’Yeni Bir Hayat

92

     Yazımın başlığı, bir sivil toplum
kuruluşunun adıdır.

    ‘’Yeni Bir Hayat Derneği’’,
diğer sivil toplum kuruluşları gibi toplumumuzun iyiliğine hizmet amaçlı
kurulmuş, seçmiş olduğu çok önemli bir konuda farkındalık yaratmak amacıyla,
hem de ülkemizin en önemli turizm beldesinde faaliyet göstermektedir.

     Bu
derneğimiz, Antalya’nın Kaş ilçesinde uyuşturucu ile mücadele etmek, özellikle
gençleri bu illetten kurtarmak, madde bağımlılığına dikkat çekmek ve farkındalık
yaratmak için kurulmuştur.

    Dernek başkanı Sn. İlknur Özen öncülüğünde
birkaç gönüllü tarafından kurulmuş olan bu derneğin amacı:

   Sosyal, kültürel ve sağlık alanında yurt
içinde ve küresel düzeyde toplumun tüm kesimindeki bireylerine, başta
uyuşturucu bağımlılarına yönelik olmak üzere yaşam boyu eğitim kapsamında ve
ihtiyaçları dâhilinde uyuşturucu madde ve bağımlıları ile ilgili sosyal
sorumluluk projelerinde yer almak; madde bağımlısının tedavi ve rehabilitasyonu
sonucunda ekonomik ve sosyal alanda konumlarının güçlendirilmesine yardımcı
olmak, uyuşturucu kullanımı ve madde bağımlılığının ulusal ve uluslararası bir
sorun olduğu bilinci ile bu konuda yurtiçi ve yurt dışında eğitim amaçlı
yazılan ve yayınlanan kitap, dergi ve belgelerin yayımı ve teminini sağlayarak
okullara dağıtıp öğrencilerin bilinç sahibi olmalarına katkı sağlamak,
uyuşturucu madde ve bağımlılığına yol açan maddelerin dağıtımı ve
pazarlanmasını önleyici alınacak tedbirlerle ilgili konusunda uzman kişi ve
kurumlardan destek ve hizmet almaktır.

   Pekiyi uyuşturucu ve madde
bağımlılığı nedir?

   Uyuşturucu
ve Madde bağımlılığı, vücudun bir ya da birden çok işlevini olumsuz yönde
etkileyen maddelerin kullanılması, bu maddelerden zarar görülmesine rağmen bu
maddelerin kullanımının bırakılamamasıdır. Madde bağımlısı, her durum ve
koşulda maddeyi almak için engellenemeyen bir arzu ve istek duyar. Madde
kullanımına ara verdiğinde yoksunluk belirtileri yaşar. Zamanla madde
kullanımını ve dozunu arttırır. Zamanının büyük bir dilimini madde arayarak
geçirir.

     Bağımlılık
yapan başlıca maddeler şunlardır:

     • Çeşitli uyuşturucular • Uyarıcı ve hayal
gördüren maddeler • Sigara • Alkollü içecekler • Reçete ile alınması gerektiği
hâlde doktor kontrolü dışında kullanılan ilaçlar • Bazı yapıştırıcılar, tiner
ve çakmak gazı gibi uçucu maddeler.

    Dünyadaki insanların çok azı bağımlılık yapıcı
maddeleri kullanır. Ancak bu maddeleri kullanan kişilerde, hem fizyolojik hem
psikolojik hem de sosyal anlamda ciddi yıkımlar meydana gelir. Madde kullanan
bir kişinin, bağımlılık yapıcı maddeyi denemesinin gerekçesi olarak pek çok
neden sayılabilir. Bunlar arasında merak, sınırlarını aşma çabası, asilik,
farklı olma dürtüsü, arkadaşlarına uyma, gruptan kopmaktan çekinme
zikredilebilir. Ayrıca sorunlarını çözebilmek veya unutmak ya da daha iddialı
olma düşüncesi gibi bazı psikolojik nedenler de sıralanabilir. Madde kullanımı,
sorunlarla baş etmenin yanlış bir yöntemidir. Sorunları çözmede bağımlılık
yapıcı maddenin herhangi bir yardımı olmaz. Bağımlılık yapıcı madde kullanan
kişi kısa bir süreliğine kaygılarını ve sorunlarını unutabilir. Ama sorunlar
hâlâ çözülmemiştir. Bağımlılık yapıcı madde kullanmak başka sorunlara da yol açar.
Çünkü bağımlılık yapıcı maddeler istenmeyen güçlü etkilere sahiptir. Ayrıca
kullanıldıkları zaman kimi hukuki sonuçlara da yol açabilirler.

