Türk Gençliğine Çağrımdır (4)

116

Sevgili Gençler;

Milliyetçilik bizim için bir vasıta değil gayedir! Milliyet,
millet, vatan, mukaddesat gibi kimsenin itiraz edemeyeceği ulvi kelimelerdir.
Bu kelimelerin arkasına sığınıp oradan şahsi menfaatlerini korumaya çalışanlar,
bir memleket kadar genişleyen ihtiraslarını vatanseverlik şeklinde gösterip bir
ulvi gaye olan milliyetçiliği büyük servetlere, yüksek makamlara erişmek için
vasıta olarak kullanmaktadırlar!

Sevgili gençler, sizin öncelikli mücadeleniz bu kişilerle
olmalıdır. Sizler temiz niyetli vatansever, memleketi ve Türk milletini
düşünen, Türk milliyetçileri olarak böyle milliyetçi geçinenlerden uzak
durmalısınız! Çünkü bizim milliyetçiliğimiz lüks otomobiller, bol harcırah,
yüksek makam milliyetçiliği değildir. Hakka tapan halkı tutan bir milliyetçiliktir!

Üzerinden büyük menfaatlerin ağır silindiri geçmiş dümdüz
olmuş şahsiyetler, zamanın kıymet ve kuvvetini alkışlayanlar her ne pahasına
olursa olsun bir gün daha yaşamayı kendilerine değişmez düstur edinenler Türk
milliyetçisi değildirler!

Sevgili gençler, sizler bu vatanı ve bu milleti hangi milli
gücün ve hangi iman sahiplerinin kurtaracağını biliyorsunuz. Aziz vatanımızın
uçsuz, bucaksız topraklarını engin denizlerini aşkla, heyecanla
kucaklamalısınız.

Bu toprakları, üzerinde yaşayanların karınlarını
doyurdukları, semirip yağlandıkları alelade bir toprağa bir çiftliğe
benzettirmeyeceksiniz. Milletimize ve vatanımıza asırlar, nesiller arkasından
gelen bir ruhla bağlanacaksınız.

Gençler alnınız hiçbir fesat ocağından kararmamış, eliniz
hiçbir harama uzanmamış olmalıdır. Üzerinize menfaat balçığından bir çamur
bulaşmamalıdır. Nereden ne zaman nasıl gelirse gelsin her türlü kötülükle
mücadele etmelisiniz. Allahtan başka kimseden korkmamalısınız.

Sizler Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslümansınız!
Bütün gayeniz bu topraklar için toprağa düşenlerin çocuklarının bu topraklar
üzerinde mesut ve bahtiyar olarak yaşamaları için olmalı, bunun için
çalışmalısınız. Soyuna, köküne, vatanına bağlı Türk gençleri olarak içeride
delalet ve ihanetlere, dış tehlikelere karşı manevi seferberliğe hazır
olmalısınız.

Herkes şunu iyi bilsin ki, üç kıtaya ve yedi denize hükmeden
bir milletin çocuklarısınız! Anadolu’da hak iddiasına kalkanlar tarihe bir
baksınlar. Biz Malazgirt’ten buyana bu topraklar için kaç nesli feda etmişiz!
Elimizde kalan bu topraklar son damlamızdır!

Gençler; Son nefer, son nefes ve son damla kanımıza kadar bu
memleketi koruyacağız. Metehan’dan Atatürk’e kadar büyük tarihin mesuliyeti
sizin omuzlarınızdadır. İstikbalimize kastedecek düşmanlara karşı dünyada
emsali görülmemiş bir galibiyet yaşamak sizin elinizdedir.

 

Düşman çok güçlü olabilir ancak olmayacak bir şey vardır
Türk milleti bugüne kadar esir olmadı bundan sonra da esir olmayacak ve
bölünmeyecektir. Gençler, büyük Atatürk’ün gençliğe hitabesini mutlaka
ezberleyin ve kendinize rehber edinin.                  

 Tanrı Türk’ü korusun
ve yüceltsin. Ne mutlu Türküm diyene