Ankara Günlük Güneşlik idi

99

Tarihi olayları, içinde yaşarken önemini tam kavrayamayabilirsiniz. Mesela 19 Mayıs 1919 o an yaşayanlar için muhtemelen fazla bir anlam ifade etmiyordu.

Karadeniz bölgesinde asayişi temin etmekle görevli bir subayın Samsun‘a gelişi sıradan bir olay gibi algılanmış olabilirdi. Hatta Bandırma Vapurunda Mustafa Kemal’in yanında olanlardan acaba kaçı tarihi bir yolculuğun parçası olduğunu idrak edebiliyordu?

Ama Samsun’a çıkışın başlattığı zincirleme reaksiyonun boyutu, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki önemi ve bütün bölgenin, hatta dünyanın dengelerini değiştiren etkileri yıllar sonra anlaşılabildi.

01 Nisan Pazar günü, bugüne kadar yapılmış en kalabalık, en coşkulu ve en seviyeli siyasi parti kurultaylarından biri, belki de birincisi olan İYİ Parti 1. Olağanüstü Kurultayını izlerken heyecan duymamak mümkün değildi.

Herkes kendi imkânlarıyla gelmişti. Devlet gücüyle zorlanmadan gönüllülük esasına göre katılmışlardı. İnsanlara bedava ikramlar da sunulmamıştı. Aksine cesur ve fedakâr insanlar, çeşitli riskleri göze alarak, ülkenin dört bir yanından gelmişti.

Bu atmosferi solumak elbette heyecan vericiydi.

Sabahın erken saatlerinde Ankara Spor Salonu tıklım tıklım dolmuştu. Dışarıda da içeridekilerin 2-3 katı bir kalabalık bu atmosferi birlikte solumanın coşkusunu yaşıyordu.

Ama ben bundan daha çok, bu kurultayla başlayan sürecin Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleceğine, Türk Milletinin yakın ve uzak gelecekte mutluluk, huzur ve refahına, bölgemizin siyasi dengelerine etkilerini düşündüm.

Meral Akşener’i, en geç 2019’da yapılacak seçimlerle tek adam yönetimine son verebileceğimiz tek fırsat olduğunu bilerek dinledim. Müthiş konuşmasında kararlılığını, yüksek voltajlı inancını, kitleyi etkilemesini görerek onunla gurur duydum. Mesajlarını, üslubunu beğendim.

Bu fırsatı değerlendirmek için Ankara’ya koşan İYİ Partilileri gözlemlerken, bu son umuda destek veren iyi insanları daha çok sevdim.

16 yıldır kutuplaşan, kamplaştırılan, her gün insanlarımızı geren bir yönetim anlayışından sonra gelebilecek HUZUR ortamını tasavvur ettim.

Tek kişinin aklına kendini emanet etmiş bir toplum yerine, ORTAK AKLI esas alan gelişmiş bir Türkiye’de yaşayabileceğimizin umudunu ve özgüvenini hissettim.

“Ahlaksız dinidarların” İslam’a verdikleri zararın durdurulduğu, güzel ahlaklı, fedakâr ve onurlu insanların ülkeyi yönettiği bir Türkiye’de yaşamanın kapılarının aralandığını fark ettim.

Herkesin inancını yaşayabildiği, inandığını ve düşündüğünü serbestçe ifade edebildiği bir vatanda yaşayabileceğimizi, özgürlüğü iliklerimize kadar çektiğimiz bir atmosferi soluyabileceğimizi hayal ettim.

Vakıfların rüşvet, iltimas ve yolsuzlukları örtme aracı değil, ecdadımızın bıraktığı asli anlamına döndüğü; Sivil Toplum Kuruluşlarının gerçekten hükümet dışı organizasyon olabileceği günlerin hiç de uzak olmadığını anladım.

“Devletin dininin adalet olduğu”; refahın hakça bölüşüldüğü; çalışan, üreten; dünyayla bilimde, teknikte, sanatta yarışan bir Türkiye için ilk adımı atmakta olduğumuzu düşündüm.

***

Ankara’da Pazar günü hava günlük güneşlikti. İYİ Parti’nin sembolü olan güneş tüm Türkiye’ye ışıklarını yaymaktaydı.

