Yine, Yeniden, Yeni Anayasa

95

Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan yine, yeniden, “Yeni Anayasa” tartışmalarını başlattı.
Oysaki referanduma götürmek suretiyle Türkiye’nin yönetim sistemini ve anayasal
kurumlarının yapısını değiştirerek Cumhurbaşkanını sınırsız, sorumsuz bir
güç ve yetkiye
kavuşturalı çok olmadı.

En
son 2017 referandumu ile Anayasa’da köklü değişiklikler yapılmış ve “Cumhurbaşkanlığı
Sistemi”
veya “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” kabul edilerek yürürlüğe
girmişti.

Bu
defa istenen “Anayasa değişikliği “değil, “Yeni Anayasa.

Yeni
Anayasalar genellikle bir devletin kuruluşu sırasında veya tarihi olaylardan
sonra ülkede birliği sağlamak için bir kurucu meclisin çalışmalarıyla
gerçekleştirilir.

Türkiye’yi
otokratik bir tek adam yönetimine götüren sistem değişikliği için bile 18
maddelik kısmi bir Anayasa değişikliği yetti. Acaba bundan daha kapsamlı bir
değişiklik talebi mi var
ki Yeni Anayasa talep ediliyor?

Yoksa
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3. defa ve belki de ömür boyu Cumhurbaşkanı olmasının
yolu mu açılmak isteniyor?

**************************

ABD
ve İngiltere’de Anayasalar

Amerika’da
Birleşik Devletlerin kuruluşunda kabul edilen Anayasa 1788 yılından bu yana
232 yıldır hâlâ yürürlüktedir. 

ABD
Anayasası
; Önsöz, 7 madde (el yazmalı orijinal hali 4
sayfadır) ve 27 yasa değişikliğinden oluşur.

Haklar
Bildirgesi
olarak bilinen ilk 10 değişiklik, bazı
eyaletlerin Anayasayı imzalamasını sağlayabilmek için, 1789’da teklif edilmiş
ve 1791’de kabul edilmiştir.

230
sene içinde Anayasada sadece 17 değişiklik yapılmıştır.

Bunların içinde 1865 yılında köleliğin kaldırılması, 1919’da sarhoş
edici içkilerin üretim, dağıtım ve satışın yasaklanması ve 1933’de bu yasağın
kaldırılmasını düzenleyen iki değişiklik; 1920’de kadınlara oy hakkı
veren düzenleme, 1967 yılında “Baş
kan’ın
revden
alınması, ölümü ya da istifası halinde
Başkan Yardımcısı, Başkan
olacaktır” hükmünü getiren düzenleme gibi çok önemli yeni ihtiyaçları
karşılayan değişiklikler yapılmıştır.

Görüldüğü
gibi ABD gibi çok büyük ve gelişmiş bir ülkede yeni şartlara uygun bir
Anayasa
arayışı yoktur. Çünkü kurumları sağlam olan ülkede
kurallar işlemektedir.

****

İNGİLTERE (BİRLEŞİK KRALLIK) de bir anayasa
devletidir, fakat yazılı anayasası yoktur.
 İngiliz Anayasası’nın büyük bir
bölümü kanunlar, mahkeme kararları, uzman çalışmaları ve antlaşmalar gibi yazılı
metinler doğrultusunda şekillenmiştir.

1215 yılında Kral ile
derebeyleri arasında imzalanan Magna Carta (Büyük Özgürlük Fermanı)
İngiltere tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu belge ile Kralın
yetkileri kısıtlanmış ve
ilk kez hukukun üstünlüğü tanınmıştır.

Magna Carta‘nın maddelerinde modern hukukun bazı
temel ilkeleri görülür: Mesela “hiçbir insanın delil olmadığı sürece
suçlanamayacağı ve yargılanamayacağı”
ifade edilir. Vatandaşların yasal
hakları olduğu belirtilir. “Hiçbir şey yasalardan üstün değildir “gibi.
Bu ilkeler Birleşik Krallık’ta Anayasa hükmü gibi kabul edilir.

