Yapmayın… Yapmayın…

98

Türkiye’nin
yetiştirdiği çok değerli ekonomistlerimiz var. Bunlar yaşadığımız
ekonomik buhranın sebebi ve körükleyicisi olan yanlış politikaları görüp adeta
saçlarını başlarını yoluyorlar.

Çünkü Türkiye’yi
yönetenler pandemi süreci ve akabinde Rusya- Ukrayna savaşının
getirdiği ve getireceği çok riskli ortamda hiç yapılmaması gereken şeyler
yapıyor.

İktidar
ekonomiyi bir deneme yanılma yöntemiyle yönetmeye çalışıyor. Yetkililer
genel kabul görmüş yöntemlerin dışında heterodoks dedikleri politikaları
savunuyorlar. Bir uçtan öbür uca savrulmakta olan politikalar belirsizlik ve
güvensizlik yaratıyor.

Ekonomist Hakan Kara son
durumu değerlendiren mesajında şu tespitleri yaptı:

“Cari denge hızla bozuluyor, enflasyon beklentisi artıyor ve ekonomi
yavaşlıyor.
(Cari açık ve üretim
verisi henüz savaşın etkisini içermiyor.)

Ekonomide
ender görülen bir durumdur. Bu üç temel göstergeyi birden bozmak özel çaba
gerekir.”

Değerli
ekonomist Mahfi Eğilmez, iktidarın “Faizi indirince kur yükselecek,
kur yükselince cari açık düşecek, cari açık düşünce enflasyon düşecek….”

söyleminin sonunda geldiğimiz yeri tanımladı: “Hepsinin tersi oldu.”

Zanka
TV’de çok değerli yorumlarını dinlediğimiz Rubil Gökdemir de “Bütün
ceremesine milletçe katlanmamıza karşın; Cari fazla hedefiyle yola çıkıp,
sadece OCAK ayında 7,11 milyar $’lık cari açıkla bütün zamanların rekorunu
kırdınız!
Hiç mi utanmıyorsunuz?” diyerek iktidarı eleştirdi.

Sonuçta
kur yükseldi, cari açık yükseldi, enflasyon yükseldi, işsizlik yükseldi.
Bu dört parametreyi birden yükseltmek hakikaten özel bir çaba ve beceri
gerektirir.

Yönetim hatalarının sonucu olarak, insanlarımız arabasını kullanamaz, kaloriferini yakamaz, elektrikli
cihazlarını kullanamaz, tatil yapamaz ve hatta temel gıda ihtiyaçlarını alamaz
hale geldi. Sağlık ve eğitim hizmetleri dahi aksamakta.

*******************************

Kur Korumalı Mevduat Hesabı Çok Riskli

Baktılar
ki, kur yükselince başta enerji olmak üzere ithal ettiğimiz her şey
pahalanıyor. İthalata bağımlı bir sanayi ve tarım altyapımız olduğundan maliyetler
artıyor ve enflasyonu tutmak mümkün olmuyor. Ancak “faizi
artırmayacağız”
diye de kendilerini bağladıkları için faiz silahını
kullanamadılar.

Bu
yüzden Kur Korumalı Mevduat (KKM) diye bir mevduat türü icat ettiler. Yeniçağ’dan
Remzi Özdemir’in verdiği bilgilere göre bu hesaplar 500 milyar lirayı
geçti.  “Yaklaşık 800 bin kişinin
parasına devlet, dövizle garanti verdi.”
 Garantiyi veren bankalar değil. 800 bin kişiyi
koruma altına almak için 85 milyon nüfusu kefil yaptılar.

“Bu
kişilerin ortalama baz alınan kuru 13.40 lira. Vade sonunda dolar kuru şu
andaki seviyede (14,90 TL) kalırsa Hazine’nin
(halkımızın) zararı
yaklaşık 50 milyar TL olacak.

Eğer kur
vade sonunda 16.40 olursa Hazine 100 milyar lira bunların hesabına
vergisiz para yatıracak.”

