağında” kitabında yazdıklarına göre: “ABD gizli
servisi CIA, iki bin yılına kadar dünyanın başına bela olan teröristleri kendi
ülkesinde eğitiyordu, bu usul hem ABD için dünyanın gözünde kötü imaj yaratıyor,
hem de ABD ye pahalıya mal oluyordu. 11 Eylül 2001 İkiz kulelerin vurulmasından
sonra CIA terör örgütü merkezini ABD’nin dışına Katar’a taşıdı. Örgüt merkezi
Katar’a taşındıktan kısa bir müddet sonra Ortadoğu da eğitilip, beslenen
teröristler Tunus’ta bir gencin kendini yakmasıyla “Arap Baharı” fitilini
ateşlemiş oldular. ” Ve o gün bu gündür Ortadoğu da bu yangın devam
ediyor.
Suriye’nin kuzeyine tekrar dönecek olursak; her ne kadar Türk
askeri Suriye’nin Kuzeybatısını kısmen kontrol etse de, ABD ve Rusya’nın
koruyup kolladığı PYD, Suriye’nin Kuzeydoğusunu (Fırat’ın doğusu KOBANİ) yi
kontrolü altına aldı ve şu anda işte orada bir Kürt devletinin temeli atıldı.
HABER TÜRK Gazetesi yazarı Fatih Altaylı Ukrayna direnişini
haber yapmak için oraya giden bir Fransız gazetecisinin anlattıklarını köşesine
taşımış, aynı yazıyı ve kendisinin ifadelerini de intihal ederek siz
okuyucularıma aktarıyorum.
“Le Sommier,
dönüşünde izlenimlerini aktardı.
“Orada karşımda Pentagon’u buldum. Uluslararası gönüllüler denilen güç,
Pentagon’un kontrol ve komutasındaki paralı askerlerden oluşuyor.”
Peki Fransız’ı oraya götüren kimdi?
İki YPG savaşçısı.
Yani Suriye’nin kuzeyinde, ABD tarafından beslenip büyütülen terör
örgütü PKK uzantısının elemanları.
Ukrayna’da ABD kontrol ve kumandasındaki YPG’lilerden bahseden tek kişi
Le Sommier mi?
Elbette değil.
Bu uluslararası gönüllü askerler gücünü haber yapan pek çok gazeteci,
bu grup içinde en etkin olanların YPG’li savaşçılar olduğunu anlatıyor.
Dahası yıllar önce YPG saflarında yer alıp, YPG’lilerin eğitimini
üstlenen pek çok Batılı eski askerin ve gönüllünün bugün Ukrayna’da ABD
kontrolünde Rusya’ya karşı savaştıkları biliniyor.
Anlayacağınız, ABD burnumuzun dibinde, Güney sınırımızda bir paralı
asker kuluçkası oluşturmuş.
Burada PKK’lıları yetiştirip yetiştirip bölgede istikrarsızlık ve
çatışma ortamı üretmek istediği her yere onları yolluyor.
1. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında İngiltere için Nepalli Gurkalar ne
ise, bugün de ABD’nin Gurkaları PKK’lılar.
ABD, Suriye’nin kuzeyinde bir devlet oluşturdu ve bu devleti tetikçisi
haline getirme konusunda belli ki epey mesafe katetti.
Türkiye ise bütün bu olan bitenden habersiz bir biçimde terörle ve PKK
ile mücadele ettiğini, teröristlere boyun eğdirdiğini, Türkiye’de artık sadece
190 terörist olduğunu anlatıp duruyor.”
Biz bu yazılanları yıllarca yazdık dile getirdik, olayın hangi seviyeye
geldiğini işte hep beraber görüyoruz.
Umalım ki hükümetimizin son günlerde muhalefetin ısrarlı baskıları
sonucu Suriye hariç komşularımızla dış politikada yeniden başlattığı faydalı ve
doğru görüşmelerde attığı adımları, göç ve terörizm konusunda da göstermiş
olsun. Sığınmacı kaçkınlar sebebiyle demokrafik yapımız bozulmasın ve
güneydoğumuzda bir Kürt devletinin yaşatılmasına müsaade edilmesin.
Sağlıklı kalın.
Not: 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun!