Kazakistan’a defalarca
gittim, bayağı kaldım, “Yıldızlar Yeniden Parlıyor-Kayıhan Yayınları 1992”
kitabımda konu ettim, Çimkent, Canbul ve Almatı’da kaldım. Nur Sultan
Nazarbayev dönemini yaşadım. Bölgede en fazla petrol, doğal gaz ve altın
çıktığını; pamuk yetiştiğini öğrendim. Türk ve Türkiye denilince bir ayrıcalık
yaşadım. Almatı İstanbul Mahallesinde Ahıska Türkleri bizim heyeti görünce koç
kesmek istediler, zor vaz geçirmiştik.
Kazak milli şairi,
politikacısı ve şehidi Ahmet Baytursınuli hakkında dizi yazılar yazdım (2011),
bölgeyle alakalı kültür, sanat, edebiyat, iletişim ve akademik konularında hala
temaslarım var, dostluklarım artarak sürüyor.
Dolayısıyla Ocak 2022’nin ilk
haftasında başlayan ve sonra kontrol altına alınan yağmacılık ve terör olaylarından
çok etkilendim.
Genç bir gazeteci olmayı çok
istedim, soluğu hemen bölgede alacaktım Karabağ ve İran Irak Savaşı muhabirliği
tecrübemle. Ama olmadı. Hemen dostlarımı aradım. İnternet ve telefon
konuşmaları yeterli değildi ama bilgilenmem için kafiydi. 86 yaşındaki Kazak
Cumhurbaşkanı bir sene önce (05.01.2021) Egemen Kazakistan Gazetesindeki
yazısında “Bağımsızlık hayatımızdan ve her şeyden değerlidir. Halkımızın bir
parçasıdır.” Demişti. Güney Kazakistan artık Türkistan olarak
değerlendiriliyor.
Kazakistan olaylarını tek
cümle ile; devleti ele geçirmek için ülke içindeki hain grupların (ki bunların
içinde üst yönetici, bürokrat, siyasetçi, ordu ve güvenlik mensubu kişi ve
gruplar da mevcut imiş) dış güçlerle birlikte hareket ederek terör estirmeleri
ve yağmalamaya başlayarak, merkezi otoriteyi zaafa uğratıp yönetimi üslenmek
olarak değerlendirebiliriz. O halde son durum nedir diye Kazakistan’daki kıymetli
bir aziz dostuma zordum;
-Cumhurbaşkanı Kasım Cömert
Tokayev duruma tamamen hakim vaziyette. Terör gruplarının ele başlarının çoğu
yakalandı ve yakalanıyor. Henüz resmen açıklanmasa da çok önemli isimler olduğu
ve gelişmelerin arkasında bunların bulunduğu ortaya çıktı.
-Bunların arkasında Rusya’nın
olduğu iddia ediliyor. Çünkü Nazarbayev döneminde Kazakların bir Türk damarı
olduğu öne çıktı. Türk Devletleri Teşkilatı’nın lokomotifliği mesabesinde görev
üslendi. Rusça’dan vaz geçilip Kazak Türkçesi resmi dil oldu. Latince alfabeye
geçildi. Topraklar verimli işlenmeğe başladı.
-Nazarbayev yönetiminde böyle
çok faydalı işler gerçekleşti. Ama bu tür gelişmelerin sebebi bu değildir.
Yapılan zamlardır. Fakat Ruslar kendi lehlerine olumlu veya olumsuz propaganda
yapmakta ustalar. Bu işi çok iyi biliyorlar. Sanırım yakalananların sorgulaması
tamamlanınca bazı gerçekler ortaya çıkacak.
-Terör eylemleri Batı
Kazakistan’da çıktı. Yani ülkenin petrolü olduğu en zengin bölge. Burada Rus ve
Kafkaslı işçiler de mevcut. Şirket Cehevron da yabancı. Bunlar hatırlanırsa; eylem
sonra bütün ülkeye yayıldı. Mangistau Oblasfının Eyaleti Aktav şehrinde
başlandı deniyor. Bu eylemlere küçük,
ulu ve orta cüzler dediğimiz Kazakistan’ın boyları olan kesimler de katıldı mı?
-Hayır böyle bir husus yok.
Sorun yapılan zamlardır. O da geri çekildi. Hükümet istifa etti. Ama eylemler,
yağma, yangınlar terör olarak devam etti. Bölge işçi teşkilatlarının güçlü
olduğu bir yer. Bu biraz eylemcilerin hareketini kolaylaştırdı. Dışardan da
destek geldi.