Allah
korusun diyeceğim ama gidişat o yönde, “eğer dolar kuru 20 lira olursa,
işte o zaman yandık. Çünkü bu 800 bin kişiye ödeyeceğimiz rakam yaklaşık
230 milyar lira olacak.”

Buradaki
milyar TL rakamlarını küçümsemeyin, bunlar korkunç meblağlar. 6 sıfır atılmadan
önceki söyleyişle 100 katrilyon lira, 230 katrilyon lira gibi
meblağlardan bahsediyoruz.

Tam bir
bataklık yaratıldığı açık değil mi?

*******************************

Prof. Dr. Özgür Demirtaş Yalvarıyor

İşler o
kadar kötüye gidiyor ki saygın ve çok takip edilen ekonomi profesörümüz Özgür
Demirtaş
adeta yalvarırcasına şu açıklamayı paylaştı:

1)   
“Hükümete ve
Yönetenlere Tavsiyem: Döviz satarak piyasayı tutmaya çalışmayın. Bu konu
100 kez söylendi, 100’ünde de dinlenmedi, 100’ünde yanlış olduğu anlaşıldı.

Döviz satışı (hele dünyanın ve Jeo-politiğin bu kadar
ısındığı dönemlerde) son derece yanlış.

2)   
Faizi
“inatla” düşük tutmanızın maliyeti ÇILGIN Enflasyon oldu. Yapmayın.

Yapacağınız
şey NET: Faizi “Olması Gereken Yere” bırakmanız. Olması
gereken yer diyorum. Çünkü inatla oranın altında tutuyorsunuz.

Enflasyonun %120 olduğu yerde Faiz %14’te TUTULMAZ. Yapmayın!

3)   En sonunda:

a) Ya Faizi Arttırmak zorunda kalacaksınız. b) Ya SUPER-BONO
çıkarmak
zorunda kalacaksınız.

Türkiye de bu geçen zamanda Enflasyon altında ezildiği ile kalacak.

Politikanız NET olarak yanlış. YAPMAYIN… Daha ne diyeyim YAPMAYIN…”

*******************************

Faizi Artırırlarsa

RTE’ninfaiz
sebep enflasyon sonuçtur”
tezi ve “Nas var” söylemiyle ekonomimiz
bir çıkmaz sokak içine saptı.

Prof. Dr. Özgür Demirtaş, bu çıkmaz sokaktan çıkabilmek için iktidarın politika faizini yükseltmek,
faizleri enflasyon oranına yaklaştırmak zorunda kalacağı kanaatinde.
Diğer
birçok ekonomi uzmanı da benzer görüşü savunuyor.

O zaman
biz Eylül 2021 ayından bu yana altı buçuk ayda dolar kurunu 8 TL’den 15
TL’ye; bir litre motorini 7,5 TL’den 22,5 TL’ye neden çıkardık?
Neden bir
yıllık üretici fiyat artışlarını yüzde 120’lere
yükselttik; İnsanlarımızın
en az yüzde 90’ını bir iki kademe fakirleştirdik?

Faiz yükseltilirse de bu çektiklerimiz geri gelmeyecek. Muhtemelen kurlar düşmeyecek, fiyatlar
inmeyecek. Ancak kurların ve enflasyonun yükselmesi duracak.

Bunu
biliyoruz, çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan bir sene kadar önce Naci
Ağbal’ı Merkez Bankası Başkanı
olarak atadığında, yüksek faizi “acı
ilaç”
kabul ettiği dönemde bu tecrübeyi yaşadık. O zaman faizleri
yükselttiler, kur ve enflasyon artışı durdu.

Ağa ile
marabanın bir iddia sonucunda ilk hale gelince, “biz bu b..’u neden yedik?”
dedikleri hikâyedeki gibiyiz.

Faizler resmen yükseltilirse, ekonomide savrulma duracak, kısmi bir normalleşme ve
dengelenme
olacak.

Ama bizler
madem bir sene önceki politikaya dönecektik, halkımız bunca ceremeyi
niye çekti?”
diye soracağız.

Önceki İçerik14 Mart Tıp Bayramı ve Tıbbiyeli Hikmet
Sonraki İçerikSuya Sabuna Dokun(ma)mak!
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.