YSK’nın Tarihi Kararı

168

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Seçiminin yenilenmesi kararı asla hukuki değildir, tamamen siyasi bir karardır. YSK’nın bu kararı Türkiye Cumhuriyeti hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Hukuki açıdan değerlendirmek bir hukukçu olarak bana ağır gelmektedir.

Ama mademki medyada sürekli bu konu tartışılıyor, biz de hukuki kılıfın üstüne ve altına bir göz atalım.

AKP olağanüstü itirazında kanunun imkân verdiği her konuda, 9 başlık altında sıraladığı gerekçelerle iptal talep etti. Bunların içinde “hükümlü, kısıtlı, ölü 19 bin 350 kişiye oy kullandırıldığı, sahte seçmen, KHK ile kamu hizmetinden çıkarılan seçmenlerin oy kullanma hakkının bulunmadığı, bir kısım sandık başkanı ve memur üyenin kamu görevlisi olmadığı” gibi iddiaları yer alıyordu. YSK bu iddiaları -biri hariç- ciddi bulmadı.

Kurul’un, 4 üyeye karşı 7 üyenin oy çokluğuyla aldığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali ve yenilenmesi kararının, “bir kısım sandık kurullarının ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle”alındığı açıklandı.

Sandık görevlilerinin kamu görevlisi olmaması tek başına yeter bir gerekçe olamazdı. Bu sandıklarda seçmen iradesinin sandığa yansımasını önleyenişlemlerle hatalı kullandırılan veya sayılan oyların miktarının Ekrem İmamoğlu’nun Binali Yıldırım’ın aldığı oy farkından fazla (en az 13.730) olması gerekiyordu.

Bahsedilen kanuna aykırı görevlendirmelerin yapıldığı sandıklarda ne tür kanuna aykırı işlemler yapıldığı, bu sandık görevlilerinin yaptıkları hilenin ne olduğu kararda belirtilmemiştir.

YSK, kamu görevlisi olmayan sandık başkan ve üyelerinin, büyükşehir belediye başkanı seçiminde hangi yöntemle seçimin sonuçlarına etki ettiklerini delilleriyle açıklamak durumundadır.

**********************************

Sandık Hâkimiyeti AKP’de idi

Benim takip ettiğim son seçimlerin hepsinde de sandıklarda resmi görevlendirmelerde AKP’ye yakın Memursen üyesi kamu görevlileri tercih edilmektedir. Ayrıca AKP eksiksiz olarak bütün sandıklarda sandık kurulu üyeleri ve müşahit bulundurma konusunda çok iyi organize olmaktadır.

Zaten AKP Genel Başkanının “seçim sandık hâkimiyeti sağlanarak kazanılır” demişti. İstanbul yerel seçimlerinde de bu anlayışla motive edilen AKP teşkilatları sandık hâkimiyetini tam olarak elinde bulunduruyordu.

Bu şartlarda sandıklarda bilerek ve isteyerek AKP adayı aleyhine bir hileli işlem yapılması mümkün değildir. Aynı sebeple, sandık kurulları başkanlarının kamu görevlilerinden teşekkül ettirilmemesinin seçim sonucunu, AKP aleyhine, etkilemesi de mümkün değildir.

******************************

Kendi Kusurunu Cezalandırdı

YSK Kararında sandık kurullarının kanuna aykırı düzenlenmesinden İlçe Seçim Kurulları sorumlu tutulmuştur. İlçe Seçim Kurulları da Yüksek Seçim Kuruluna bağlı olarak görev yapar.

O halde Yüksek Seçim Kurulu kendi kusurlu işlemi sebebiyle seçimi iptal ederek seçmeni ve seçimin kazananı Ekrem İmamoğlu’nu cezalandırmıştır.

***

Bu Kanunsuzluk Her Seçim Çevresinde Var

Kanuna aykırı olsa da, Türkiye’nin her seçim bölgesinde benzeri görevlendirmeler vardır. Aynı görevlendirmeler 24 Haziran 2018 seçimlerinde de yapılmıştır. Eğer bu hatalı görevlendirmeler seçim sonucuna müessir oluyorsa, 31 Martta bütün Türkiye’de yapılan seçimlerde ve 2018’de yapılanCumhurbaşkanlığı ile milletvekilliği seçimlerinde de şaibe olduğu sonucu çıkar.

Bu, Türkiye’de seçim güvenliğinin kalmadığı anlamına gelir ki, seçim iptalinden de vahimdir.