-Bu eylemlere feministler ve
liberaller destek verdi. Muhalif sanatçı İrina Kayratovna’nın şarkılarının
etkisinin yaygınlaşması, Otızdan Asıp Baramın muhalif filmini 6.5 milyon
seyircinin izlemesi politizasyon ve rahatsızlığın sebebi olabilir miydi? Öyle
iddia da ediliyor.
-Hiç alakası yok. Eylemler
LPG’ye zam dolayısıyla yapıldı. Kazakistan hep otoriterdi, ama kapalı değildi.
Dışarıya açıktı. Her ülkeden gidip gelenler mevcuttu. Uzlaşmacı bir tavrı
vardı. Belarus gibi değildi. “Bu yapısal çelişki doğurdu, otoriterliğinin
sürdürülmesi “açısından da demek doğru değildir. Sorun zamlardı. Sonra bu husus
halkın sosyal, siyasal ve ekonomik taleplere döndürüldü. Buna rağmen bunlar da
kabul edildi ama terör devam etti. Henüz eylemlerin ötesi belirsizliğini
koruyor? Fakat bugün yarın netleşir.
-Kazakistan’da cılız bir
muhalefet var. Kaçak muhalif Ablyazov’un gelişmeleri manüple ettiği varsayımı
söz konusu mu?
-Mümkün. Ancak onlar da
liberaller ve feministler kadar güçlü değil. Sorun gelir girdisinin adil
dağıtılmaması. Yönetim de bunu fark etti.
-Başka şeyleri de fark etti..
Aralık 2021’de Türk Ocağı’nın bir sempozyumunda Nazarbayev de konu edildi.
Hizmetleri tek tek anlatıldı. Hepsi doğru. Ama Kazak halkı liderlerin mal
varlığı, kızları, damatları, yeğenleri ve yakınlarına devlet imkanlarıyla
tanıdığı imkanlar halk arasında konuşuluyor. Rüşvet devletin üst kademelerinde
alınıyor, bir türlü önüne geçilemiyor iddiası var.
-Kazakistan’daki sıkıntının
önemli bir bölümü de bu husus işte. Devletin imkânlarını şahıslarına ve
yakınlarına kullananlar, rüşvet ve suiistimal ayyuka çıktı. Cumhurbaşkanı Tokayev Yönetimi bunu fark
etti. Tedbir almaya başlamıştı ki, dıştan ve içten dediği iş bu konudur.
Devleti soyanlar böyle bir yola baş vurdu. Dışardan da destek aldılar. Sorgulama
başladı. Sanırım bugün yarın resmi bir açıklama yapılır. Zaten benimki bir
yorum, önsezi ve değerlendirme.
-Bu eylemler, yağma 2011
yılında da Kazakistan’da denendi. Ama Nur Sultan Nazarbayev yönetimi bastırdı.
Bugün ise güvenlik görevlilerin bir kısmı da örtülü olarak bu eylemleri
destekleyince Cumhurbaşkanı Tokayev bölgenin NATO’su gibi görev yapan kısa adı
KGAT olan Barış gücü Kollektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatını davet etti ve
olay kontrol altına alındı. 18 polis, 26 terörist öldü. 3000 göz altı var.
-KGAT’ın merkezi Moskova’da
ve Rusya’nın kontrolü bir hayli fazla. Rusya Kırım ve Suriye gibi girdiği
yerden çıkmaz biliniyor. 3200 Rus askeri az değil. Bir de Rus yanlıları var
ülkede.
-NATO gibi düşünün. ABD’nin
etkisi NATO’da fazladır. Ama üye ülkelere eşit yaklaşmak durumundadır.
Diğerleri propagandadır.
-Türk Devletleri Teşkilatının
açıklamaları nasıl karşılandı?
-Çok iyi oldu. Böyle bir
katkı ve dayanışma bekleniyordu. Zaten son İstanbul toplantısında da Tokayev
Türkiye’ye gelmiş ve önemli bir konuşma yapmıştı.
-Kazak nüfus oranı nedir
Kazakistan’da?
-Nazarbayev’in önem verdiği
bir husustu. Bugün için bu oran %70.
-Çok önemli bir gelişme. Bir
husus hatırlatayım “Putin’in Kazakistan Rusça konuşan ülkedir”, Lavrov’un
“Kazakistan’da dar görüşlü milliyetçiliği geliştirmeyi ve Rusya ile işbirliğini
itibarsızlaştırmayı amaçlayan dış desteğin soncudur” açıklamaları tamamen
Rusya’nın her gelişmeyi lehine çeviren propagandalardır. Kazakistan her şeyin farkındadır. Bu terörist
eylemlerin altından Türkiye’deki gibi (2016) bir kalkışma çıkarsa şaşmayalım.
Öylesine ciddi bir yürütme sürüyor.
-Teşekkür ederim.