   Bağımlı olan kişinin:

   • Kendine güveni azalır. • Kendini kontrol
etmesi zayıflar. • İnsani prensipleri ve değerleri yok olmaya başlar. •
İdealleri ve geleceği ile ilgili ümitleri yıkılır. • Kullandığı maddeler
vücudunun savunma mekanizmasını yok edip bağışıklık sistemini zayıflatır. •
AIDS, frengi, verem, hepatit B ve hepatit C, kanser, kangren gibi birçok ölümcül
hastalığa kapılma riski artar.

   Ne
yazık ki, ülkemizde de madde bağımlılığı giderek artmakta hatta kullanım yaşı
11’e kadar inmiş bulunmaktadır.

  Bu illetle mücadele etmek öncelikle anne
babaların görevi olup, madde bağımlısı evlatlarının öncelikle tedavileri
gerekmektedir. Ama ne yazık ki, çoğu aileler bu gerçeği tedavi ile çözmek
yerine saklamayı tercih etmektedirler.

  Devletimiz;
İç İşleri, Adalet ve Sağlık Bakanlıkları, Polis ve Jandarma teşkilatlarımız
kanalı ile uyuşturucu ile mücadelede büyük başarılar elde etmekte her yıl
yüzlerce/binlerce ton uyuşturucu madde ele geçirilmekte, tutuklanan uyuşturucu
baronları adaletin pençesinde hesap vermektedir.

  Antalya’mızın en güzel tatil
beldesi Kaş ilçesinde faaliyet gösteren ‘’Yeni Bir Hayat Dernek’’ başkanı Sn.
İlknur Özen ile yapmış olduğum görüşmede anlattıkları arasında en çok dikkatimi
çeken, adını hiç duymadığım bir uyuşturucu maddesinin A-4 dosya kâğıdına
bulaştırılarak özellikle okul çağındaki çocuklarımıza satılması oldu!

    Hepimizin bildiği okullarda kullanılan dosya
kâğıdına bulaştırılan uyuşturucunun, kâğıdın yakılması ile oluşan dumanını
kullanıcının içine çekmesi sonucunda hemen etkisini gösterdiğini, okul
çağındaki çocukların özellikle son zamanda bunu tercih ettiklerini belirtti. Bu
zehir tacirleri, okul çağındaki çocuklarımızı okul gereci ile nasıl
yakalamışlar, pes doğrusu!

   Uyuşturucu ve madde bağımlılığı ülkemizin
geleceği için mücadele edilmesi gereken ulusal bir sorundur. Bu sorunu
gidermenin yolu öncelikle aile yapımızdan, evlatlarımıza göstereceğimiz ilgi,
onlara vereceğimiz sevgi yoğunluğundan geçmektedir. Ama böylesine bağımlılığı
olan evlatlarımızın tedavisini geciktirmemek, onları bir an önce bu illetten
kurtarmak da ailelerin öncelikli görevidir.

  Ülkemizde uyuşturucu ile mücadelede başta
‘’Yeşil Ay’’, ‘’Amatem’’ olmak üzere pek çok kurum ve kuruluşumuz mevcuttur.

   Ancak
‘’Yeni Bir Yaşam Derneği’’ gibi sivil toplum kuruluşlarının mevcudiyeti,
bölgesel olarak uyuşturucu ile mücadelede çok önemlidir. Zira küçük yerleşim merkezlerimizde
herkes birbirini tanımakta, bu illete yakalanan insanlarımızın tedavisi, takibi
ve rehabilitasyonu sonrasında yeniden topluma kazandırılması daha kolay
olmaktadır.

   Yerel yöneticilerimizin de bu derneklerimizi
desteklemesi, onlara her konuda destek olmaları bu mücadelenin vazgeçilmezidir.

  Uyuşturucu
ve madde bağımlılığı ile mücadelede göstermiş oldukları kararlılık ve mücadele
azmi ile ülkemizin bu çok önemli sorununda görev alan, farkındalık yaratan;
‘’Yeni Bir Hayat Derneğinin’’ değerli başkanı Sn. İlknur Özen ve yönetim kurulu
üyelerine çalışmalarında başarılar diliyorum.

   İnancım odur ki, uyuşturucunun pençesinden
kurtardıkları her insanımız, onlara yeni bir çalışma azmi ve mücadele gücü
verecektir.

 

Önceki İçerikEkonomik Çözüm Teklifleri Nelerdir?
Sonraki İçerikKocaeli Şehir Tiyatroları Vites Yükseltmeli
Avatar photo
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.