“Ne Gülüyorsun; Anlattığım Senin Hikâyendi”

94

15 yıl kadar önce “5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra” diye bir topluluk var idi. Adları da, şarkıları da takvim mezarlıklarında eridi. 10 yıl sonra bir daha titreyeyim dedim ama gel gör ki saatler 2009’u gösteriyor.

“Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse her namuslu insan gericidir” der ya Cemil Meriç.. Ve Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya, Balzac’tan Dostoyevski’ye kadar her ıslahatçı ve hakikat arayıcısını listeye ekler.

Bizim de çorbada tuzumuz olsun: Dün; Cumhuriyet öncesine, Osmanlı’ya dönmek gericilikti şimdi Cumhuriyet’in o ilk yıllarının coşkusuna. Dün; tanklarla balans ayarı yapılan siyasetçiye sahip çıkmak gericilikti şimdilerde ise darbe üstüne darbe yiyen Türk Ordusu’na.

Zaman deli bir sel gibi akıyor. Eskiden sosyetik yaşantı bir avuç azınlığın toplumun tüm yerleşik değerlerinin rağmına yukarıdan aşağıya inşâ işiydi. Artık aşağıdan yukarı toplumun bütün katmanları tefessühte birleşti. Ne demiş şair; “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği” Türk Milleti’ne verdiler.

Dört eğilimi tek televizyonik tipte birleştirdik çok şükür, Özal’ın ruhu şad olsun. Partileri, pırtıları, urbaları, kavgaları ayrı gibi görünse de Solcusu, Sağcısı, Milliyetçisi, İslâmcısı aynı hayatı sorgusuz – sualsiz yaşıyor. Ve bindiğimiz alâmet kıyamete biraz daha yaklaşıyor.

“Eskiden sofralarımıza kuşlar konardı Rüyalarımıza melekler uğrardı Hepimizin birer yıldızı vardı” *

Eskiden bazı gazeteler banka reklamı bile almazdı, şimdi faiz canavarı oldu o gazeteler. Eskiden mütevazı müminler vardı piyasada, şimdi mütecaviz Müslümanlar. Eskiden eğlence – tatil kerihti ilmihâl kitaplarında, şimdi Kitabına uyduruluyor 5 yıldızlı otellerin kaydıraklarında.

Eskiden sadece televizyona çıkan hafifmeşrep hatunların kıyafetlerini görünce “Töbe, töbe; başımıza taş yağacak” diyenlerin çocukları şimdi köylerde bile aynısını giymekte beis görmeyebiliyor.

Eskiden kişiler arası bir mesafe ve hitap aralığı vardı, şimdi aşkım-maşkım nakaratları gırla gidiyor. Eskiden Yahudi’yle, Hıristiyan’la fotoğraf karesine girene bile hoş bakılmazdı; şimdi ortak konsorsiyumlarda iş görülüyor.

Döndüm zamana, uydum kalabalığa Başlayalım Tufan hazırlığı yapmağa

Delilik suyundan içmeyen 72 milyonda kaç bin kişidir? Körler ülkesinde görmekten idamlık suça bulaşmış ne kadar âdemoğlu bulunmaktadır? Toplu hipnozdan hipnozcunun parmak çıtlatmasıyla çıkar ya bir salon dolusu adam; ya biz kafamızın duvarı çatlatmasıyla mı yoksa duvarın kafamızı patlatmasıyla mı uyanacağız bu derin uykudan?

Bu yazı da nerden çıktı? Neye delâleten yazıldı? Yazarının ruhundan zoru mu var? Ve sâir düşünce seylaplarının zihninizden geçtiğini görür gibi oluyorum. Siz deyin 5, ben diyeyim 15 sene önce hani beraber fotoğraf vermiştik ya tarih kitaplarına. Aynen öyle 10 yıl sonrasının fotoğraflarını sabah – akşam 5 vakit aralığında veriyoruz.

2019’da görüşmek üzere kameranın ellerinden, Münker ve Nekirin gözlerinden öper tüm Türkiye’ye selam ederim.

‘Maraba Televole!’

(Not: Bu yazı Temmuz 2009 imzalıdır ve * işaretli şiir de İbrahim Sadri’nindir.)