Üç Birlik

130

Üçlemeyle çıkılır yolculuğa. Doğduğumuzda ninelerimiz, dedelerimiz üç kez ismimizi okurlar kulağımıza. Akabinde üç üfleme ritüelinin takip ettiği üç ihlaslarla bitiririz dualarımızı. Âşıklarımız pir elinden üç bade içerek âşıklık mertebesine ulaşır. “Allah’ın hakkı her daim üçtür.” Türk kültüründe dinî ve mitolojik açıdan önemlidir üç sayısı vesselam.

Hayatımızda önemli olan bir üç unsur daha vardır. Bunlar; iman, vatan ve ailedir. Bu üç mefhum köklerimizi toprağa salabilmemiz, bağımsız bir kimlik oluşturabilmemiz için zaruridir. İman, vatan ve aile kutsiyettir. Her fırsatta üç kere öpüp başımıza koymamız gereken bir nimettir. Gayb âleminden gelen üçler gibidir üç kutsiyet. Korur, muhafaza eder muska misali millî kimliği.

Dininin temelidir iman. İman sarsılınca dinin esamisi okunmaz yüreklerde. Vatan sevgisine gelince o, imanın nişanesidir. İmanı olmayanın yüreğinde vatan sevgisinden yeller eser. Aile ise bu iki değeri bir potada eriten güçtür, dayanaktır. Sırtını insan ya imanına ya vatanına ya da ailesine dayar. Dayanacak başka bir merci yoktur. Var oluşun tecellisi her daim bunu gerektirir.

Bir toplumu erozyona uğratmanın, belleksiz nesillere sahip kılmanın yegâne anahtarıdır kutsiyet üçlemesi. Şayet insanın göbek bağı koparılırsa bu kutsiyetten bütün değerler kıymetsizleşir nazarda. Millî hafıza önemini kaybeder yavaş yavaş. Arafta kalan, pusulasını kaybeden nesiller kafilesi otağ kurur kiralık topraklarda.

Pusuda bekleyen düşman zihniyet, elini ovuşturarak kutsiyetlerimizin birer birer kayıp gitmesini bekler. Önce iman hedef tahtasına konulur. Hemen ardından vatan. Her bir toprak zerresinin ne kadar kıymetli olduğu unutturulmaya çalışılır. Şehit haberlerine alışan bünyeler vücuda gelmeye başlar. Hissizleşir her bir uzuv zamanla. Kutsiyetsizlik istila eder zihinleri. Çok geçmeden aile bağları da ilmek ilmek kopar bu hissizliğin altında. Bu duruma engel olmanın yolu ise üç kutsiyet suyuyla yıkanmış evlatlar yetiştirmekten geçer.