***

Süre Geçmişti

Sandık kurullarına ait itiraz ve şikâyet, 298 sayılı Kanunun Madde 119′da düzenlenmiştir. YSK Genelgesinde de aynı hükümler yer almıştır.

Sandık kurullarının teşkiline dair, ilçe seçim kurulu veya başkanı tarafından yapılan işlemlerin düzeltilmesi için, bu işlemlerin neticesinden itibaren en geç iki gün içinde şikâyet yoluyla düzeltilmesi istenebilir.”

AKP’nin şikâyeti süresinde yapılmadığı için YSK’nın usulden reddetmesi gerekirdi. Yapmadı.

******************************

Hani Seçmen İradesi Öncelikli idi?

YSK daha önceki benzeri vakalarda aldığı kararlarında seçmen iradesine öncelik vermişti. Mesela “Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan birleşik oy pusulaları geçerli değildir” yasa kuralına rağmen,  mühürsüz oyları geçerli sayarken şu gerekçeyi ortaya koymuştu:

“Oy kullanma işleminin, oy güvenliğini sağlamaya yönelik ve sahte oy kullanılmasını engellemek amacıyla getirilen sandık kurulunca mühürleme işleminin yapılmaması tek başına seçmenin oyunun geçersiz sayılması için yeterli değildir. Aksine bir uygulama, bu hakkı korumak için getirilen ve araç niteliğinde olan usul kurallarından sadece birinin ihlalinin, hakkın özünü ortadan kaldıracak şekilde uygulanması sonucunu doğururki, bu sonuç, beklenilen amaca aykırıdır.

“YSK’nın yerleşik kararlarında; “seçimden sonra sandık kurulu başkan ve görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmalarının söz konusu olması ve suçun oluştuğunun anlaşılması, ilgililerin cezalandırılmalarını gerektirir. Ancak seçimin iptaline neden olmaz” denilmekte idi.

YSK bu seçimde, yerleşik içtihadından sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi için vazgeçti.

***********************************

İstanbul’u Vermek Zor Geldi

İstanbul bir devlet olsaydı AB’nin 13. büyük ülkesi, dünyanın 41. büyük ülkesi olurdu.” Böyle bir şehrin belediye başkanlığı seçiminin, bu kadar hukuksuz gerekçelerle, iptalinin dünyada belli algılara yol açması kaçınılmaz.

Tayyip Erdoğan’ın yönetiminin diktatörlüğe doğru gittiği, “AKP’nin seçimle işbaşından gitmeyeceği” gibi algısı kuvvetlendi. Hukuk devletinden uzaklaşmanın ekonomik faturası da ağır olur.

Erdoğan’a, 25 seneden beri yönettiği, İstanbul’u kaybetmek çok ağır geldi. İstanbul Belediyesinden beslenen partisi ve yandaşlar bu kaynağı kaybetmek ve dev ihalelerde yapıldığı iddia edilen yolsuzlukların hesabını vermekten korktu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dünya kamuoyundaki olumsuz algıyı azaltacak, itibarımız yükseltecek çıkışlar yerine aksi tutum ve davranışlar içinde. Bu durum hem kendisine ve hem de ülkemize ciddi zarar veriyor.

Oysaki İstanbul Belediyesinin demokratik bir şekilde el değiştirmesi, AKP’nin Meclisteki çoğunluğuyla denetleyebildiği yeni Belediye Başkanının hizmetlerine destek vermesi ülkemizin normalleşmesi ve toplumdaki gerilimin düşmesine imkân sağlayacaktı.

23 Haziran’da yenilenecek seçimde Ekrem İmamoğlu tekrar seçilirse bu fırsatı yeniden değerlendirmemiz mümkün olacak.

 

 

Önceki İçerikTarih Affetmez, Kaydeder
Sonraki İçerikMahalli Seçimler ( 1 )
Ruhittin sönmez
Ruhittin Sönmez 1956 Bucak/ Burdur doğumludur. 1980’den itibaren Kocaeli’de yaşamaktadır. EĞİTİM: İlkokul, orta okul ve lise eğitimlerini Bucak’ta yaptı. 1973’te İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliğinden ve 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İŞ HAYATI: 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuvar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001’de 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 03.03.2010’den itibaren Serbest Avukat 2018’den itibaren Arabulucu Sosyal Faaliyetler: Yaklaşık 16 yıl Türk Sanat Müziği korolarında korist olarak çalıştı. (İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubu) 250 Mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yıl Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ocak 2023’ten itibaren aynı programı noktaTV’de devam ettirmektedir. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada 2 gün köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.