Kürşad İhtilalı

112

Milletlerin tarihinde gizli kalan veya yazılamayan öyle enteresan ve ilgi çekici hadiseler vardır ki, bunlar yazılı tarih kitaplarında hiç bir zaman yer almaz. Bu durumun sebebi, bazen uygulanan yanlış ve çelişkilerle dolu siyasi yaklaşım ve değerlendirmeler, aymazlık , vurdumduymazlık ve kıskançlıklardan, bazen de onu bunu kırmayalım siyasetinden kaynaklanmaktadır. İşte bu gerçek hadiselerden biri KÜRŞAD İHTİLALİ’dir. Bizler buna Türk ihtilali de diyebiliriz. Bir diğer husus da, bizlere unutturulmaya çalışılan KUT’ÜL AMARE SAVAŞI’dır. Bu savaş, İngiliz inadının Çanakkale Savaşı’ndan sonra kırıldığı ikinci noktadır.

Büyük tarihçi ve Türkçü Hüseyin Nihal Atsız’dan öğrendiğimiz kadarıyla, Büyük Göktürk Devleti çeşitli entrika ve daleveralarla yıkılmış, Türk Milleti dağılmış, kalanlar da tamamen Çin İmparatorluğunun esareti altına girmiş. Çinliler boş durmayarak esaretleri altına aldıkları Türklere olmadık baskılarla, onları töre ve kimliklerinden koparmaya çalışmışlardır. Çin kaynaklarına göre; Büyük Göktürk Devletinin hakaniyet ailesinden prens, Göktürk Devletinin ileri gelen beyleri, yabgular, şadlar, tiğinler de tutsak edilmişlerdi.

Bu esaret hayatı Türklere çok ağır gelmişti. Ta ki eski Doğu Göktürk Devleti Çuluk Kağanın küçük oğlu olan KÜRŞAD’ın ortaya çıkışına kadar. Kürşad bir Göktürk prensidir. Kürşad ve yanındaki tiğinler ve şadların uzun konuşma ve planlamalarından sonra hürriyet ve özgürlük ateşini yakmak için bir karara varırlar. Çin imparatoru tutsak edilecek ve onun hayatı karşısında tutsak olan Türkler kurtarılarak anayurtlarına dönmeleri sağlanacaktı. Bu noktadan hareketle eli kılıç tutan, dövüşme kabiliyeti yüksek, çelik yürekli, demir bilekli bir kısmı tiğin ve şad olan otuz dokuz Türk yiğidi Kürşad’ın emri altında özgürlük ve hürriyet için Çin sarayını basmak üzere hazırlıklar yapmaya başlarlar. Çin imparatorunun zaman zaman saraydan dışarı çıktığı bilinmekle birlikte ve uygun bir gün belirlenecekti. Belirlenen o gün gelmişti. Fakat o gün hava şartları hiç iyi değildi, bardaktan boşalırcasına yağmur yağdığı için imparator saraydan dışarıya çıkamamıştı. Hazırlanan plan alt üst olmuştu. Bu yoldan artık geri dönüş yoktu. Bu sefer Çin sarayı basılarak imparator esir alınacaktı. Kırk yiğit doğru Çin sarayına yürürler ve yüzlerce Çin askerini öldürürler. Fakat Çin ordusunun saraya yönlendirilmesi ile iş değişir. Bu sefer vuruşa vuruşa şehrin dışındaki Vey ırmağına kadar çekilirler. Amaçları Vey Irmağını geçip Türklerin başkenti olan Ötüken’e ulaşmaktı. Fakat yağan şiddetli yağmur sele dönüşerek nehir üzerindeki köprüyü alıp götürmüştü. Karşı tarafa geçemeyen Kürşad ve arkadaşları Çin ordusuna karşı amansız bir savaşa girerek hepsi orada şehit olur.

Kırk yiğidin kanlarıyla yazılan bu ihtilal, Göktürkler’deki özgürlük ve hürriyet ateşini körüklemiş ve tutsaklıktan kurtulmak için Çin’e karşı baş kaldırarak savaşmışlar ve yeniden 680 yılında 2. Göktürk ( Kutluk ) devletinin kurulmasına vesile olmuşlar ve özgürlüklerine yeniden kavuşmuşlardı.

Kürşad İhtilalı, Türklerin ilk bilinen ayaklanmasıdır. Orkun Yazıtlarında hiç silinmemek üzere yazılmıştır. Dünyanın yedi harikasından biri olan Çin Seddi’nin yapılmasına Kürşad İhtilali’nin sebep olduğu söylenir. Fakat bu iddia daima tartışmaya açıktır.