Kakafoni!

79

“Bu bir dertlenme
yazısıdır…”

 

Kakafoni demek aslında bir uyumsuzluk demektir. Her ne kadar Türk Dil
Kurumu sözlüğünde “ses
uyumsuzluğu”
olarak tarif edilse de, sosyal olaylarda “uyumsuzluktan dolayı ortaya çıkan bir
kargaşa”
yı ifade etmektedir.

 

Bugün bir Türk için her şey “kakafoni”den
ibarettir diye rahatlıkla söyleyebiliriz!

 

Türkiye ‘de ve dünyada olan bitenleri yakından takip etmeye
çalışıyorum.

 

Bütün yaşanan gelişmelere bakarak dünya üzerinde en kafası karışık
insan topluluğu Türk milletidir diyebiliriz…

 

Yoğun bir ekonomik, kültürel ve siyasal saldırı altında olduğumuzdan
hiç bir şüphe yoktur.

 

Ancak bu yoğun saldırının dozajı doğru stratejilerle düşürülebilir,
etkileri azaltılabilir veya def edilebilir. İşte başarısız olduğumuz nokta
budur.

 

Türkler, Osmanlı’nın çöküşe geçmesi ile milyon kilometrekarelerle
ifade edilen vatan parçalarını kaybetti. Kendileri gibi özü sözü Türk olan
insanları kaybedilen topraklarda bıraktı.

 

Fakat olan biten Türklerde çok çabuk unutuldu ve halen geri dönüp
bakmayı ve kendimizle yüzleşmeyi başaramadık!

 

Bu yüzden Ukrayna devlet başkanı Zelenski ‘nin Etnik-i Eterya ‘yı
övmesini bile temelsiz boş tepkilerle karşılıyoruz.

 

Niye kızıyorsunuz? Siz unutuyorsunuz onlar unutmuyor diye mi? Hâlbuki
daha dün İstanbul’daki Patrikhane, Ukrayna Kilisesi için ABD istedi diye
bağımsızlık kararı verip Moskova Patrikliği ile tüm ilişkisini 2018’de
koparmadı mı? Bu Ukrayna – Rusya savaşına giden yolda döşenen ilk taşlardan
biri değilmiydi? Bunları bilmeden Zelenski ‘nin Fener Rum Patrikhanesi’nin
güdümündeki Yunanistan’ın parlamentosunda Etnik-i Eterya ‘yı övmesini
anlamlandıramazsınız…

 

Yani işin özeti şu: Fener Rum Patrikhanesi 1940’lı yılların sonundan
itibaren ABD’nin Doğu Avrupa’ya yönelik politikasının en önemli araçlarından
biri… ABD İstanbul Patrikliğini Rusya ile olan mücadelesinde Ortodoks
halkları etkilemek amacıyla kullanıyor.

 

Maalesef günümüzde savaşlara emperyalist tekelci sermaye karar
veriyor. Çatışmaları onun orduları direkt ya da endirekt olarak yürütüyor.
Kamuoyu desteğini ise her dine mensup iyi örgütlü tarikatlar ve cemaatler ile
sağlıyor.

 

Son cümlenin size tanıdık gelmesi lazım!

 

Bir Türkiye düşünün ki, ekonomik gücü nerede ise sıfırlanmış…
Kapitülasyon benzeri uygulamalar almış başını gitmiş! Gün geçmesin ki kasıtlı
(!) veya kasıtsız Londra tefecilerinden borç arandığı haberleri yapılmasın…

 

Üretim terk edilmiş ve ithalat cehennemine düşülmüş! Yani bayrak bizim
ama ekonomi kimin durumu!

 

İşsizlik, umutsuzluk, asgari ücret köleliği can sıkıcı boyutlarda…

 

Demografik denge süratle aleyhimize değişiyor ve gelecek için tehlike
sinyalleri artıyor…

 

Bunlara karşın biz kimi cumhurbaşkanı seçeceğimizi tartışıyoruz.
Boyacı küpü misali bir kişi değişecek ve her şey düzelecek diye algımız yönlendiriliyor…

 

Dikkatimi çeken bir hususta; bu ülkede Filistinlilerin topraklarını
Yahudilere para ile sattıkları ve sonradan vatansız kaldıkları hikâyeleri
onlarca yıldır her yerde anlatılıyor olmasıdır. Şimdi kimse sormuyor; “bizde topraklarımızı yabancılara
satıyoruz sakın vatansız kalmayalım”
diye! Hatta Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığının bedeli 250 bin ABD doları ile bir gayrımenkul almak olmuş…
Yani atalarımın kan dökerek kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde, benimle 250 bin
doları basıp vatandaşlık alan aynı haklara sahip… Deyyuslar, Filistinlilerin
ahmaklığını konuşuyor da kendi ayağımıza bu örnek var iken sıktığımız
kurşunları gören yok!

 

Bu anlattıklarım tam bir “kakafoni”
içinde olduğumuzu gösteren örnekler!

 

Bu gidişe dur diyecek bir ortak akıl ve fikir yok mu? Nerede Türk
Milliyetçileri? Onlarda mı, akıl ve vicdanlarını yitirdiler?

 

Nerede halkın içine düştüğü uyumsuzlukları ortadan kaldıracak önderlik
yapacak Türk aydınları?

 

Nerede mimberlerde konuşacak millî din adamları? Yoksa onlarda mı, patrikhane
gibi ABD ve İngiltere’nin güdümüne girdi?

 

Bu kakafoni sona ermek zorunda! Bunu gidermek için hepimiz sorumluluk
altındayız. O nedenle üzerimize düşenleri yerine getirmeliyiz…

 

Yoksa bu uyumsuzluk yani kakafoni başımıza daha büyük felaketlerin gelmesine
sebep olacak!!!

 

Türkiye’nin gidişatının sorumlusu bu kakafoniyi görüpte ses
çıkarmayanlar ile bu gidişattan bana da bir pay çıkar mı, diye menfaatleri için
bekleşenlerdir.