Sandıktan Çıkan Sonuç – Süleyman Pekin ve İmanifesto

95

Halkoylaması resmi olmayan rakamlarla yüzde 51,4 evet oyu ile sonuçlandı. Böylece 18 maddelik Anayasa değişikliği kabul edilmiş oldu. Parlamenter sisteme veda ettik.

Cumhuriyet Halk Partisinin önemli ve ciddi itirazları var. Özellikle Yüksek Seçim Kurulunun oy verme işlemi bittikten sonra kuralı değiştirerek, mühürsüz oy pusulası ve zarflarla verilen oyları geçerli kabul eden kararı tartışılacaktır.

Yapılan itirazların netice alacağını sanmıyorum. Bu kanaate varmam için, son Belediye seçimlerinde Ankara ve Üsküdar seçimlerinde seçimi kazandığını iddia eden CHP’nin itirazlarının YSK tarafından reddedilmiş olduğunu hatırlamak yeterli oldu. Bu örneklerde olduğu gibi şimdiki itirazların reddi de şaibe iddialarını ortadan kaldırmayacak, ancak referandum sonucunu hukuken geçersiz kılmayacaktır.

Referandumda verilen oyların analizini daha sonra yaparız. Bu safhada bundan sonrasını konuşmak daha uygun olacak.

17 Nisan sabahı yeni bir yönetim sistemi ile hatta yeni bir rejim ile yönetilecek bir Türkiye’ye uyandık. Bunun olumsuz veya varsa olumlu sonuçlarına “evet” verenler de “hayır” verenler de muhatap olacak.

Türkiye’nin belki de 50-100 senesini etkileyecek çok kritik bir süreç başlıyor. Kimsenin zafer veya matem havasına girmesine lüzum yok. Ama hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları ilkelerinin ayakta kalması için mücadele etmeye devam etmemiz gerekiyor.

Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin tek kişide toplandığı, kuvvetler birliğinin olduğu bir rejime geçiyoruz. Bugüne kadar savunduğumuz gibi “güç insanı bozar, mutlak güç mutlak bozar” sözünün gerçekleşmesinden endişe ediyorum.

Ben bu kadar yetkiyi üstlenecek olan Cumhurbaşkanı kim olursa olsun O’nun için de kuvvetlerin birleşmesinin hayırlı olacağı kanaatinde değilim. Ortak aklın yerine tek kişinin aklının ikame edilmesinin Türkiye’nin gelişmiş demokratik ülkelerle mesafesini artıracağını ve gelişmesini yavaşlatacağını düşünüyorum.

Ancak, dünyanın en adaletsiz seçim kampanyası sonucu da olsa, halkoylamasının sonucunu kabullenmek durumundayız.

Kampanya sürecinde “hayır” oyu verilmesini gerektiğini savunanların endişelerini herkes biliyor. Dileğim ve temennim mevcut ve seçilecek olan Cumhurbaşkanının ve ekibinin bu endişeleri haksız çıkaracak adil bir yönetim sergilemeleridir. Kampanyadaki adaletsizlikler bu konuda ümitli olmamızı engellese de en azından temenni etmeye devam edeceğiz.

*********************************

Süleyman Pekin ve İmanifesto

Yazar, Şair ve Tarihçi Süleyman Pekin dostumuzun yeni şiir kitabı için yazdığım önsözü sizlerle paylaşmak istiyorum:

Süleyman Pekin günlük siyasi makalelerinde bile şiirsel ifadeyi yakalamış bir yazar. Fikir çilesinin ürünü olan köşe yazılarında ve araştırmacı- tarihçi olarak yazdığı yazılarında dahi, keskin cümlelerini Cemil Meriç tarzı bir edebi üslupla sarmalar.

Şair Süleyman Pekin ise İmanifesto isimli yeni kitabındaki şiirlerinde taşkın duygularını ifade eden şiirsel ifadelerin içine, derin bir düşünce mahsulü olan felsefi ve sosyolojik tahlillerinin sonuçlarını serpiştirmiş.

Ben kendimi şiir yorumcusu olarak tanımlayamam. Bu haddini bilmezlik olur. Süleyman Pekin kardeşim bu şiir kitabına yorumda bulunmamı istemese ve O’nu kırmak endişesi taşımasam böyle bir cürette bulunmazdım.

