Kadınlarını Koruyamayan Ülke

82

” Kurstan geç saatte çıktığım bir günde bir kişi peşime takıldı girdiğim sokakta kimse yoktu. Laf atıp bana yaklaşmaya başlayınca şişeyi kırıp, bağırmaya başlamıştım, işe yaramaz sanırdım ama geri çekildi. O zamandan beri ne zaman geç döneceksem cam şişe soda alır öyle eve dönerim”

 

“Metroda eğer bir Mahlûkat tarafından süzülüyorsam vagon değiştiririm. Eğer ineceğim istasyona geldiysem önceden hazırlık yaparak ineceğimi belli etmem aksine Son anda inerim peşimden gelmesin diye. Aslında çok önlemiş var ve arkadaşlarım bu durumu abarttığımı düşünüyor.”

 

“Geç saatte yolda isem telefonda kimseyle konuşmadığım halde ‘yakınındayım 5-10 dakikaya orda olurum.’ diye yüksek sesle konuşmak.”

 

“Sokakta takip ettiğini düşündüğüm biri varsa özellikle market, banka gibi güvenlik kamerası olan yerlerden yavaş geçmek. Ki ertesi gün polisler kolay kimlik tespiti yapabilsinler.”

 

Yukarıdaki kan dondurucu ifadeler kadınlar tarafından, bir hesap sahibinin Twitter’da sorduğu “sizin kadınca önleminiz ne?” sorusuna verilen cevaplardan sadece bir kaçı. Cevapların orijinalliği bozulmasın diye hiçbir imla düzeltmesi yapılmadı. Yer darlığı nedeniyle buraya alamadığım daha pek çok cevap var. Tamamını merak edenler https://twitter.com/busesese/status/932939070761852929 bağlantısından tüm yorumları okuyabilirler.

 

Yukarıdaki ifadeleri yazan kadınlar ıssız bucaksız, kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde yaşayan kimseler değiller. Tam aksine büyükşehirlerin göbeğinde yaşıyor bu insanlar. Düşünün ki ülke nasıl bir hale gelmişse artık, o devasa metropollerde yaşayan kadınlar şehrin göbeğinde yürürken veya toplu taşıma vasıtalarını kullanırken kendilerini asla güvende hissetmiyorlar. Attıkları her adımda etraftan gelebilecek bir tehdidi enselerinde hissediyor ve bu tehlikelerden korunabilmek için kendilerince bir takım önlemler geliştirmek zorunda kalıyorlar. Hatta daha da acısı, başına bir şey geldiğinde fail kolayca bulunabilsin diye güvenlik kameralarının önünden yürüyenler var. Sadece bu korkunun bile bir insan için ne kadar ağır bir yük olduğunu düşünebiliyor musunuz?

 

Devleti yönetenler üzerlerine alınıp da tatlı canlarını sıkmasınlar! Fotoğraf makinelerinin karşısında havalı pozlar veren, üst perdeden laflar söyleyen rüzgâr siyasetçileri keyiflerini bozmasınlar! “Sayemizde memleket şöyle büyüdü, böyle kalkındı” diye nutuk atan efendiler sakın ola utanıp arlanmasınlar! Sonuçta yukarıdaki yazıları yazan kadınlar başkalarının evlatları, başkalarının kardeşleri, başkalarının nişanlıları, başkalarının eşleri, başkalarının anneleri. Devleti yönetmek demek, vatandaşın sorunlarıyla ilgilenmek demek değil sonuçta (!) Ülkeyi yöneten zat-ı muhteremlerin ilgilenmesi gereken aile efradı var. Eşleri var, kardeşleri var, evlatları var. Onlar dururken vatandaşın sorunlarına mı eğilecekler sanki?

 

Hem, baştakiler ne ki bunların yönettiği devlet ne olsun! İki gün önce yüzlerce kadın, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yürüyüş yapmak için Beyoğlu Tünel Meydanı’nda bir araya geldi. Polis, “izinsiz gösteri yaptıkları” gerekçesiyle yüzlerce kadına biber gazıyla müdahale etti. Kadına yönelik şiddetle alakalı özel bir gün olması bile başlı başına bir ayıpken, böyle bir günde kadınlara devlet eliyle şiddet uygulanması bu ayıbı katmerledi.

 

Biz artık devletin mazlumu korumasından vazgeçtik. Bir tekme de devlet atmasın yeter!

 

 

Önceki İçerikBedava Ülkücülükten Vazgeçiniz
Sonraki İçerik“BEKA” Cambazına Bakarken Bölünmeyelim
Avatar photo
1983 yılında Tokat Erbaa’da dünyaya geldi. İlk okulu Ankara’da, ortaokulu Bitlis Tatvan’da, Lise’yi Bursa’da okudu. 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü kazandı. 2003 yılında bu okulu terk edip Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. 2008 yılında bu okuldan mezun oldu. Yüksek lisansını 2019 yılında Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde tamamladı. Halen Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora eğitimini devam ettirmektedir. 2018 yılında siyasetle de ilgilenen yazar, 2019 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın üyesi olmuş ve 2023 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın başkanlığı görevine seçilmiştir. 2018 yılında bu yana Kocaeli’de köşe yazıları yazmakta ve yazıları Kocaeli’nin muhtelif yerel basın kuruluşlarının yanı sıra Kocaeli Aydınlar Ocağı web sitesinde yayınlanmaktadır. Yine 2018 yılından bu yana ülke genelinde barolarda eğitimler ve Kocaeli’de yerel STK’larda konferanslar vermektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. ESERLERİ : A. YAYINLANMIŞ KİTAPLARI 1) Katılım Bankacılığı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2020. 2) Tayyip Erdoğan Sonrası Türkiye, Melekler Yayıncılık, Kocaeli, 2020. 3) Türk’ün Ustalarla İmtihanı, Kitap Yurdu Doğrudan Yayıncılık, 2023. B. YAYINLANMIŞ AKADEMİK MAKALELERİ 1) Tahkim Sözleşmesinin Unsurları – Leges Hukuk Dergisi, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a Vefa Andacı, Ekim 2020, Y:11, S: 130, s. 112-133. 2) Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’na (Viyana Sözleşmesi / CISG) Göre Taşıma Halindeyken Satılan Mallara İlişkin Hasarın İntikali – Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 335-360. 3) Nama Yazılı Pay Senetleri Üzerinde Önalım, Alım, Geri Alım ve Öncelik Hakları - Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 1-59. 4) Faiz ve Vade Farkı Kavramlarının Hukuki Niteliklerinin Karşılaştırılması – Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler, Dora Basım, Bursa, 2021, s. 19-41. 5) Anonim Şirketlerde Payın ve Pay Senetlerinin Devri - Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler II, Dora Basım, Bursa, 2022, s. 313-336. 6) Limited Şirketlerde Pay Devri – Bilimsel Araştırmalar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2023, s. 113-130. 7) Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Yüklenicinin Temerrüdü Nedeniyle Sözleşmeden Dönme, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Aralık 2023, S:28, s. 133-161.