“Toprak su ile karışırsa çamur olur, Toprak eğer kan ile karışırsa
vatan olur.”
05 Mart 2022 günü KMKB Kocaeli Milli Kuruluşlar Birliğinin
düzenlemiş olduğu (Rusya – Ukrayna
Savaşı) Başlıklı, “Türkiye ve
Dünyaya Etkileri” konulu Panel’i kalabalık bir dinleyici kitlesiyle birlikte
dinlemiş olduk.
Moderatörlüğünü Eğitimci Sayın Fatma Gülşen’in yaptığı
Panelin konuşmacıları, Kocaeli Aydınlar Ocağı Yönetiminden İşadamı Nail Baki,
İşadamı Bülent Fırat ve Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Emekli
Kurmay Albay Ümit Yalım’dı.
İşadamı Sayın Nail Baki’nin Çocuklarını almak için Ukrayna’ya
gidip döndüğünde KOVİT-19 test sonucu Pozitif çıkınca panel’in konuşmacıları
haliyle ikiye düşmüş oldu. İşadamı Bülent Fırat, Ukrayna’nın genel olarak bir
portresini çizdi, ekonomi ve sosyolojisi yönünden geçmişini, şu anki durumunu
ve savaş sonrası tahminlerini sıraladı.
Ancak Panelin esasını teşkil eden konuşmayı emekli Kurmay
Albay Sayın Ümit Yalım yaptı. Kısa olarak Ukrayna-Rusya savaşına değindikten
sonra Türkiye jeopolitiğinden, sınırlarımızı çevreleyen komşularımızdan, onlardan
gelebilecek saldırılardan ve sınır güvenliğimiz konusunda oldukça iddialı
açıklamalarda bulundu.
Konuşmasının büyük bölümünü her zaman olduğu gibi bu
konuşmada da Ege Denizi ve Ege adaları konusunu dile getirerek çok çarpıcı
açıklamalarda bulundu. Hükümetin Ege Denizin deki oldubittilere seyirci kaldığını
söyleyince durumun vahametini kavrayan müzmin hükümet yandaşlarından birisinin:
“Komutan! şimdi bu anlattığın konular
vatana ihanet değil mi?” diye sormak zorunda kaldı.
On iki Adanın ne zaman kimler tarafından kimlere nasıl
verildiği tarih kitaplarında ve çeşitli makalelerde yüzlerce defa yazılmış
olmasına rağmen yine de her seferinde çarpıtılarak siyaseten polemik konusu
yapılmaktan bir türlü vaz geçilemiyor.
Ümit Yalım: “1945 BM.
Antlaşması ve 1969 Viyana Sözleşmesi’ne göre Yunanistan’ın onikiada üzerinde
egemenlik hakkı yoktur!…21 Devlet arasında imzalanan 1947 Paris Antlaşması’nın
14. Maddesine göre Onikiada gayri askeri statüde olup Yunanistan, bu adalara
asayişi sağlayacak miktarda jandarma ve polis dışında asker yerleştiremez.
Onikiada’nın mülkiyet hakkı Türkiye’ye aittir, sadece kullanım hakkı
Yunanistan’a verilmiştir.” İddialarında bulundu.
Hâlbuki Yunanistan Onikiada’nın
her birisini silah deposu haline getirdi. Tankların ve Topların hedefi direk
Türkiye’ye çevrili.
Yunanistan’ın yaptıkları bununla da kalmıyor. 2004 Yılından
2021 yılına kadar mülkiyet hakları Türkiye’ye ait olmasına rağmen Ege Denizinde
22 Türk adası ve 2 kayalığı resmen işgal etti. İşgal ettiği adalara
çıktıklarında yaptıkları ilk icraat; oraya bir kilise kondurmak, sonra da namluların
ucu Türkiye’yi hedef alan silah yığınağı yapmak. Arkasından Türkiye’ye göstere
göstere cumhurbaşkanları, başbakanları ve bakanları bu adalara gelip kuzu
çeviriyorlar. Akıl alacak şey değil. Türk yetkililerinden bir ses çıkmıyor,
Türk milleti resmen akıl tutulması yaşıyor.
Ümit Yalım haklı olarak soruyor: “Onlar bu adalara gelip kilise yaparken biz neden gidip bir cami
yapmamışız.” Bunun cevabı da benden olsun. Onlar Türk adalarına kilise
yaptırırken bizim dindar! hükümetimiz; Vangölü’nde bulunan Akdamar Ermeni
Kilisesinin tamir ve tadilatıyla meşguldü. O Akdamar kilisesi ki, Ermeni
alçakları tarafından kaçırılan sonra tecavüz edilerek öldürülen yüzlerce
Müslüman Türk kadınlarının çığlıklarıyla inlemekte.
Ezcümle sayın okur: bakmayın siz atılan eyyyt Amerika, eyyyt
Almanya nağralarına…maalesef milli meselelerde nedense hep cambaza
baktırılıyoruz. Bu olay iktidarda da öyle muhalefette de. Birbirlerine lâf
yetiştirmekten ne yazık ki üzerinde yaşadığımız vatan toprağı büyük tehdit
altında.
Sağlıklı Kalın.