Bu dağınık yazılı metinlere rağmen, İngiltere bir anayasa
metni hazırlamayı düşünmüyor.
Çünkü demokrasi kuralları tıkır tıkır
işlemeye devam ediyor.

**************************

Afrika’da Anayasalar

Afrika ülkelerinde, gelişmiş
ülkelerden farklı olarak, tam bir anayasa çöpe atma ve yenisini yapma
geleneği var.

T24’de Cemal Taşdemir’in yazısındaki bilgiler ilginç:

“1960 – 1990 yılları arasında Afrika’da tam
130 anayasa çöpe atıldı.
Bu rakama anayasaların belli bölümlerinde yapılan kısmi değişiklikler
dahil değil. O günden beri de Afrika’da neredeyse her iki yılda bir yeni bir
anayasa yapılıyor. 1990 – 2017 arasında 27 yılda tam 48 yeni anayasa
yapıldı.

2000 yılından beri 20 devlet başkanı, kendi
görev sürelerini ve yetkilerini kısıtlayan anayasaları çöp yaptı.”

Bu Afrika geleneği sosyal ihtiyaçlardan
kaynaklanmıyor.
“Afrikalı liderler, ülkenin anayasasını kolayca askıya
alabiliyor, işlerine gelmediğinde fiilen uygulamayabiliyor ve bunun bir
müeyyidesi olmuyor. Yapabiliyorlar.” 

****

“Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezinin hazırladığı bir
rapora göre, Afrika’da ‘istikrar’, ‘bir kişinin sürekli iktidarda kalmasışeklinde
çok yanlış anlaşılıyor.

Raporu hazırlayan uzmanlardan Joseph Siegle, Ne zaman
biteceği belli olmayan süresiz iktidar, çatışmaların, ekonomik sorunların,
kalkınamamanın temeli aslında. Otoriter bir rejime istikrar demek çok büyük
yanlış
diye konuşuyor.

Süresiz otoriter iktidarlar yüzünden, sosyal ve
politik kurumlar eriyor,
bir devleti bir mafya örgütlenmesinden ayıran
temel özellik olan denge ve denetleme mekanizmaları yok oluyor ve ülke,
bir tek kişinin oyun parkına dönüşüyor.”  

Afrika’da bu kadar çok Yeni Anayasa yapılmasını
sağlayan liderler kendilerinin ömür boyu başkan kalmalarını, kendilerine
asla hesap sorulamamasını
sağlamayı başardılar. Ama ülkelerinin zengin
kaynakları sömürülmesine, halklarının fakir, eğitimsiz ve sağlıksız kalmasına sebep
oldular.

****

İki dönem ABD
Başkanlığı yapan
Afrika kökenli Obama bile bu zihniyeti
anlayamadığını şu ifadelerle açıklamıştı:

İnsanlar
neden daha fazla görevde kalmak isterler anlamıyorum. Bir lider, sadece görevde
kalmak için oyun esnasında kuralları değiştirmek
istediği zaman bu istikrarsızlık
ve kavga
gibi riskleri beraberinde getirir. Ve bu genellikle çok
tehlikeli bir yola doğru giden ilk adım
olur.”

“Anayasal
otokrasi”
diyebileceğimiz rejimler arasında, sadece Afrika ülkeleri
değil, Rusya’dan Türk Cumhuriyetlerine kadar birçok ülke var.

Cumhurbaşkanlığı
Sistemi’nden sonra
, Türkiye de bu kategoriye girmiş gözüküyor.
Erdoğan’ın istediği gibi bir “Yeni Anayasa” yapılırsa, bu ülkeler içinde
demokrasiye en uzak olanların yanında, “keyfi otokrasi” sınıfında yer
almamızdan endişe ediyorum.

Önceki İçerikBir Bardak Sudan İç Kavga Çıkarmak
Sonraki İçerikKardeşlik Hukuku ve Kur’an (13)
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.