Coğrafya Kaderimiz mi?

106

Coğrafya, milletlerin kaderini
tayin eder derler bir dereceye kadar doğrudur. Sınır komşularıyla kültürel
ilişkiler, coğrafi yapının özellikleri, aynı coğrafyada yaşayan insanların karakteristik
özellikleri gibi etkenler o bölge insanlarının ortak kaderlerini oluşturur.

Zaten bu konu İslam dinince de açık
seçik belirtilmiştir. Cüzi irade, Külli irade. Cüzi irade, insanlar akıl ve
zekâları nispetinde kaderlerinin bir kısmını belirleyebileceği, hareketlerini
kontrol edeceği iradedir. Külli irade ise, Tanrı’nın yazdığı, değiştirilemeyen
irade ve kaderdir.

Ama az okuyan İslam toplumunun nakilci
çoğunluğunda olduğu gibi cüzi iradeyi bir kenara bırakıp, başına gelen her
olayı külli iradeye bağlaması; kendisinin büyük ölçüde sorumluluktan kaçması ve
haşa Tanrı’yı kendi suçlarına alet etmesidir.

Bu gün Türkiye coğrafi konum
itibariyle dünyanın en stratejik bölesinde bulunuyor. Bir tarafı Asya, diğer
ucu Avrupa kıtasına dayanan yurdumuzun, bu konumundan dolayı tabiidir ki, avantajları
ve dezavantajları vardır. Ama cesaretli ve akıllı devlet adamları, bu gün
dezavantaj olarak gördüğümüz konuları, millet olarak tarih boyunca bu kadim
topraklarda avantaja çevirebilmişlerdir.

Yakın coğrafyada, Ortadoğu’da
İsrail’i, Uzakdoğu’da Çin ve Güney Kore’yi ele alırsak, Ortadoğu’da birer
aşiret devleti halindeki Araplarla sınır sınıra olan İsrail, ekonomide,
eğitimde ve teknolojide dünyanın odak merkezi olmuşken, aynı soy ve kültüre
bağlı Arapların, kendi aralarındaki kavgaları ve petrollerinden başka akla
gelen hiçbir özellikleri ve gelir kaynakları yoktur.

Gene feodalitenin hüküm sürdüğü
Asya kıtasının iki zengin ülkesi Çin ve Güney Kore; bulundukları kıtanın yapısına
inat, ülkelerinin kaderini tersine çevirebilmişlerdir. Son yıllarda devlet
adamlarımızın ağzından sıkça duyduğumuz başaramayıp altında ezildikleri her
olay için: “Bu işin fıtratında böyle
zorluklar var, yapacak bir şey yok
.” Deyip, işi kaderciliğe bırakmamış,
ilmin ışığında yürümüşler ve ilim, fen, teknoloji ve ekonomide dünyanın süper
devletleri arasına girmişlerdir.

Şunu bir kere daha vurgulamak
isterim ki; dost devlet yoktur, düşman devlet de yoktur, sadece ülkeler
arasında karşılıklı çıkarlar vardır. Bu günkü Türkiye’nin komşularıyla
ilişkilerine bakıp ta, işte bu bizim kaderimiz diyemeyiz. “Komşularla sıfır
sorun” diyerek işe başlayıp, 19 yıl sonra sıfır dost komşu noktasına gelmişsek,
burada durup düşünmemiz gerekiyor.

Yunanistan, 2004 yılından bu güne
kadar 19 ada ve bir kayalığımızı işgal etti. Emekli eski askeri otoriteler muhalefet
partileri hükümet yetkililerini sürekli uyarmalarına rağmen nedense iktidar olayları
görmezden gelip, üç maymunu oynadı. Eğer Yunanistan ilk adamızı işgal ettiğinde
1996’da Kardak kayalığında olduğu gibi anında gerekli cevap verilseydi, işler
bu noktaya gelmez, bir daha böyle bir olaya cüret edemezlerdi.

AKP hükümetleri döneminde Ortadoğu’da
kendi kötü kaderimizi maalesef kendimiz yazdık. İsrail ile dostluğumuz vardı,
Amerika ve Avrupa’da güçlü İsrail lobisi, Ermenilerin sözde soykırım tasarısı
gündeme geldiğinde her defasında geri çevrilir, reddedilirdi. Ama ya bu gün?

Bu gün, sözü edilen ülkelerde
Ermeni tasarıları kabul edildiği gibi, Doğu Akdeniz konusunda da İsrail’i
Yunanistan’ın yanında görüyoruz.

Diplomatik ilişkilerimizin bağını
kopardığımız sadece İsrail olsa neyse diyeceğim ama ya kralları öldüğünde
bayraklarımızı yarıya indirdiğimiz Suudi Arabistan, Birleşik Arap Krallığı, ya
Mısır? Emevi camiinde namaz kılacağımız Suriye’yi saymıyorum bile.

Sağlıklı kalın!

Önceki İçerikDevlet Umuru Nerede?
Sonraki İçerikKimler sevgi, kimler nefret yolcusu?
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.