National Geographic Dergisi’nin Haziran sayısında “Neden Yalan Söylüyoruz” başlıklı bir makale yayımlandı.
Bu makaleden özetlediğim bilgileri ve benim çıkardığım sonuçları ilginç bulacağınızı sanıyorum. Ayrıca yaşadığımız bazı gerçekleri anlamamız için faydalı olacağını ümit ediyorum.
“Hepimiz hayatta hiç tanımadığımız kişilerden, sevdiklerimize, iş arkadaşlarımıza kadar, küçük büyük bazı yalanları söylüyoruz.”
Bunların bir kısmı “kişisel yetersizlikleri gizlemek” ya da “başkalarının duygularını incitmemek için” söylenmiş zararsız yalanlar. Bunlara “beyaz yalan” da deniyor.
Bunların dışında ciddi yalanlar da var. Evlilik dışı ilişkiyi eşten saklamak, sahte diploma ile belli makamları işgal etmek gibi.
Araştırmacı Tim Levine, “dürüstlük işe yaramadığında yalan söylüyoruz” diyor.
Yapılan bir araştırmaya göre, söylediğimiz yalanların yüzde 16’sı maddi çıkar (ekonomik yarar sağlamak) için, yüzde 15’i kişisel çıkar (paranın ötesinde yarar sağlamak) için, yüzde 22’si kişisel suç (bir yanlışı veya kötülüğü örtmek) için, yüzde 14’ü kaçınma (insanlardan kaçmak veya kurtulmak) için, yüzde 8’i kişisel etki (pozitif imaj) yaratmak için, yüzde 5’i insanları güldürmek için söyleniyor.
Aynen yürümek ve konuşmak gibi, yalan söylemek de gelişim sürecinin bir parçası. Çocuklar iki-beş yaşları arasında yalan söylemeyi öğreniyor.
Yapılan bir testte iki yaşındaki çocuklarda yalancılık oranı yüzde 30 iken, üç yaşındakilerin yüzde 50‘sinin, sekiz yaşa gelindiğinde ise yüzde 80‘inin yalan söylediği tespit edilmiş. Yaş büyüdükçe de yalan söyleme konusunda ustalaştıkları görülmüş.
Psikolog Bruno Verschuere, “doğru kendiliğinden geliyor. Ama yalan özel bir çaba ve yanı sıra, keskin olduğu kadar da esnek bir zekâ gerektiriyor” diyor.
Psikolog Kang Lee’nin deneyinde zihin ve yönetsel fonksiyon testlerinde iyi yalan söyleyen çocukların performansı kötü yalan söyleyenlerden daha üstün çıkmış. Otizm yelpazesinde yer alan çocukların ise yalan söylemeyi beceremediği gözlenmiş.
SONUÇ:1 İyi yalan söyleyen yalancılar keskin ve esnek bir zekâya sahiptir. Çok inandırıcı yalanlar söyleyebilen çocuğunuzun veya siyasi parti liderinizin, dürüstlüğü ile olmasa da, zekâsı ile övünebilirsiniz.
***
Yalanın Sınırını Toplumsal Değerler Belirler
“Hepimiz birazcık da olsa yalan söylüyoruz ama çoğumuzun yalan söylemesini sınırlandıran bir şey var.”
Kendimizi dürüst bir insan olarak görme isteğimiz, çok büyük menfaatler elde etmemize yarasa da, bizi sonuna kadar yalan söylemekten men ediyor.
“Ne kadar ileri gidebileceğimiz dile getirilmeyen anlaşmalarla, sosyal normlar (örneğin ofisteki malzeme dolabından birkaç kalem alınmasının kabul edilirliği) tarafından belirleniyor.”
Bir bakanın devletten ihaleyi kazanan iş adamının uçağıyla umreye gitmesi Türkiye’de normal karşılanırken, Amerika’da bir eyalet valisinin bedava futbol maçı bileti alması rüşvet kabul edilip, toplum valiyi istifaya zorluyor.
Toplumda “bal tutan parmağını yalar,” “çalıyor ama çalışıyorlar” gibi sosyal normlar gelişmişse yalan ve hile ile devlet imkânlarını kendi lehine kullanan kamu görevlilerinin sayısı ve işledikleri cürmün boyutu artıyor.
SONUÇ:2 Dürüst olmayan toplumlar büyük yalancılar üretir.
***
Yalan Yalanı Besler
Büyük yalancı, dolandırıcı ve seri üçkâğıtçıların “pişmanlık duymadan sükûnetle yalan söylemelerinden anlaşıldığı gibi, yalan bir defa başlayınca art arda diziliyor.“
“Yapılan deneylere göre, yalan söylediğimizde ortaya çıkan stres ve duygusal rahatsızlığa beynimiz alışıyor ve bu bir sonraki yalanı kolaylaştırıyor. Küçük kandırmacalar daha büyük kandırmacalara sebep oluyor.”
SONUÇ 3: Bir kişi çok rahat yalan söylüyorsa, çok yalan söylemiş biridir.
***
Yalancının Avantajı
İnsanlar yaratılışları icabı, muhatabından yalan beklemiyor, yalan araştırması yapmıyor.
“Çoğu zaman duymak istediğimiz şeyi duyuyoruz. İster sahte pohpohlama, ister yüksek yatırım kârı sözü olsun, hoşumuza giden ve bizi rahatlatan yalanlara fazla karşı koyamıyoruz.”
Seçilme yaşını 18’e düşürürken gençleri pohpohlayıcı sözler boşa söylenmedi. Çünkü “18 yaşında kaç milletvekili seçilebilir?” sorusunun akla gelmeyeceği biliniyordu.
Jet Fadıl‘ın projeleri binlerce mağdur yaratmıştı. Ancak yüksek kâr vaat eden sonraki projelerine de halkımızın yoğun rağbeti bu tespitin somut bir örneği idi.
“Referandumda evet derseniz terör bitecek” de böyle hoşumuza giden tatlı yalanlardandı.
SONUÇ 4: Hoşa giden yalanlara dikkat edin. Başa gelecek belaları gizlemek için söylenmiş olabilir.
***
Lider Ne Diyorsa O
“Araştırmacılar, dünya görüşümüzü destekleyen yalanları kabul etmeye özellikle eğilimli olduğumuzu ortaya koydular.”
2015 yılında yapılan bir araştırmada 2 bin yetişkin Amerikalıya “aşı otizme yol açıyor” veya “Donald Trump aşının otizme yol açtığını söylüyor” şeklinde iki görüş sundular. Hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı halde aşının otizme yol açtığına inananlar oldu. Trump yanlısı katılımcılar, Trump adının geçtiği bilgiye daha güçlü bir şekilde inanç gösterdi.
Daha sonra araştırmaya katılanlara, aşı- otizm ilişkisine dair bilginin yanlışlığı bilimsel verilerle açıklandı. Bunun üzerine katılımcıların tamamı ilişkinin yanlış olduğunu kabul ettiler.
Ancak bir hafta sonra yeniden yapılan aynı testler, eski yanlış bilgilerinin aynı oranda geri döndüğünü gösterdi.
SONUÇ 5: Kitlelerin lidere olan inançları sebebiyle doğru kabul ettiği bilgilerin yanlışlığı kanıtlansa bile inançlarından döndürülmeleri zordur.