Cennet Mekân Sultan Abdülhamit Hanı Rahmetle Anıyoruz

114

Ulu Hakan
Abdülhamit Han, vefatının 104. Sene-i devriyesinde rahmet ve dualar ile yad
ediliyor.  Dağılmakta ve yıkılmakta olan
imparatorluğu harap olmaktan kurtaran ve Osmanlı tarihinin devamlılık göstermesinde
büyük bir pay sahibi olan Abdülhamit Han, Ülkemizdeki vesayet odaklarının
temsilcileri tarafından uzun yıllar boyunca itibar suikastına maruz kalmıştır.
Bütün karalama kampanyalarına ve algı operasyonlarına rağmen, Müslüman Anadolu’nun
irfan dolu hafızasında mümtaz bir hatırası olan Ulu Hakan, vesayet odaklarından
temizlenen Yeni Türkiye’nin sembol isimlerinden biri olmuştur.

                Sultan 2.
Abdülhamit
, Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı ve çöküş dönemindeki
devlette mutlak hâkimiyet sağlayan son padişah olarak tarihe geçmiştir. Tahta
geçtiği yıllarda imparatorluk, adeta dağılmanın eşiğinde olmasına rağmen, dâhiyane
bir siyaset anlayışı takip ederek Devlete, 33 yıl gibi uzun bir süre nefes
aldırmıştır. Geçen bu süre zarfın da, eğitim, sağlık ve askeri teknoloji
alanında devasa yatırımlar yapan
Abdülhamit Han
Osmanlı’nın devamını sağlamıştır.  İngiliz Ajanları ile Yahudilerin bütün ısrarlı
taleplerine rağmen, Filistin de bir karış toprak vermemiştir.  Hal böyle iken, Selanik’ten gelen Hareket
Ordusu tarafından tahtan indirilen Ulu Hakan,  Selanik’e sürgüne gönderilmiştir. Tahtan
indirilmesinin akabinde Osmanlıyı Birinci Dünya Savaşına sokan İttihatçılar, imparatorluğu
çöküntüye sürüklemiştir. Her yıl yüzlerce mektep açan Sultan Abdülhamit’in açtığı okullar
da yetişen askeri kadrolar, Milli Mücadelede ön saflarda yer almıştır.

                Ulu
Hakan Sultan 2. Abdülhamit Han’ın Ülkemizi kalkındırma yönündeki tarihi
projeleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın
atılımlarıyla icraata dönüşmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan
öncülüğündeki AK Parti, Ulu Hakan’ın gerçekleştirmesine mani olunan projelerini
tek tek faaliyete geçirmektedir. Abdülhamit Han’ın projeleri arasında yer alan
Ovit Tüneli, 137 yıl aradan sonra 2018 senesinde tamamlanmak suretiyle,
ulaşımda çığır açmıştır. Yine Abdülhamit döneminde projesi çizilen Marmaray ve
Ulu Hakan’ın hayali olan Boğaz Tüp Geçit Projesi Erdoğan, döneminde tamamlanarak
hizmete açılmıştır.

                Payitaht
İstanbul’a, metro ve boğaz köprüsü hayal eden Abdülhamit Han’ın rüyası Recep
Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı
dönemlerindeki icraatlarıyla gerçek olmuştur.  Konya Ovası Projesi ve ordu – Sivas Yolu
Projesini, Ak Parti, Milletin hizmetine sunmuştur. Karadeniz – Akdeniz Yolu
Projesi, Filyos Limanı Projesi’inde de sona gelinmiştir. Abdülhamit’in, milletin
yaralarının sarılması için inşa ettiği tıp okulu Mekteb-i Şahane binası da bir
asır aradan sonra, yeniden asıl hizmet gayesine uygun olarak Recep Tayyip Erdoğan
tarafından hizmete açılmıştır.

                 10 Şubat 1918 tarihinde İstanbul Beylerbeyi
Saray’ında vefat eden, Sultan 2. Abdülhamit Han, vefatının 104. Yılında
Devlet-i Aliye Ocakları tarafından düzenlenen bir program ile anıldı. Sultan
Abdülhamit Han’ın 4. Kuşak  dan torunu ve
Devlet-i Aliye Ocakları  Başkanı  olan Abdülhamit Kayhan Osmanoğlu ile ocak
üyeleri Ayasofya  Camii Şerifi’nde  Sabah Namazını kıldıktan sonra, Çemberlitaş’da
bulunan 2. Abdülhamit    Han’ın Kabrini
ziyaret etmişlerdir.. Kuran-ı Kerim tilavetinin yapıldığı ve duaların okunduğu
programda, katılanlara lokma ikram edilmiştir.

                Daha
sonra Beşiktaş’taki Ertuğrul Tekke Camisi’nde adına Mevlit okutulmuş. Kayhan
Osmanoğlu, Sultan Abdülhamit Han’ın büyük hizmetler yaptığını, Millete çok
güzel eserler bıraktığını ve siyasi bir deha olduğunu ifade etmiştir.
Abdülhamit, geçmişte güzel ve faydalı işlere imza attığı için bu günlerde çok
tartışılan bir padişah olduğunu dile getiren Osmanoğlu, Necip Fazıl Kısakürek’in  “Onu anlayabilmek her şeyi anlamaktır” sözünü
hatırlatmıştır.