Ancak şiiri ve Süleyman Pekin’i seven bir dost olarak hissiyatımı paylaşabilirim.

Süleyman Pekin, İmanifesto isimli bu şiir kitabındaki şiirlerini yazdıran duygu ve düşüncelerinin özünü “İlkin insanlık çekildi damarlarımızdan / Sonra yaşamak hissi ve sevda sürmek” mısralarıyla özetlemiş.

Başka bir şiirinde O’na şiirler yazdıran değişimi “İlkin ahlak çekildi huzurdan / Sonra insanlık itildi surdan…   Dostluk düşsün de borsa düşmesin / Aman kimse bir kap bölüşmesin..” mısraları ile tasvir etmiş.

Kaybolan duygu dünyamızın yaşattığı acıya, insanlığın temel değerlerine sahip çıkmaya, anlamlı yaşamaya dair ve sevgiliye, vatana, kutsallara sevda duygularını yansıtan şiirler yazmış.

“Adanmaktır sevmek / Bu da bir tür kendinden geçmek/ Gezegenler güneşe sevdalanmıştır/ Yıldızlar zamana / Bense sana…”

Diye kâinatı sevdadan ibaret gören güçlü ifadeler kullanırken, başka bir şiirinde de sevdanın şiddetini tasvir etmekte.

“Seven yavaş yavaş can vermelidir / Ölümü titretmelidir/ Faylar kırılmalıdır bu sevdanın aşkına/ Rihterler yönelmiştir kentlere / Dev dalgalar limana / Bense sana..”

İnsanlık değerlerinden vefaya olan özlemini yansıtan birkaç mısraı,

“Zaman tatilde, zamane işte / Biz mi vefasızız vefa mı bizsiz / Bu kaç zl oldu yürek kirişte..”

Şairimiz petrol savaşları ile insanlığın kan kusmasına da bigâne kalmamış:

“Kerkük’te petrol kuşu / Bir tankın namlusuna kondu / Bir ananın emzirdiği insanlık / Kan kusuyordu

Süleyman Pekin, bazen “damarımdan cenaze geçiyor / Göçüyor gönül nedamet kervanıyla beraber” diye gönül burkan ifadeleriyle şairane bir hüzne sürüklüyor bizi.

Bazen de “Arslanım ormanda huzur/ Ancak sen tahtındayken olur / Hadi gari bamteline vur / Ve en tazesinden gökkuşaklarının/ Yeni bir medeniyet kur!” diyerek birey olarak sorumluluğumuzu hatırlatıyor. Dahası bir “kızılelma” ülküsüne doğru yönlendiren coşkusunu bize de aşılamaya çalışıyor.

“Tüttür merminin halvet türküsünü / Öttür tetiğin düşüş öyküsünü / Ki bu içtihat vay ki vay/ Kalbe sulh süngüsünü / İtti say!

‘Veliyyünkülli mazlumîn’sin sen / Yerler gökler seni arıyor bi bilsen / Ki bu zulûmat vay ki vay / Ayağa dikilsen / Bitti say!”

Bu sorumluluktan kaçıp her şeyi devletten bekleyenlere ve devleti soyanlara dasözü var şairimizin:

“Düz vatandaşın yerine/ Devletim inmiş derine/ Kötüyse de kaderine/ Sövsün devletin işi ne!

“Devletimin malı deniz/  Domuzcuklar pek semiz/ Zor oluyorsa yemeniz/ Eğsin devletin işi ne..”

Süleyman Pekin kardeşimin bu şiir kitabında O’nun karakterinin bütün ipuçlarını bulabilmek mümkün.

Duygusal ama isyankâr… Cesur ama utangaç… Mütebessim ama hüzünlü… Acılı ama alaycı… Düşünce adamı ama şair…

Kendisinden bundan sonra da çok güzel ve değerli eserler beklediğim Süleyman Pekin kardeşimi tebrik ediyorum. 

 

 

Önceki İçerikKıbrıs Gazisi Emekli Yarbay, Fikir Adamı ve Yazar Atilla Çilingir Anayasa Referandumu ile Alakalı Soruları Cevaplandırdı.
Sonraki İçerikDövüştüler, Götürüldüler, Dönemediler: Esarette Kalanlar
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.