Bu yazının muhatapları başlıkta
da ifade edildiği gibi “bazı” siyasetçilerdir. Yüreklere korku ateşi düşmesin
diye bu “bazı” kavramıyla ne kast edildiğine açıklık getirmek lazım. “Bazı”
siyasetçiler derken siyaseti tamamen şahsi çıkarları için kullanan kişileri
kast ediyoruz. Tabi bi bu tanım da çok açıklayıcı olmadı çünkü siyasetle
iştigal edenlerin kısm-ı azamı zaten şahsi menfaati için siyaset yapıyordur. O
zaman şöyle bir tanımlama yaparak çemberi biraz daha daraltalım. Bu “bazı”
siyasetçiler siyasetin kendilerine sunduğu imkânları siyasetin asıl amacı olan
ülkenin sorunlarına çözüm üretmek için değil, tamamen hukuka aykırı fiilleri
gerçekleştirerek menfaat elde eden ve bu şekilde suç işleyen kişilerdir.
Çemberi daha fazla daraltmanın lüzumu yok, siyaseti rahatça suç işlemeye vasıta
olarak kullanan herkes bu tanımı üzerine alsın, bu yarasından gocunsun.
Suç işleyen her kişi yargı
organları önünde hesap verdiğine göre, siyaseti suç işleme aracı olarak
kullanan kişiler de elbette bir gün yargı makamları önüne çıkartılıp hesap
vereceklerdir. İşledikleri suçun ne olduğuna göre de bu kişilere bir ceza
verilecektir. İşte bu yazı, yalnızca suç işleyen ve gün geldiğinde yargıya
hesap verecek olan mücrim siyasetçilere hitap etmekte ve bu kişilerin
gelecekteki hayatlarını kolaylaştırma amacı taşımaktadır.
Gözaltına
Alındığınızda Yanınızda Bir Allah’ınız Bir de Avukatınız Vardır
Ey mücrim siyasetçi kardeşim.
Yapman gereken ilk iş bir kenara ciddi bir miktar para ayırmak olacak. Hoş
senin en iyi yaptığın iş bir kenara ciddi miktarlarda para istiflemektir ama bu
defa bu parayı kendin veya ailenin yemesi için değil ihtiyaç duyacağın avukatın
için ayırman lazım. Çünkü yargı makamları önünde hesap verme süresince, gözaltına
alındığın günden cezaevinden tahliye edildiğin güne kadar tek yar-ı vefadarın
ne eşin ne annen ne baban ne çocukların ne de arkadaşların olacaktır. Tek yar-ı
vefadarın avukatın olacaktır. O nedenle her şeyden önce avukatın için şimdiden
kenara güzel bir meblağ ayırman lazım. Bu durumu bizim Üstatlardan Av. Ömer
Kavili’ye ait şu sözle özetleyeyim; “Gözaltına alındığınızda yanınızda bir
Allah’ınız bir de avukatınız vardır. İnanmıyorsanız sadece avukatınız vardır!”
Sevgili mücrim siyasetçi
kardeşim! Sana ikinci tavsiyem sen sen ol gözaltına alındığında avukatın
gelmeden hiç kimseyle hiç birşey konuşma. Sorulan hiçbir soruya cevap verme.
Sırf sorguda değil, seninle nezarethanede sohbet eden hiçbir kişiyle tek bir
söz konuşma. Aksi halde içine düştüğün gayyadan seni avukatın bile kurtaramaz.
Sevgili mücrim siyasetçi kardeşim!
Savcı seni tutuklama talebiyle sulh ceza hakimine sevk ettiği zaman sakın ha
serbest kalacağın duygusu ve/veya düşüncesine kapılma. Polisin seni gözaltına
aldığı gün, evden ayrılırken eşinle çocuklarınla vedalaş çünkü büyük ihtimalle
tutuklanacaksın ve ailenle en iyi ihtimalle haftada bir gün görüşebileceksin.
