“Erdoğan’a âşık olduğunu” açıklamış olan, Siirtli Arap asıllı bir iş adamı Ethem Sancak.
Sıradan biri değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tank Palet fabrikasını
verdiği, kendisine Katarlıları ortak ettiği; sırdaş, emanetçi
denilebilecek kadar güvendiği bir yakını. Bazen Mao’cu/ Çin’ciliği ön plana
çıkan, bazen Soros ilişkileri ile dikkat çeken biri.
Üstelik
AKP’nin Eski MKYK üyesi.
Ethem
Sancak “Ak Parti Amerikan desteği ile iktidara geldi” açıklaması yüzünden
partisinden ihraç edilmesi için işlem başlatılınca istifa etti.
Ethem
Sancak, önce inkâr etse de videosu yayınlanınca görüldü ki, aynen şu sözü
söylemiş: “Tayyip Erdoğan, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanıydı. Aslında
Amerika’nın desteğiyle geldik iktidara.”
Bunu
zaten Arslan Bulut yıllardır yazıyordu. “AKP bir ABD projesidir, hatta
parti programı Amerika’dan CFR tarafından gönderilmiş bir memorandumdan aynen
alınmıştır” diye. Kimse de itiraz edemiyordu. Ama bu defa itiraf
içeridendi.
****
Vatan
Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ise Cumhur İttifakının resmi
olmayan en küçük ortağı. Çin devleti ile olan ilişkilerini herkesin
bildiği, Çin’de bir devlet başkanı gibi itibar gören, derin ilişkileri olan
bir kişi.
Doğu Perinçek eski dostu Ethem
Sancak’ı, “çok güvendiğim karakterli bir insandır” diye övüyor.
“Ak Parti’nin ABD tarafından iktidara getirildiği” sözünü Perinçek de net bir şekilde
doğruladı:
“O bir
gerçek. 1996 yılında Rand Corporation raporu var. Orada diyorlar
ki Tayyip Erdoğan Başbakan olacak. Abdullah Gül Dışişleri Bakanı olacak.
Hatta biz onu o zaman yayınladık. Cumhuriyet’te büyük bir söyleşi yaptık. Orada
da belirttim.
Bu bir
gerçek, yani 2002 yılında Türkiye Amerika tarafından erken seçime
götürüldü. Ve AK Parti hükümete getirildi.”
Oysaki
bizler yani kamuoyu Türkiye’yi 2002’de erken seçime götürenin MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli olduğunu sanıyorduk.
****
Bülent Ecevit
başbakanlığındaki hükümette MHP lideri Devlet Bahçeli ve ANAP lideri Mesut
Yılmaz Başbakan Yardımcısı idi.
Refah
Partisi kapatılmıştı. Millî görüş hareketinden kopan Recep Tayyip Erdoğan,
Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener’in öncülüğündeki
siyasetçiler ise 2001 tarihinde AKP’yi kurmuştu.
Başbakan
Yardımcısı Devlet Bahçeli, 7 Temmuz 2002 günü, partisinin düzenlediği Kocayayla
Türkmen Kurultayı’nda, 3 Kasım 2002’de erken seçim yapılması çağrısında
bulundu.
Oysaki,
Kemal Derviş’in yönetiminde acı ilaç içilmiş, ekonominin dengeleri oturmak
üzereyken alınan bu karar iktidar partileri için intihar demekti.
Bahçeli’nin bu kararı parti organları içinde hiç görüşülmemişti. MHP
yöneticileri dahil herkes için sürpriz bir karar olmuştu.
Yapılan
seçimde sadece AKP ve CHP barajı aşarak mecliste temsil edildiler. AKP
oyların yüzde 34,3’ünü alarak 363 milletvekilliği kazandı ve tek başına iktidar
oldu. MHP baraj altında kaldı.
Doğu Perinçek 2002’de
erken seçime götürenin aslında Devlet Bahçeli değil, Amerika olduğunu söyledi.
Bahçeli bu iddiaya bir cevap vermedi.
**********************************
ABD’nin Erdoğan’ı Büyük Sermayeye Takdimi
Recep Tayyip Erdoğan daha
Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı iken, dönemin ABD büyükelçisi Morton
Abromowitz’le tanıştırılmıştı.
