Millet İttifakını
oluşturan Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, Demokrat Parti ve Saadet
Partisi’ne DEVA ve Gelecek Partisi’nin katılmasıyla 6 muhalefet partisinin
bir mutabakat metninde anlaşıp açıklamaları tarihi önemdedir.
Uzun
yıllardır unuttuğumuz medeni müzakerelerle, ciddi bir akademik metin kalitesinde,
özenle hazırlanmış bir belgede uzlaşmak son derece değerlidir.
Cumhuriyet
tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşıyoruz. “Krizin en önemli sebebi, ‘Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi’ adı altında uygulanan keyfi ve kural tanımaz
yönetimdir” diyen 6 partinin bu ucube sisteme alternatif olarak
geliştirdiği model tanıtıldı.
Uzun
süredir iktidar kanadı medyasının ve sözcülerinin Millet İttifakına eleştirilerinin
esası şuydu: “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile kastedilenin ne olduğu
belli değildi. Muhalefet aslında yönetim krizlerine yol açan eski parlamenter
sistemi getirecekti.”
Oysa
görüldü ki 6 parti “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisiyle Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemini sona erdirirken geçmişe geri dönmüyor, hukuk devleti ve
kuvvetler ayrılığı esasına dayanan yeni bir sisteme geçmeyi” planlıyor.
Mutabakat metninde, 1961
ve 1982 Anayasasının metninden ve uygulamasından kaynaklanan “yönetimi ve
parlamentoyu çalışamaz hale getiren vesayetçi ve melez hükümet modeli reddediliyor.”
Diğer
yandan da “6 Nisan 2017 referandumuyla geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükûmet
Sisteminde Meclis’in tamamen göstermelik bir kuruma dönüşmüş olmasına, tüm
kararların tek kişinin yetkisine verilmesine, yürütme üzerindeki denetim
mekanizmalarının yok edilmesine” karşı mekanizmalar oluşturulmuş.
Ortak aklın ürünü olarak
açıklanan mutabakat metninden anlaşılıyor ki, mevcut Cumhurbaşkanlığı
Sisteminin bütün zararlı yönleri tespit edilmiş. Eski parlamenter sistemin de
tıkanmaya yol açan yönleri analiz edilmiş, literatürde ve dünya uygulamalarında
üretilen çözümlerden yararlanılmış.
6
partinin yeni model hakkındaki iddiası net: “Bu yeni bir başlangıçtır ve
yeni bir inşadır.”
*******************************
Dörtlü Takrir Gibi
6
partinin mutabakat metni, Türkiye tarihinde demokrasiye geçiş sürecinde
tarihi önemi olan “Dörtlü Takrir” gibi tarihte yerini alacak.
“Dörtlü Takrir” tek parti
döneminde, 7 Haziran 1945’te, CHP grubuna verilmek üzere Celal Bayar, Adnan
Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü tarafından hazırlanan, Anayasa ve
demokrasiye uygun hareket edilmesi çağrısını içeren önergedir.
Bu dört
isim daha sonra Demokrat Partiyi kurdular ve Türkiye demokrasiye adım attı.
“Her iki metin ve şartları için çok benzer”
demek elbette doğru olmaz. Ancak birbirine benzeteceğimiz yönleri var.
Muhtemelen
Dörtlü Takrir verildiğinde, olaylar yaşanırken önemi tam olarak anlaşılmamış,
sonuçları öngörülmemiş olabilir. Ama Türk siyaset tarihine “4’lü
takrir” olarak geçen metnin açıklanması sonrası gelişmelerle tek
parti dönemi sona erdi.
Dörtlü Takrir ile Altılı Mutabakat Metni arasında benzetilebilecek ilk husus “demokrasi
talebi ve özgürlüklerin genişletilmesi için” hazırlanmış olmasıdır.
Ben bu
iki metnin açıklanmasının sonuçları itibarıyla da benzerlik
göstereceğini ve “tek adam” yönetiminin sona ereceği, demokratik parlamenter
sistemin inşasına başlangıç olacağını değerlendiriyorum.
*******************************
Ekonomi Öncelikli
Altılı Mutabakat Metni Rusya’nın Ukrayna’yı işgal harekâtı ve yaşadığımız derin ekonomik kriz
gölgesinde kaldı.
Bu
yüzden bazıları “önce ekonomide ve dış politikada ne yapacaklarını
açıklamalılar” tarzı eleştiriler yapıyor.
Tabii
vatandaşı ilgilendiren ilk husus ekonomi konusunda yaşanan sıkıntılardır.
Vatandaşlarımızın
bir kısmı “kim gelirse gelsin bu durum düzelmez” şeklinde karamsar.
Erdoğanistler “bu badireden de bizi ancak Reis çıkarır” umudunu korumaya
çalışıyor.
Daha
büyük bir kısım iktidarın haftada bir keskin politika değişikliği
yaptığını, ekonomiyi yönetemediğini ve savrulduğunu görüyor. “Muhalefet
böyle olmasın, iktidara geldiklerinde alacakları tedbirler ve iyileştirici
uygulamaları içeren somut ve net bir program sunsun ve güven versin” istiyor.
****
Aslında
mutabakat metninde ekonomiyi ilgilendiren çok önemli maddeler var:
Mutabakat
metninde belirtilen “Devletin her kademesinde açıklık, şeffaflık,
denetlenebilirlik ve hesap verebilirlik ilkelerinin gereklerinin yerine getirilmesi”
halinde ekonomiye yansıması büyük olur. Devletin kaynaklarının yolsuzluk,
yandaş kayırmacılığı ve israf gibi sebeplerle heba edilmesini önlenir. Bu
müthiş bir kaynak sağlamak demektir.
“Kamu
görevine alınmada her kademede liyakat ve eşitlik ilkelerinin hâkim
kılınması, şeffaflık sağlanması” insan gücümüzün verimli bir şekilde
kullanılması demektir. Bunlar ekonomideki savrulmaları önler, istikrar ve
güven sağlar.
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başta
olmak üzere, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsız olmasının” doğrudan
ve çok olumlu ekonomik sonuçları olacaktır.
****
Ortak Ekonomik Program
Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dair mutabakat metninden sonrası da gelecek.
6 parti iktidara geldiklerinde ilk günden
itibaren uygulayacakları, öncelik sırası belirlenmiş bir ekonomik program
için çalışmalar yürütüyorlar. Esasen bu partilerin her biri kendi içinde bu
hazırlığı yaptılar.
Yakın bir gelecekte şimdiki mutabakat metni
açıklaması gibi ortak bir programla bu çalışmanın sonucunu da
açıklayacaklarını düşünüyorum.
Arkadan sanayileşme, tarım, eğitim vd
başlıkların detaylandırıldığı çalışmalarla karşılaşacağımızı ümit ediyorum.
Bu metinlerde her birimiz bazı eksik ve
yanlışlar bulabiliriz. Ama iktidara hazırlanan partilerin böyle ciddi
hazırlıklar yapması ülkemiz ve demokrasimiz için umut verici.