Sevgili mücrim siyasetçi kardeşim! Tutuklanıp
cezaevine gönderildiğin zaman sakın ha “bir-iki gün yatıp çıkarım” düşüncesine
kapılma. Çünkü tahliye edilmediğin her gün senin yaşama sevincini ortadan
kaldıracaktır. O nedenle her zaman en kötüsüne hazır ol.
Sevgili mücrim siyasetçi
kardeşim! Tutuklanıp cezaevine gönderildiğinde koğuş arkadaşların yine senin
gibi mücrim siyasetçiler ile sizin finans kaynağınız olan kişiler olacaktır. O
nedenle içerde çok fazla yabancılık çekmeyeceksin.
Sevgili mücrim siyasetçi
kardeşim! Cezaevinde yapabileceğin en iyi şey bol bol kitap okumak olacak.
Kitap okumanın sana yabancı olduğunu biliyorum ama o kadar çok boş vaktin
olacak ki, şu an sana yabancı olan kitap okuma o zaman geldiğinde senin
vazgeçilmezin olacak.
Sevgili mücrim siyasetçi
kardeşim! Cezaevinin sana katacağı çok şey olacak. Bunların en önemlisi ve en
değerlisi de hukuk nosyonu kazanman olacak, su katılmamış bir odun değilsen
tabi. İçeride masumiyet karinesini öğreneceksin, suçta ve cezada kanunilik
ilkesini öğreneceksin, cezaların şahsiliği ilkesini öğreneceksin. Halk arasında
yatar hesaplama olarak bilinen ceza infaz hukukunu yani denetimli serbestliği,
koşullu salıvermeyi, hangi şartlarda açık cezaevine geçeceğini falan
öğreneceksin.
Sevgili mücrim siyasetçi
kardeşim! Hukuka dair öğrendiğin konular ceza hukukuyla sınırlı olmayacak tabi.
Medeni hukuk alanında da bilgin artacak. Söz gelimi, hakkında mahkûmiyet kararı
verilip de bu karar onanıp kesinleştiği zaman hükümlü sıfatını taşıyacaksın.
Hükümlü olduğun zaman malvarlığın üzerinde tasarruf yetkin olmayacağı için sana
bir vasi tayin edilecek. Sana vasi tayin edilecek kişinin kim olacağını
bugünden kararlaştırmalısın mesela. Yarın bu konular senin için biraz sıkıntılı
olabilir.
Sevgili mücrim siyasetçi
kardeşim! “Ben varlıklı adamım, güçlü
adamım, cezaevinde bana krallar gibi bakılır” şeklinde bir düşünceye sakın ola
kapılma. Çünkü kanuna göre suçtan elde edilen malvarlığı müsadere edilebilir.
Senin de zaten cezaevinde olma sebebin suç işleyerek kazanç elde etmek olduğuna
göre senin malvarlığın da müsadere edilecektir. O nedenle parana puluna fazla
güvenme.
Sevgili mücrim siyasetçi
kardeşim! “Falanca bürokrat benim tanıdığım, filanca bürokrat benim dostum”
gibi düşünceleri kafandan sil. Çünkü düşenin dostu olmaz. Bürokrat takımı da
düşenle asla ahbaplık kurmaz.
Sevgili mücrim siyasetçi
kardeşim! Sen sen ol avukatınla aranı çok iyi tut. Çünkü cezaevinde olduğun
dönemde herhangi bir sınırlamaya takılmadan görüşebileceğin tek kişi yine
avukatın olacak. Avukatınla aranı ne kadar iyi tutarsan avukatın seni o kadar
çok ziyarete gelir. Ki sen cezaevindeyken avukatın sadece sana hukuki
yönlendirme yapan kişi değil, aynı zamanda seninle ailen arasındaki en sağlam
köprü olacaktır.
Sevgili mücrim siyasetçi
kardeşim! Avukatın için kenara sağlam bir meblağ ayır demiş miydim?