1996’da
Abromowitz Erdoğan’a “Türkiye’nin geleceği sizsiniz” demişti.
Daha
önce de yazdım. Erol Mütercimler’in naklettiği önemli bir hatırası var:
“1999
yılında bir yayın grubu sahibi olan Av. Münci İnci’nin evinde özel bir
toplantı yapıldı.” Bu toplantıda kimler
yoktu ki?
“Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak, Güler Kömürcü gibi siyasi görüşü farklı gazetelerde yazan
gazeteciler… Emin Şirin (Nazlı Ilıcak’ın eski eşi), Bülent Akarcalı
(ANAP dönemi Sağlık ve Turizm Bakanı, Türkiye Demokrasi Vakfı ve Bilgi
Üniversitesi kurucusu), Fehmi Gültekin (Vakıflar Bankası E. Genel
Müdürü), Tezcan Yaramancı (Kamu Ortaklığı İdaresi E. Başkanı, Türk
Amerikan İşadamları Derneği, İstanbul Rotary Kulübü üyesi) vardı.”
Durun hele sadece bunlar değil.
“Ardından
Tayyip Erdoğan geldi. Onun peşinden ise dönemin ABD İstanbul Konsolos
Yardımcısı (Kate Schertz) hanımefendiyle Tuğrul Türkeş el ele
birlikte içeri girdiler. Aynı otomobille geldiler.”
Erol Mütercimler, Tayyip Erdoğan için “muhtar bile olamaz” denildiği bir
dönemde yapılan bu tanıtım
toplantısı sırasında Münci İnci’nin kendisine, “Tayyip Bey bu ülkeye
Başbakan olacak” dediğini anlatıyor.
Tuğrul Türkeş’in orada olması ve ABD’li kadın diplomatla samimi bir şekilde aynı araçla
gelip, birlikte dönmesi ilginç. (Bu olayı önceden bilenler, Tuğrul
Türkeş’in 2015’de AKP’ye geçmesine şaşırmamıştır sanıyorum.)
Siyasi yasaklı birinin Başbakan olması için düzenlenen toplantıda ABD’li
diplomatın ne işi olabilirdi?
Bu
toplantıdan iki gün sonra, 26 Ekim 1999’da Bülent Eczacıbaşı’nın evindeki
benzer maksatlı yemekte de çoğunluğu iş dünyasından olan önemli isimler bir
araya gelmişti: Feyyaz Berker, Tuncay Özilhan, Korkmaz İlkorur, Erdoğan
Gönül, Can Paker ve Cüneyt Zapsu.
Erdoğan’a
TÜSİAD kapılarının açıldığı bu toplantı için, ABD diplomatlarının bir
katkısı oldu mu bilemiyorum.
AKP ve
MHP kanadı bütün bu ilişkileri biliyor. Bu yüzden şimdilerde ABD ve
İngiltere Büyükelçilerinin muhalefet liderleri ve İstanbul Belediye Başkanı
Ekrem İmamoğlu ile görüşmelerinden tedirgin oluyorlar.
**********************************
Abd Bu Kadar Etkili İse
ABD Türkiye’de iktidarı belirlemede bu kadar
etkili ise gittikçe yıpranan
iktidarın seçimde gidip gitmeyeceğini hesap ederken bu parametreyi de göz ardı
etmemek gerekir.
Seçimlerden önce alacakları tavizler
karşılığı, dışarıdan kredi muslukları açılabilir mi? Ekonomide geçici de
olsa bir rahatlama sağlanırsa ve Erdoğan Rusya- Ukrayna Savaşını bitiren güçlü
lider imajı ile parlatılırsa Cumhur İttifakı seçimi kazanabilir mi?
Zor ama imkânsız değil.
Bizim “lider” sandığımız kişilerin gerçek
rolü ve ilişkileri hakkında yeterli bilgimiz yok. “Lider görünümlü
bazılarının birer görevli olduğu” iddialarını kabul etmek istemem.
Ama tarih bize tedbirli olmayı telkin
ediyor.