Seyrantepe’de Yaz Akşamları

98

Bülent Katkak’ın davetine ancak iştirak edebildim. Genelde İstanbul dışındaydım bu davetler sırasında. Geçen yıl da Seyrantepe’de Yaz Akşamları” gerçekleşmişti, ama kısmet bu sene oldu. Geçtiğimiz yaz ise yine Münip Utandı Konseri’ne Heybeliada’da Faruk Berksan’ın konuğu olarak iştirak etmiş, keyifli ve mutlu bir gece yaşamıştık. Adı da “Heybeliada’da Mehtap Konseri” idi. Programa o kadar ilgi vardı ki gece 01.00’de özel gemiyle ancak Bostancı’ya geçebilmiştik. Avrupa tarafından oturanlar ise sabaha karşı varmışlardı evlerine.

 

Kısa adı TURİNG olan Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nun 4. Levent yakınındaki merkezinde yapılan konser öncesi sohbet 18.00’de başladı. Metro olunca ulaşmak daha rahattı üstelik. Bülent Katkak iyi tarif etmişti arabalı ve arabasız gelişleri. Bittabi önce ikram ile taze fasulye ve imambayıldıdan oluşan zeytinyağlı tabağı tas kebabı, bulgur pilavı, ayran ve soda ikram edildi. Hitama erince de konser salonuna geçtik.

TURİNG büyük bir fiziki mekana sahip. Yeşil alanı da bir hayli. Üstelik binaların tümü de en fazla iki katlı karşındaki gökdelenlere inat, otobanlara nispet olsun.. oh be!

 

Şarkılar ve Şiirler Birer Sevda

Münip Utandı(1952-Hatay) da bu kara sevda İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisi iken başlıyor. Ruhi Ayangil, Ali Rıza Kural, Melahat Pars, Süheyla Altmışdört ve Ender Ergun ustalarından ders alıyor. Nevzat Atlığı ile birlikte çalışıyor. Yurt içinde ve dışında onlarca konser veriyor, ödüller alıyor.

Münip Utandı stilize çalışmalar da yapıyor ve sergi açıyor. Halen Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Kurulunda ve Haliç Üniversitesinde öğretim üyesi. Sesinin genişliği ve orijinal rengiyle son dönemin önde gelen yorumcusu olarak kabil ediliyor. Eşi Ceyda Hanım ve kızı Merve Utandı Kalkan da Türk Sanat Müziği sanatçısı. Hatıralarını içeren “Bir meşaledir” isimli anıları da geçen yıl sonunda Kubbealtı yayınları arasında çıktı.

Birkaç sene önceydi galiba Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfımız da MünipUtandı’ya Akif’in güftelerinden oluşan bir repertuvarla Fatih AiEmiri’de bir konser verdirmişti. Gerçekten Münip Utandı da çok az bulunan büyüleyici bir ses tonu var, etkileyici bir icraya sahip. Münip Utandı’nın ustalığını ben biraz da bizim gençliğimizin starı Nevzat Güyer’e benzetirim. Rahmetlinin sesi de öylesine etkileyiciydi.

 

40 Yıl Önce

“Seyrantepe’de Yaz Akşamları” konseri tam vaktinde 19.30’de başladı. Bu çok iyi bir tespit. Çünkü İstanbul’un değişik semtlerinden gelenler var. Tuzla ve Beylikdüzü arasında nereden bakarsan bak evlerine gidecekler için birkaç saat gerekiyor. Son vapuru, metroyu veya otobüsü kaçırma riski de mevcut. Araçlarıyla gelenler o günkü trafik yoğunluğu ile örtüşürlerse onlar da aynı sürede evlerine ulaşabiliyorlar. İstanbul artık böyle bir yer, 24 saat canlı, hareketli, yoğun ve kalabalık.

40 yıllık genç dostum Bülent Katkak’ın TURİNG Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu da bu vesileyle öğrendim. Hafızam beni yanıltmıyorsa MTTB Turizm Müdürlüğü’nde yöneticiydi. O yıllarda çoğu üniversiteli genç bu vesileyle çok ucuza yurt dışına çıkmıştı. Tren ile İngiltere’ye kadar gidiyor, yabancı dil kurslarına katılıyor, Fransa’da bağ bozumu mevsiminde çalışıyor, yabancı dillerini geliştiriyorlardı. Almanya ve Danimarka’ya gidenleri hatırlıyorum. O günler için bu imkanlar bir ayrıcalıktı. Önemli faydalara vesile oldu MTTB. Bu çerçevede rahmetli Kahramanmaraş’lı Fahri Akben’i de hatırladım. MTTB’nin trafik müdürlüğü binlerce üniversiteliye ehliyet, eğitim müdürlüğü de kurslarıyla lise mezunu gençlere üniversite imkanı hazırlamıştı.