                Ne
acıdır ki, Milletine 33 yıl sıdkı sadakat ile hizmet etmiş olan böyle mümtaz
bir padişah, İngiliz Ajanları tarafından Kızıl
Sultan
olarak vasıflandırılmış olup, bu yakışıksız ithamlar, maalesef bir
zamanlar bizim ders kitaplarında dahi yer almıştır. Ben bu ifadeleri ihtiva
eden talihsiz bilgileri, ilk okul tarih kitaplarında ders olarak okuma
bahtsızlığı maruz kalan talebelerden birisiyim. Allah’a şükürler olsun ki, bir
zamanların Kızıl Sultanı, Milletin
ferasetiyle bugün artık Cennet Mekan Sultan Abdülhamit Han olarak vasıflandırılmaktadır.
Nerden nereye.

                Aradan
yüz yıl geçtikten sonra, şimdi de milletin yüzde elli iki oyu ile seçilen
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a diktatör denilerek ayni ithamlara maruz
bırakılmaktadır. 20 yıldır kesintisiz olarak iktidarda olan Ak Parti’nin yapmış
olduğu devasa eserler, sayısız hizmetler görmezden gelinmektedir. Fakat bazı
kesimler tarafından ne kadar görmezlikten gelinirse gelinsin güneş balçıkla
sıvanmıyor. Zira Millet kendine hizmet edeni çok iyi biliyor. Millet hiçbir
zaman içi kof ve boş laflara itibar etmiyor. Millet hizmet istiyor. Millet
yapılan işe bakıyor. Ayinesi iştir
kişinin lafa bakılmaz
atasözünü çok iyi biliyor. Bu itibarla, 1950 yılından
itibaren 70 yıldan fazla zamandan beri iktidar yüzü göremeyen Ana Muhalefet
Partisinin bundan sonra da görünür yakın tarihlerde iktidar olma imkânı ve
ihtimali bulunmamaktadır. Bu sebeple Ana Muhalefetin kendisini esaslı bir
murakabeye tabi tutmasında mutlak bir zaruret bulunmaktadır. Bu Millet Ana
muhalefetin düşmanı değildir. Düşmanı olması içinde herhangi bir sebep yoktur..
Kusur seçmende değil, kendine çeki üzen vermeyen, veremeyen ana muhalefettedir.

                Memleketimizde
yerleşmiş bir gelenek olarak, iç politikada, partiler birbirlerine ne kadar
muhalif olurlarsa olsunlar, mesele dış politika olunca, muhalif muvafık bütün
partiler iç politikayı bir tarafa bırakarak el birliğiyle hareket ederlerdi.
Şimdi ise, bu güzel gelenek de bozulmuş bulunmaktadır.  Şöyle ki, geçtiğimiz günlerde ABD. Başkanı
Biden vermiş olduğu bir beyanatta  “Erdoğan’ı dolaylı değil, demokratik yollardan
tasfiye için muhalefetle iş birliği yapmalıyız”
demiştir.  ABD. Başkanının bu talihsiz beyanatına
karşılık olarak, muhalefet partilerinden en küçük bir tepki dahi gelmemiştir.
En azından ey Biden bu bizim bir iç meselemizdir. Biz bunu
kendi aramızda hallederiz, Sen kendi işine bak diyememişlerdir.
Tayyip Bey
düşmanlığı o kadar ruhlarına işlemiş ki, böyle milli bir meselede dahi,
tepkilerini ortaya koymaktan imtina etmişlerdir. Hâlbuki cılız bir tepki dahi
göstermiş olsalardı, halkın nazarında itibarları artardı kanaatindeyim. Zira
bizim halkımız milli meselelerle alakalı olan dış politikada çok hassas ve
duyarlıdır. Muhalefet,  maalesef, bu
durumu dahi idrak etmekten aciz  bir
tavır sergilemiştir.. Haliyle bu husus vatandaşın gözünden kaçmamaktadır. Ondan
sonra Ana Muhalefet Partisi benim, oyum niye yıllardan beri bir milim yükselmiyor
diye hayıflanıp duruyor. Bu soruyu bilhassa Ana Muhalefet partisinin, kendisine
sık sık sorması icap etmektedir.

                Yazımı,
her kesim tarafından tanınan ve tarafsızlığı hususunda kimsenin şüphesi
bulunmayan Canan Karatay’ın bir sözü
ile bitirmek istiyorum. Canan Karatay diyor ki,

                “Seçim neticesi ne
olursa olsun, bir mahalli seçim de bile eğer, ABD. Ülkemizi tehdit edip, YSK. Henüz
kesin neticeleri açıklamazken Paris Belediyesi’nin ambarda altın bulmuş misali CHP/
HDP/İP adaylarını tebrik ediyorsa, tarafım her daim Erdoğan’dır.
Takdir ve
yorum, değerli okuyucularıma aittir.