İçimize karanlık ve umutsuzluğun yayıldığı bir dönemde İYİ ki, Meral Akşener ortaya çıktı. İYİ ki, İYİ Parti’nin güneşi içimiz aydınlatmaya başladı.

“Öğrenilmiş çaresizlik” çemberini kırabileceğimize dair ümitlerimiz arttı.

Bu tarihi olayın bir parçası olmak bana gurur veriyor.

Çocuklarıma, Allah nasip ederse torunlarıma “ben de oradaydım” diye övünerek anlatabileceğim bir tarihi günü yaşamaktan mutluyum.

*************************************

Medyanın Panzehiri: Sosyal Medya

Türkiye’de alışılmış olan uygulamaya göre, TBMM’de temsil edilen veya temsil edilme ihtimali yüksek olan siyasi parti kurultayları medyada canlı yayınlarla nakledilir.

Yüzde 1-3 arasında olan partilerin bile kurultayları için canlı yayın ekipleri, yorumcular, partinin önemli isimleriyle röportajlar yapan gazeteciler salonda hazır bulunur. Binlerce kişinin katıldığı salondaki havayı ülkenin her yerine yansıtmaya çalışır.

Mesela en son MHP kurultayının bu medyada ne kadar geniş şekilde yer aldığını biliyorsunuz.

Bunun haricinde son yıllarda yerleşen ve kanıksamaya başladığımız bir uygulama daha var. İktidar partisinin genel başkanı veya hükümetin başı, hatta bazı bakanların bütün konuşmaları canlı yayınlarla veriliyor. Hatta önem verdiğiniz, sevdiğiniz bir programı izlerken, birden program kesiliyor ve Tayyip Erdoğan’ın, mesela partisinin bir ilçe kongresinde, yaptığı bir konuşmaya bağlanabiliyor.

Ama İYİ Parti’nin kurultayında yandaş ve yaygın medya neredeyse yoktu.

Anketlere göre, en az yüzde 18-22 arası oy alabileceği görülen, lideri Meral Akşener’in Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın tek rakibi olduğu bilinen bir parti İYİ Parti.

Medya İYİ Parti’nin bu göz kamaştıran kurultayını görmezden geliyordu.

Daha beş ay önce kurulmuş bu parti, farklı tahminlere göre, 50 bin- 100 bin kişi arasında bir katılımla müthiş bir kurultay yapıyor.

Recep Tayyip Erdoğan veya Binali Yıldırım’ın bir ilçe kongresi kadar medya yer vermiyor.

Dahası kurultay günü Ankara Spor Salonuna gelen metro “hattı bakıma alınarak” kapatılıyor. Salona gelen bütün yollar hafriyat kamyonlarıyla trafiğe kapatılıyor.

Sadece bu gerçek bile Türkiye’de değişim talebinin ne kadar haklı ve güçlü olduğunu görmemize yeter.

Adaletsizliğinizin kanattığı vicdanlar bunun hesabını soracaktır.

***

İYİ Parti yapılan adaletsizlikleri vurguluyor. Ama şikâyet etmek veya bunlardan şefaat beklemek için değil. Bunları bilerek, zorlukları yene yene iktidar olmaya niyetli.

Böyle dip dalgası şeklinde ortaya çıkan halk hareketleri engellenemez.

Siz ne kadar gizlerseniz gizleyin kurultayın görüntüleri sosyal medyada milyonlara ulaştı bile.

Kurultaya gelen her bir İYİ Partili paylaşımlarıyla sadece yüz kişiye erişse, görüntüler en az 5-10 milyon kişiye erişti demektir. Bazı kişilerin binlerce takipçisi olduğunu düşünürsek erişilen insan sayısı bundan daha fazladır.

Sizin bütün TV kanallarınızın seyirci toplamı bile bu rakama ulaşamaz.

 

 

Önceki İçerikTürkistan’dan Anadolu’ya ve Balkanlara Yayılan İslam Nuru Hoca Ahmed Yesevî Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ERDOĞAN ASLIYÜCE ile Pir-i Türkistan HOCA AHMET YESEVİ Hakkında Konuştuk.
Sonraki İçerikMilli Şehit Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.