 

Bülent Katkak açılış konuşmasında bir tiyo verdi, sanatçının en son 4 şarkı talebinin karşılanabileceğini hatırlattı. Kültür eski bakanı Atila Koç’un etkinlikle bulunması sanatçıyı ve herkesi  mutlu etti. Şöhretini “uyuyan  bakan” olarak yaptığını kendisi anlatır ama, Atila Koç, Kültür Bakanlarımız arasında entelektüel çizgi olarak ön sıralarda yerini alır. En çok okuyan, kitap alan, etüt eden, kültür gündemini izleyen, eleştirilmekten çekinmeyen, sanat, kültür, fikir etkinliklerine katılan, sanatçılarla örtüşen ve motive eden, kitapçılarda, galerilerde, salonlarda rastlayabileceğiniz bir devlet adamı. Bazıları gibi kaba, görgüsüz, sonradan görme, kibirli, burnu havada biri değil. Purosunu da kim ne derse desin tüttürerek içer. Kendisiyle en son Gaziantep Üniversitesi’nde  bir hafta süren sempozyumda birlikteydik.

 

Muhteşem Bir Program

Çok konsere gittim, bu farklıydı gerçekten. MünipUtandı’ya Kemençe’de Lütfiye Özer, Kanun’da Serap Çağlayan, Tanbur’da Gamze Ege Yıldız iştirak etti ve  Seyrantepe’de Yaz Akşamları başladı.

Önce Kürdilihicazkar(curcuna, sengin semai, sofyan, Türk aksağı, aksak, düyek, semai) Hacı Arif Bey, Lemi Atlı, Yesari Asım Arsoy, Selahattin İçli, Selahattin Pınar, Sadi Hoşses, Ahmet Mithat Güpgüpoğlu, Alaattin Yavaşça, Zeki Müren Münir Nurettin Selçuk bestelerini içimize çeke çeke, keyif ala ala izledik..

İkinci bölümde nihavende geçildi yine Münir Nurettin Selçuk, Sadi Hoşses ve Yesari Asım Ersoy, Osman Nihat Akın’ın eserlerini dinledik.

Konseri izleyenler arasında Mehmet Güntekin ve TRT’den Alpaslan Aslan gibi yine Türk sanat müziği ustaları vardı. Alpaslan Aslan hafif kırıklığı olmasına rağmen sanatçıyı ve izleyicileri kırmadı önce “Ömrüm Seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır”ı, sonra Münip Utandı ile düet yaparak “Kalbimin Sahibi Sensin”i söyledi. Konser salonu alkıştan kırılıyor. Ama bir alkış da Bülent Katkak’ın açıklamasına;

-Sayın Bakan Atila Koç eşine “Ömrüm Seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır” diyormuş, eşi de kendisine “Kalbimin Sahibi Sensin” diye cevap veriyormuş!

 

Yahya Kemal’den Behçet Kemal’e

Bakan Atila Koç da anektodu doğruladı. “Öyle yapıyoruz” dedi.

Seyrantepe’de Yaz Akşamları Münip Utandı Konseri’nde bir de şartlanmışlık buzuldu; “Yok başka yerin lütfu ne yazdan ne de kıştan/ Bir tatlı huzur almaya geldim Kalamış’tan” adlı Münir Nurettin Selçuk bestesi içinde “İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar” geçiyor ya bu dizeleri hep Yahya Kemal’e ait olduğunu bilirdik. Ona yakıştırıyorduk daha önceki şiirlerini ve yazılarını da anımsayarak. Meğer Behçet Kemal Çağlar’a aitmiş. Sağlık olsun. Bu dikkat için de TURİNG yönetimini kutlarım. Çünkü herkese yazılı bir program verilmişti.

Konser sonrası Yeşil Sera’da meyve ve çay ikramı yapıldı. Mutluluktan katılımcıların gözlerinin içi gülüyordu. TRT neden böyle programlar yapmıyordu artık?  Bazı masalarda tartışıldı. Kimisi TRT yönetimini sanata, kültüre, müziğe yeterli önemi vermediği için eleştirerek “İyi ki Alpaslan Aslan gibi sanatçılar var, onlar da emekli olursa yandı mı keten helva” diyerek görüşünü açıkladı, kimisi de “TRT aynı zamanda bir müzik mektebidir, devam edecektir” diye.

 

Gerçekten şarkılar bir sevdaydı, Türk Sanat Müziği bir kara sevdaydı. Sahip çıkanlara minnettarım. Alpaslan Aslan’a anlattım sohbet sırasında gençlerimizi bu sanattan, bu kültürden mahrum etmememiz, onlara katkı vermemiz gerekiyor.  Ama nasıl? Bunu önce kamu kuruluşlarımız düşünecek, sonra da aydın sorumluluğu taşıyan bizler.