Maşeri Vicdan

74

Mâşer” Arapça “kamu, toplum, topluluk” demek. Maşeri vicdan (mahşeri değil) ise “toplumsal vicdan” ya da “kamu vicdanı” demek. “Tüm toplum kesimlerinin benimsediği ortak değerler” anlamında kullanılır.

15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü yapılalı 3 yıl oldu. Bunun 2 yılı OHAL ile geçti. “3 ay bile sürmeyecek” diye başlatılan OHAL (Olağanüstü Hal) yönetimi, 7 defa uzatılarak, 2 yıl sürdü.

Bu dönemin siyasi ve hukuki sonuçları hakkında çok değerlendirme yaptık, yapıldı. Ancak bu dönemde olan vaka ve gelişmelerin toplumsal vicdanda ne gibi yansımaları olduğu en az diğer yönleri kadar önemli.

***

15 Temmuz Sonrası Verileri

Önce bu döneme ait bazı veriler sunalım.

  • Haziran ayında karara bağlananGenelkurmay Çatı Davası’nda“Yurtta Sulh Konseyi” üyesi olmakla suçlanan16 sanıktan her biri141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
  • OHAL sürecinde toplam 204 medya kuruluşu kapatıldı. Bunlardan 25’i hakkında kapatma kararı iptal edildi.
  • KHK’lar ile 134 bin 144 kişiihraç edildi.Bunlardan3 bin 981’i yeni bir KHK ile görevine iade edildi.
  • OHAL sonrası2 bin 49 Türk Silahlı Kuvvetleri personeli, çoğunluğu hâkim ve savcı olan7.000 adalet personeli ihraç edildi.ÖzellikleTSK ve yargıdaFetöcülerden boşalan yerlerin acil doldurulma ihtiyacıliyakat ilkesindenuzaklaşılmasına sebep oldu.
  • OHAL’de 270 kişinin öğrencilikle ilişiği kesildi, 2 bin 761 kurum ve kuruluş kapatıldı, 3 bin 213 personelin rütbesi alındı.
  • Kararnameler kapsamındacezaevlerindeki insan sayısı 50 bini geçti.İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mart 2019 tarihinde yaptığı açıklamada 15 Temmuz 2016’dan sonraki süreçte511 bin kişinin gözaltına alındığınıve30 bin 821 kişinin tutuklandığınısöyledi.
  • Ocak 2019’da yayımlanan“2. Yılında OHAL’in Toplumsal Maliyetleri AraştırmaRaporuna göre,KHK/OHAL “mağdurlarının” gerçek sayıları 250 binden fazla.Raporda, “Okulları kapatılan, mezuniyetleri geçersiz sayılan, askeri okullardaki öğrenciler, polis okulları öğrencileri, diğer kamu ve özel kurumlarda KHK’larla mağdur edilenlerin sayıları da yukarıdaki rakamlara ilave edildiğinde, doğrudan mağdur olanlar250.000‘i geçebilmektedir.” ifadeleri yer aldı.
  • Rapora göre ayrıca, OHAL/KHKmağdur yakınlarıolanikincil mağdurların sayısı 1 milyon 500 bine yaklaştı.
  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya göre234 bin 419 pasaport iptal edildi.Pasaport tahditleri aşamalı olarak kaldırıldı. Soylu’ya göreMayıs 2019’da “75-80 bin civarında” bir tahdit kaldı.Yakınlarıyla birlikteseyahat engeliyle karşılaşan kişi sayısının 500 binden fazlaolduğu iddia ediliyor.
  • OHAL Komisyonu’na toplamda 126 bin 200 başvuru yapıldı. 26 Haziran 2019 tarihine kadar karar verilen 77 bin 900 başvurunun 6 bini kabul, 71 bin 900’ü ise reddedildi.

***

Toplumsal Vicdanı Yaralayan Uygulamalar

OHAL uygulamaları Fetö Yargılamalarının bir kısmı böylesine ciddi bir darbe teşebbüsü karşısında kabul edilebilir tedbirler olarak değerlendirildi. Maşeri vicdan pek rahatsız olmadı.

Ancak KHK’lar ile yapılan ihraçların daha sonra yargılama süzgecinden geçirilmemesi vicdanları rahatsız etti.

FETÖ’nün siyasi ayağı kapsamında hiç kimsenin yargılanmaması, ceza almaması ve hatta kamuoyunda FETÖ’cü olarak bilinen siyasilerin, yazarların, işadamlarının aramızda serbestçe geziyor olması kamu vicdanını yaraladı.

Tıpkı 17/25 Aralık 2013 soruşturmasının şüphelilerinin yargılanmadan ve Meclis araştırmasına da izin vermeden üstünün örtülmeye çalışılmasının toplumsal vicdanda kabul görmediği gibi.

(17/25 Aralık “yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının” Fetö’cü savcı, hâkim ve polislerin ortaklaşa yürüttüğü“bürokratik bir darbe teşebbüsü” olduğu doğruydu.

Fakat böyle kabul edenlerin bile ayakkabı kutularında saklanan dolar ve eurolar, bir bakanın kolundaki milyonluk rüşvet saat, bir bakana gönderilen rüşvetlerin saklandığı yatak odasındaki kasalar, para sayma makineleri ve sıfırlama tapelerinin araştırılmasına izin verilmediği de doğruydu.)

*********************************

Sansür ve Otosansür

Ahmet Davutoğlu dış politika konusunda Tayyip Erdoğan’a Başdanışmanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yapmış bir zat.

Bana göre Ahmet Davutoğlu ülkemizin içinde bulunduğu dış politika çıkmazlarında özellikle Suriye bataklığına girmemizden birinci derecede sorumludur.

O’nu ekonomi alanında, borçlanma ve alınan borçları üretim yerine inşaata ve tüketime harcama tercihinde de sorumluluğu olan bir politikacı olarak görüyorum.

Davutoğlu Başbakanlığı döneminde muhalefete karşı partisi bütün devlet gücünü ve siyasi nüfuzunu orantısız ve hukuksuz bir şekilde kullanırken de hiç rahatsız olmamıştı.

Adalet ve özgürlük arayışı güç kaybedildiğinde daha çok hissedilir. Davutoğlu da üç senedir düşüncelerinden dolayı AKP’li troller tarafından adeta linç ediliyor.

Ayrıca medyanın uyguladığı ambargo sebebiyle düşüncelerini ifade etme özgürlüğünü kullanamıyor. Sesini kamuoyuna duyurabileceği bir medya organı bulamıyor.

O’nun sorumlu olduğu zaman farkına varmadığı ancak şu sıralarda derinden hissederek sarf ettiği şu cümlelerine gönülden katılıyorum.

“En temel sorunumuz düşünce özgürlüğünün olmamasıdır. Sansür çok kötüdür fakat en kötüsü otosansürdür. Maalesef otosansürün en koyu uygulandığı bir dönemden geçiyoruz. İnsanlar kapalı kapılar ardında başka türlü, kapıların önünde başka türlü konuşuyor. Takiyye kültürü ile otosansür birlikte gelişiyor.

İnanıyorum ki bugün Davutoğlu’na bile haklarını ve düşünce özgürlüğünü kullanmasına engel olanlar çok geçmeden aynı taleplerde bulunacaktır.

 

 

Önceki İçerikCumhuriyet Döneminin İktisadî Arayışlar Tarihi – XIV
Sonraki İçerikSavaş Çocuğu
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.